Çantalar yaşam kaynakları: Kalp nakli sırası gelene kadar ya da kalp nakline uygun olmadıkları için yanlarında tıpkı postacı çantası gibi yapay kalp taşıyan kalp yetmezliği hastaları, hayatlarını daha rahat sürdürebiliyor.
“Sevgimi verdim kalbimi veremiyorum”: 52 yaşındaki Adem Gökalp, 4 yıldır yapay kalple hayata tutunduğunu ve bağışlanacak bir kalp beklediğini anlattı. Gökalp, “Eşime sevgimi, gönlümü verdim ama kalbimi veremiyorum.”
“İnsanlık için organ bağışlayın”: Kardeşi ile aynı kaderi paylaşan Yusuf Gökalp, organ bağışı çağrısında bulunarak, bu kötü durumun insanın başına gelince fark edildiğini söyledi. Gökalp, “İnsanlık için organ bağışlayın” dedi.
Gelecekleri, hayalleri o çantada: Adem ve Yusuf Gökalp kardeşler, “Bazen masanın üzerine bıraktığım çantamı unutuyorum. Kalbimi vücuduma bağlayan hortumlar hatırlatıyor. Yatarken bile elim kalbimde duruyor. Geleceğimi, hayallerimi çantada taşıyorum. Bu çanta olmadan biz de olamayız” sözlerini kullandı.
Devrim DEMİR
Karpaz’ın Yedikonuk köyünde yaşayan iki erkek kardeş, aynı kaderi paylaşıyor. Yıllar önce geçirdikleri kalp rahatsızlıkları nedeniyle ikisi de artık yapay kalp ile yaşıyor. Yaz kış üzerlerinde yaklaşık 3 kiloya yakın bir çanta, Âdem ve Yusuf Gökalp kardeşler bu çantadan ayrı yaşayamaz.
Önce anjiyo, ardından da baypas ameliyatı olan iki kardeş, nefes darlığı ve halsizlik şikâyetiyle hastaneye başvurdu.
Kalp yetmezliği teşhisi konulan Gökalp kardeşlere doktorlar "Her an kalbin durabilir. Yaşamanız için kalp nakli olman ya da yapay kalp takılması gerekiyor." dedi.
Banyo yaparken, uyurken, hayatlarının bir parçası haline gelen bu çantadan kalp nakli olmadan kurtulamayacak olan kardeşler, nakil olmak için bağışlanacak kalp bekliyor.
“Kabullenme süreci çok zor alışamıyorsun” sözlerini kullanan 52 yaşındaki Âdem Gökalp ve 64 yaşındaki Yusuf Gökalp, kalp nakli bekliyor.
Adem Gökalp kendisine çıkan vericiyi kızının düğünü olacağı için kabul etmedi. “Onun en güzel gününü mahvetmeye hakkım yoktu” sözlerini kullandı.
2018 yılı Aralık ayında bir verici daha çıkan Gökalp kardeşlerin şansı yine gülmedi. Organları bağışlanan bir gencin ailesinden biri organ bağışını ret edince hayalleri yine ertelendi.
Her ay kontroller için Karpaz’dan Lefkoşa’ya gelen Gökalp kardeşler, hikâyelerini YENİDÜZEN’e anlattı.
4 yıldır 3 kiloluk bir çanta ile yaşıyor
4 çocuk babası 52 yaşındaki Adem Gökalp, 2004 yılında nefes darlığı şikayeti ile hastaneye başvurduğunu burada o yıllarda anjiyo yapılmadığı için Ankara’ya sevk edildiğini anlattı. Gökalp, anjiyo sonucu damarlarının açık olması nedeniyle geri döndüğünü, 2015 yılında ise benzer bir şikâyetle yeniden Lefkoşa Devlet Hastanesi’ne başvurduklarını söyledi.
Gökalp, Operatör Doktor Hasan Birtan tarafından ameliyat edildiğini ve yapay kalp takıldığını belirtti.
Yapay kalbin ardından, kendisini yeni bir hayata başlamış gibi hissettiğini ifade eden Âdem Gökalp, aldığı her nefesin kıymetini daha iyi anlamaya başladığını ve hayallerini 4 yıldır 3 kiloluk çanta içinde taşıdığını ifade etti.
