Danimarka’dan bir haber geldi; “iki aya kadar pandemi sona erecek, normal yaşantımıza döneceğiz” diyordu.
Hoş bir haber!
Çok sıkıldık, korkuyoruz da…
-*-*-
Derken, İngiliz Başbakan Boris Johnson, “… vaka sayısı artsa da, başa çıkabiliriz, her hangi bir tedbire gerek yok” dedi…
İngiltere’de maske, mesafe işi devam ediyor ama bazı bilim insanlarının talep ettiği “kapanmayı da kapsayan” tedbirler gereksiz görülüyor.
Verilen mesaj da şu: “… Aşıyla ve sürü bağışıklığıyla birlikte bu pandemiyi yendik”…
-*-*-
Derken, Pazar sabahı acayip bir boğaz ağrısı ile uyandım…
Aşı dendi, dört kez yaptık, beşinciye hazırız ama yine de kafa karışık…
Biraz da burnum akıyor…
Acaba mı?
Hemen gidip “antijen” denen testten yaptırdım; “negatif”..
Bir tane de kendi kendime yaptım; o da negatif…
-*-*-
Her kulak burun boğaz ağrımasında yaptığımı yaptım ve sevgili Dr. Mustafa Reşat Erhan’ı aradım…
“Sıcaklık var mı?”
“Yok abi…”
“Burun tıkandı mı?”
“Yok abi…”
“Terliyor musun?”
“Yok abi…” muhabbetinden sonra, “Covid değil ama PCR yaptır ve gel seni göreyim” dedi…
Bu arada, “şunu al, bunu al” diye de tembihledi.
Ama gazetede ilaç markası yazmak yasak…
-*-*-
Neyse, burun akıyor, hatta bu satırları yazarken, affedersiniz ama sert bir hapşırıktan hafifi kanama da oldu…
Ses bayağı davudi…
Uzandığımda öksürük veya boğazdaki gıcık artıyor…
Sıcaklığım, 35 hadi bilemediniz 36 derece santigrat.
Allah’tan marketler sürekli ölçüyor…
-*-*-
Covid miyim?
Değil miyim?
Kafam bullez ondan eminim!
-*-*-
3 – 4 yıldır grip olmamıştım…
Aşımız vardı, iki senedir olmadık, meğer şimdi grip olmuşuz!
-*-*-
Sevinelim mi üzülelim mi?
Arkadaşlar aradı, “meyhaneye gidelim” dediler…
Eşimle bir birimize baktık.
Çünkü hala grip miyim değil miyim dedik ya kafa bullez!
Bilmiyorum!
Ama testler negatif!
Tamam da testler ne kadar güvenilir?
-*-*-
Diyeceğim şu ki; okullar kapanmalı mıydı?
Seçimler ne olacaktı?
Vaka sayısı 3 binleri bulursa ki 50 bin test yapılsa kesinlikle bulacağı söyleniyor, 23’ündeki seçim iptal olur mu?
Sanmam!
Peki temaslı sayısı artarsa, oy kullanamayacaklar her halde!!!
Adaylar zorla alıp sandığa götürmez mi temaslıları veya vakaları?
Katılım düşecek!
-*-*-
Amma hale geldik ha!
Kahrol Covid tamam mı?
KKTC egemen eşit devlet olabilir ama Türkiye ile değil, ötekilerle…
Fuat bey beni aradı!
Fuat bey beni telefonla aradı!
Çok mutluyum!
Pek yakında yanına gidiyorum!
-*-*-
Siyaseti geçtim; başarılı bir doktor olarak insanın kendi kendini bu kadar “gariban” görmesi bence kabul edilebilir değildir.
-*-*-
Egemen ve de eşit bir devletin başbakanı, başka bir devletin bir yetkilisi tarafından telefonla aranmış olmayı veya bunca zamandır aranmamış olmayı bence bu derecede abartmamalı, büyütmemeli, konu yapmamalı!
-*-*-
Fred Çakmaktaş’ın “yabadabadü”sünü çekecek neredeyse!
Yaşasınnnnn!
Yabadabadü, Fuat bey beni aradüüüü!
-*-*-
Neden Faiz Sucuoğlu hem kendini hem partisini hem de “egemen eşit devletini” bu derece küçültebiliyor?
-*-*-
Çünkü, çok iyi biliyor, ona inanmış, Türkiye istemezse, Erdoğan veya Fuat bey onaylamazsa, UBP’nin başından da hükümet koltuğundan da gidebilir!
-*-*-
Bu konuda yapılabilecek en doğru yorum nedir biliyor musunuz?
Mesela “egemen eşit, bağımsız ve de tanınmış KKTC” bir gün “gerçek oldu diyelim!
Ne olursa olsun; bu zihniyetle yönetilen KKTC, egemen eşit bir devlet olabilir ama Türkiye ile değil!
Sömürge veya işgal mi dediniz?
Daha da kötüsü bence; tarifi olmayan bir kötülük!
Külliye yapmayı düşünmek bile utanmaz olmaktır
Olaya, ahlaki, dini, psikolojik veya sosyolojik ya da politik açıdan da baksanız, bence hiçbir şey değişmeyecek!
O külliye şu anda yapılamaz.
Ama ihtiyacımız var!
Ama prestijdir!
Ama şudur veya budur!
Bize bu yakışır!
-*-*-
Geçiniz!
Evinizde bebeğinize mama ve bez alamazken, cebinizdeki tüm parayı ya da sağdan soldan toplayacağınızın tümünü yemeye içmeye ayırmaktır bu!
Ahlaksızlıktır…
Günahtır…
Deliliktir…
Yanlıştır…
-*-*-
Yapılması bir yana; yapılmasına izin vermek de zavallılık ve utanmazlıktır…
Hastaneleri parasızlıktan bitiremeyen; yolları yarım kalmış; akşamları sokak lambaları yanmayan; okulları çocukların başına yıkılan KKTC’nin eksiği “saray” değildir.
-*-*-
Ve tekrar ediyorum; içinde olduğumuz ahval ve şeraitte bunu yapanın da elleri kırılsın; utanmadan isteyenin ve içine girmek için heves edenin de…
Ayrıca; buna izin veren toplumun da!
Güney’de korumaya alınmış olan muflonlar, sokak köpekleri tarafından parçalanıyormuş… Muflon ölümlerinin en az yüzde 20’sinin sorumlusu sahipsiz köpeklermiş… Rum Yönetimi tedbir arıyor… Uzmanlar konuşuyor falan… Bu arada bir haber içerisinde “çok sayıda başıboş köpek Kuzey’den geliyor” iddiası dikkatimi çekti… Gerçek mi değil mi bilemeyiz ama köpekler sınır tanımıyor tabii ki… Ve ne acıdır, Kuzey’de sokak hayvanları sıkıntısı bence ciddi bir şekilde ele alınması gereken sorunlar arasındadır… (Fotoğraf: Cyprus Today)