İlk devrenin bitimine üç hafta kala, Yenicami’yi zorlu maçlar bekliyordu. Şampiyonluk yarışında emin adımlarla ilerleyebilmesi için bu üç maçtan en az yedi puan alması gerekirdi. Yani iki galibiyet, Kaymaklı ile de en az bir beraberlik.
Geceç hafta zorlu DTB deplasmanından üç puanla dönen Yenicami, dün de zorlu Cihangir deplasmanından galibiyetle ayrıldı.
Hatırlanacağı gibi, geçen yıl Yenicami’yi kendi evinde 1-0 yenerek şampiyonluk yolunda önemli yara almasına neden olan Cihangir, dün Yenicami karşısında pek varlık gösteremedi.
Bir gerçeği de söylemeden geçemeyeceğim. Süper Lig takımlarının böyle bir zeminde maç yapması kabul edilemez. Federasyon, Spor Dairesi ile birlikte bu sahaya bir çözüm bulmalıdır. Hiç olmazsa devre arasında yeniden ekim yapılmalıdır. Ekim zamanımı tam olarak bilmiyorum ama, eğer ekim yapılmayacaksa, maçların mutlaka başka bir sahada oynatılması kaçınılmazdır. Futbolcuların sağlığı sanırım her şeyden önde gelir. Birileri büyük bir sakatlık yaşamadan buna çözüm bulmaları gerekir.
Yenicami rüzgarı arkasına alarak oyuna başladı. Bir an önce gol bulup oyunun kontrolünü eline almak istedi ve 16’ncı dakikada Halil Turan’ın ayağından golü buldu. Gol Yenicami’yi rahatlatı ve oyundaki dengeyi eline almasını sağladı. Cihangir az adamla hücüm eden ve daha çok kontra yakaladığı toplarla gol bulmaya çalışan bir oyun şekli ile oynadı. Zaman zaman etkili olmaya çalışsa da, kaleci Ali ve savunmanın etkili müdahaleleri ile tüm atakları etkisiz hale getirdiler.
İlk yarının bitimine iki dakika kala sahneye yine Halil Turan çıktı ve hem kendisinin, hem de takımının ikinci golünü atarak ilk devrenin avantajlı bir sonuçla kapanmasına neden okdu.
Halil Turan eski takımına karşı attığı gollerle bir bakıma öz güvenini de yakalamış oldu. Transfer olduktan sonra hazırlık maçlarında sakatlanan Halil, yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Dünkü maçta ortaya koyduğu olumlu futbolu ile göz doldurdu.
İkinci devreye bu kez rüzgarı karşısına alarak oyuna başlayan Yenicami, fizik gücü ve tecrübesini de kulanarak oyunu kontrole almasını bildi.
Cihangir’in gol noktalarında etkili olabilmesi için, Chibuzor’un yanında mutlaka iyi bir oyuncu olması lazım. Geçen hafta takımını sırtlayan Fırat dün oyunda yoktu. Chibuzor adeta tek başına Yenicami savunmması ile mücadele etmek zorunda kaldı. Yannick’in uzun toplarında Yenicami savunmasının güçlü fiziğe sahip oyuncuları tarafından etkisizleştirildi.
Maçın genelinde Yenicami üstün oynadı. Özellikle iki sıfırdan sonra oyunun konrtolünü eline aldı ve fazla zorlanmadan, zorlu deplasman denen Cihangir maçını üç puanla kapatıp yoluna devam etti.
Halil Turan attığı gollerle Yenicami’yi rahatlatırken, bu gollerin hazırlanmasında emeği olan İbo da takımın en iyilerindendi. Son haftalardaki başarılı oyunu ile Yenicami’yi taşıyan oyuncu durumuna gelen İbo, gerçekten takıma büyük katkı koyuyor.
Tabi ki savunmanın başarısını da göz ardı edemeyiz. Özellikle Erbay ve Serkan ikilisinin uyumu da gözlerden kaçmıyor. Adil istikrarlı oyunu ile takımın degişmez elemanı durumuna geldi. Takım, genel olarak iyi futbol oynamasına rağmen, zaman zaman isabetsiz paslar ve top kayıpları olması da dikkatlerden kaçmıyor. Gerçi dünkü zemin futbolcuların pas yapmaları için güzel bir zemin değildi. Ancak yine de gelişi güzel yapılan paslaşmalar, gerkesiz yere efor harcamalarına ve sakatlanmalarına neden oluyor.
Maçın sonunda çıkan olaylar maçın atmosferine hiç yakışmadı. Cihangir kalecisi Raif'in maçtan sonra tellerden atlayıp futbolcu arkadaşı Hüseyin Sadıklar’a saldırması, sportmenliğe yakışmadı. Olayın bu noktaya gelmesinin altındaki sebep; maç oynanırken Kenneth’in oyundan alınması esnasında ağır hareket edince, Raif'in Kenneth'e "hade be maymun çabuk ol" demesinden başlamıştır. Hatta, bu lafları duyan Ünal, "nedir senin söylediğin" diye müdahale etmek isteyince, Raif'in ona da küfürle hakaret ettiğini, kale arkasındaki muhabirimizden öğrendim.
Şimdi Raif'e soruyorum, "bu hareket ve söylemler sana yakıştı mı?" Elbette yakışmadı. Bir kere UEFA ve FIFA siyahi futbolculara karşı söylenen sözlerin ırkçılık içeren sözler olmamasına özen gösteriyor. Bu kadar centilmence oynanan bir maçın ardından bu olayların yaşanmasına sebep olan Raif' i şiddetle kınıyorum.
Üstelik de Hüseyin Sadıklar gibi efendi bir futbolcuya saldırması affedilecek bir olay değildir. Ayrıca, arkadaş olduklarını ögrenince, yaptığı bu hareketi daha da yadırgadım. Hatta, maça çıkmazdan önce, Hüseyin Sadıklar’ın on sekizlik kadroda olmamasından dolayı, kendisi ile alay eder gibi "ne be Hüseyin malzemeci mi oldun, artık kadroya giremiyorsun " diye şaka yaptığı bir arkadaşına saldırması, affedilecek bir davranış değildir.
Konu ne isterse olsun, bir futbolcu, önce efendi olmalıdır. Disiplinsiz ve saygısız futbolcular, ne kadar başarılı olurlarsa olsunlar, önce kendilerine sonra da takımlarına zarar verirler. Mehmetali hoca bu konuyu mutlaka degerlendirecektir. Raif' in kulagını mutlaka çekecektir. Ancak Cihangir yönetimi de bu konuya hassas davranıp duygusallığı bir kenara bırakmalıdır.