Mağusa Çevre Platformu, Kalecik Elektrik Santrali'nin filtresiz çalıştırılmasını, bölgedeki çimento ve petrol dolum tesislerinin çevre ve insan sağlığına zararlarını protesto için eylem yaptı.
Kalecik Elektrik Santralı ile Petrol Dolum Tesisleri’ne dönülen kavşak üzerinde toplanan eylemciler pankart açtı.
Kamu-Sen Başkanı Mehmet Özkardaş, Güç-Sen Başkanı Memduh Çeto veYeşil Barış Hareketi Başkanı Doğan Sahir’in de katılarak destek verdikleri eylemde, “Ne Termik, Ne Nükleer; Güneş ve Rüzgar Bize Yeter”, “Ölüm Solumak İstemiyoruz”, “Hiç Bir Faaliyet Sağlıktan Önemli Olamaz”, “Temiz Çevre, Çağdaş Ülke”, “Cilt Kanseri, Mide Kanseri, Kolon Kanseri, Gırtlak Kanseri Olmak İstemiyoruz” yazılı ifadeler dikkat çekti.
SAYMEN
Mağusa Çevre Platformu adına basın bildirisi okuyan Kıbrıs Türk MS Derneği Başkanı Ercan Saymen, ülkede en temel hak olan yaşama ve nefes alma hakkının sorumsuzluk nedeniyle tacavüz altında olduğunu belirterek, Kalecik Elektrik Santralı’nın bacasının saçtığı zehiri solumanın ölümü solumaktan farksız olduğunu söyledi.
Saymen, dünyada her yıl 11 milyon çocuğun hava kirliliği nedeniyle öldüğüne dikkat çekerek, ülkede ise hükümetlerin ilgisizliği ve iş bilmezliği nedeniyle düzenli kayıt bulunmadığından yaşanan faciayı rakamlarla yansıtma imkanı olmadığını kaydetti.
Saymen, elektrik santrallerinden kaynaklanan kirliliğin insan yaşamı için büyük tehlike oluşturmakla birlikte, doğal bitki örtüsüne de büyük zararlar verdiğini vurguladı.
Bu tipteki santrallerin elektrik üretimini yüzde 3-4 artırmanın doğaya ilave tahribatının yüzde 25 olacağını söyleyen Saymen, “Hem en kötü yakıtla, hem de filtresiz çalıştırılan bu santraller ölüm kusmaktadır. Böylesi çağ dışı uygulamalara daha fazla maruz bırakılmak ve can vermek isemiyoruz.
Anayasa’ya, Çevre Yasası’na ve genel sağlık kurallarına rağmen insan yaşamını tehdit etmeye devam eden Kalecik Elektrik Santralı bacası ve saçmakta olduğu ölüm gazları bir an once durdurulmalıdır” dedi.
Saymen, mevcut santrallere acilen filtre takma zorunluluğu getirilmesi ve güneş ile rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından azami şekilde faydalanılacak enerji politikaları oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Saymen, çevreyle ilgili AB normlarının ve ilgili yönetmelikerin gereğinin süratle hayata geçirilmesi gerektiğini de belirtti.
Saymen, bölgede üretim yapan diğer tesislerin, modern yöntemlerle faaliyet gösterseler de, hammadde tahliyesi esnasında denize uçuşan toz ve döküntüler ile diğer nedenlerden dolayı deniz dibindeki canlı yaşamı oluşturan fauna ve flora üzerinde tahribata yol açtıklarını kaydetti.
Saymen, Kalecik’teki petrol dolum tessilerinin her yıl dolum-boşaltım işlemleri esnasında akıttığı binlerce metre küp petrol ve yağın yaratttığı deniz ve sahil kirliliğinin inanılmaz boyutlara ulaştığını iddia etti.
Saymen, tüm bu olumsuzluklar bölgeyi tehdit ederken bölgede yeni bir petrol dolum tesisinin düşünülmesinin “cinayet” olduğunu belirtti.
Saymen, bugün Büyükkonuk’ta düzenlenen Eko-Gün etkinliğine dikkat çekerek, “bir taraftan eko turizm iddiası taşırken, diğer yandan bölgede çevre kirlilğine yol açan etkenleri görmezden gelmenin nasıl bir anlayışın ürünü olduğunu” sordu.