28 Temmuz seçimleri geliyor. Ama çok ilginçtir, siyasetin sağ kanadında kimin ne olduğu, nerede durduğu belli değil. Bu belki sol düşünceli insanlar için cazip olarak gözükebilir. Ama bence bu, genel toplumsal çıkarlar ve toplumsal varlığımızın demokratik gelişmesi ve kurumlaşması için olumlu değildir.
Dün, Meclis’te Aslanbaba şovunu gördük. UBP’ nın aslanlarının tavrını gördük. Kimdi bu?
Ey, UBP’ nin aslanları. Buna “DIŞ TÜRK” Masası kuracak olan ve onu Dış Türklerin sorumlusu yapacak olan “babalığı” yapan kimdi? İrsen bey, UBP kurmayları, bunu bu ülkeye, bu halka, sırf partinize geçsin ve sözde Büyük UBP projesi için Anayasa ve yasalara aykırı olarak, bu konuyu, bu adama indeksli Meclise getiren ve bunu günlerce siyasetin gündemine yapay olarak sokan kimdi? Siz değimliydiniz?
Sırf, UBP’ ye geçsin diye, buna bunu sağlamak, SİYASİ RÜŞVETİN dik alasıydı. Meclis’te CTP, TDP buna karşı çıkarken o gün basında susan bunu normal karşılayanlar şimdi nasıl olurda sözde bu ilkesizliklere karşıçıkarlar.
Ya da Aslanbabaya sunulan bu rüşvete karşı çıkan CTP’ ye dönük olarak, Aslanbaba’nın şahsında bizi Türkiyeli karşıtlığı ile suçlayan sözde aklı evvellere, şimdi ne demeli? Hırsın gözleri kör ettiği noktada, dün bunu yapan UBP kurmayları, şimdi yine Aslanbabanın arkasına saklandılar ve ona bu kez de Meclis kürsüsünden dolar sallattılar.
Tüm toplumu, halkı, devleti, hırsları için bir kez daha, ama artık belki son defa olarak, önce halkımıza sonra da tüm dünyaya rezil ettiler. Bu bunların en eski alışkanlığıdır.
Çünkü, 1974 öncesinde de topluma dar milliyetçi ve anti- komünist hedefler için soğuk savaş yıllarında ekilen de- politize etme yöntemlerinden başka bir şey bilmezler. Bu ilkel metotları hala ayni pervasızlıkla kullanmaya çalışıyorlar..
Kişilere indeksli, siyasal ve toplumsal kurumlaşmayı engellemek, düşünsel olarak ta toplumu çölleştirmek için, politikayı suç ,utanılacak ve korkulacak bir hale döndürmek için yapılan bu olgu, bizi halk olarak, dün son derece edilgen kılmıştı, şimdi de bunu yeniden üretmenin peşindedirler..
Şimdi uzun zamandır siyaset alanında, sağın yaşadığı kısırlık ve ilkesizlik, topluma, genellemeci bir tavırla, tüm siyasi güçlere karşı bir genel hoşnutsuzluğa dönüştürülmeye çalışılıyor. UBP liderliği, “ben battım, herkeste batsın” anlayışı ile saldırgan ve karalamacı bir tavırla, tüm siyaset kurumunu itibarsızlaştırmanın çabasına girdi..
Maalesef solun belli kesimleri de buna katkı koymaktadır. Temel sorunları öne almak yerine, kişilere indeksli bu kampanya karşı yeterince aktif tavır üretilemedi. Hatta dar faydacı anlayışlarla, ayni metotları takip edenler de oldu.
Hatta, bazıları içinde bu, rakip gördüğü kurum ve insanların yararlanması veya itibarlarının zedelenmesine yol açabilir beklentisi ile de hoşlarına da gitti. Ya sesiz kaldılar, ya da “vıdı vıdı” teşkilatlarının seslerinin iletilmesinde,” tel” oldular.
Ancak, bunun en genelde tüm siyasi güçlere ve toplumun kurumsal varlığına dönük bir sonuç üretmesi karşısında da şimdi herkes, bunun şaşkınlığını yaşıyor.
Şimdi,” karma oy veya denize gidin” kampanyaları ile de bu en genelde siyaset alanında ciddi savrulmalara yol açma zemini buldu.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Mehmet Ali Talat’ın uyarısı çok yerinde idi. Bu kampanya sonuç itibarı ile sahte seçmenlerin ve seçimlik vatandaşlık yapılanların seçimde belirleyiciliğine dönüşecek.
İşte bu nedenlerle sağda başlayan bu rezalet, tüm toplumu etkisi altına alma eğilimi göstermektedir. Buna bir de solda, en genelde dar bazı kesimlerin sözde düzene muhalefet yapacaklar diye ve kendileri dışındaki herkesi ,ayni gösterme sözde açıkgözlükleri de eklenince, bu ilkel ve en eski egemen güç politikasının gelişmesine katkı sağlamaktadır.
Bu yüzden şimdi, bu en eski, siyasetsizleştirme kampanyasına karşı, cesaretle karşı çıkmak ve bir mahalle baskısına döndürülmeye çalışılan,” hepsi aynidir” masalına karşı durmak gerekir..
Siyaset dünyamız içine ekilen bu kötü tohumlara karşı cesaretle, genellemeci tavırlardan uzaklaşarak hareket etmek gerekiyor.