“Kızım için kalp naklini kabul etmedim”
4 yıldır kalp nakli bekleyen Adem Gökalp için uygun verici geçtiğimiz yıl çıktı. Gece yarısı çalan telefonda doktorunun numarasını görünce sevinçten havalara uçan Adem Gökalp, “Doktorum aradı ve uygun vericinin çıktığını haber verdi. Nakil çıkınca ne sevinebiliyorsun, ne üzülebiliyorsun. Çünkü her şekilde size bağışlanan organ bir kişinin hayatının son bulması sonucu size geliyor. Bana uygun verici çıkmıştı ama kızımın düğün hazırlıkları vardı kabul edemezdim. Onun en mutlu gününde orda olmak için başka birine hayat vermek üzere geri çevirdim. 2018 yılı Aralık ayında yine uygun bir verici çıkıp doktorum tarafından arandım. Bu kez kabul edecektim, hastaneye gittim inşaat işçisinin kalbi bana uygun görülmüştü. Ailede kabul etmişti ama ölen gencin Türkiye’de bulunan bir kardeşi durumu kabul etmeyince nakil işlemi iptal edildi” dedi.
“Eşime sevgimi verdim ama kalbimi veremiyorum”
Emekli maaşı ile Karpaz’ın Yedikonuk köyünde yaşamını üzerine monte edilmiş çanta ile geçirmeye çalışan Adem Gökalp, yapay kalp taşıdığı için sürekli dikkate etmek zorunda olduğunu ve yedek pillerinin her zaman çantası içinde dolu olduğunu anlattı.
Gökalp: "Aldığım her nefesi çantamdaki kalbime borçluyum. Bu nedenle kimseye güvenip vermiyorum. Eşim 'Yorulduysan taşıyayım.' diyor.
Eşime sevgimi, gönlümü verdim ama kalbimi veremiyorum. Sürekli çantayla gezdiğimi görenler 'Çantada bu kadar değerli ne taşıyorsun?' diye sorduklarında 'Kalbimi taşıyorum.' yanıtını veriyorum.
Geleceği, hayalleri, çantada..
Kabullenme sürecinin en zor kısmı olduğuna değinen Gökalp, daha önce yapay kalp takmış birini bulup konuşarak moral aldıktan sonra, ameliyat için karar aldığını anlattı.
Bazen masanın üzerine bıraktığım çantamı unutuyorum. Kalbimi vücuduma bağlayan hortumlar hatırlatıyor. Yatarken bile elim kalbimde duruyor. Geleceğimi, hayallerimi çantada taşıyorum. Bu çanta olmadan ben de olamam.
Benim için bir çuval altından değerli çünkü bir saniye bile benden uzak olsa nefes alamam” dedi.
Gökalp: “Bir umut bekliyorum”
Yapay kalpli kişilerin bir çok sıkıntı ile de boğuştuklarına değinen Adem Gökalp, Yasada yapay kalp hastalarının engelli sayılmadığını belirterek, başından geçen olayı da anlattı. Gökalp, hastaneye kontrol için gittiği zaman park cezası yazıldığını ve ödeyecek durumda olmadığı için mahkemeye sevk edildiğini anlattı. Gökalp, “Doktorum bana raporumu yazdı, gerekçeyi anlatmak istedim belediyeye ancak ceza silinmedi. Mahkemeye çıktım yargıç derdimi dinledi ve bir ceza almadan dava kapandı. Bizde engelli sayılırız, normal bir kalbimiz yok nerede ne olacağımız belli değil. Bizim için de yasada bir şeyler yapılmalı. Kimin ne olacağı belli değil, herkes ihtiyaç duyabilir. İnsanlar organ bağışına duyarlı olsun. Dışarıdan her şey çok güzel görünüyor ama bunu bize sorun. Her gün bir umutla bir vericinin hayali ile yaşıyorum” dedi.
“İnsanlık için organ bağışı yapın”
Kardeşi Adem Gökalp ile aynı kaderi paylaşan 64 yaşındaki Yusuf Gökalp’te kalp nakli bekleyenler arasında. 2010 yılında evinde rahatsızlanarak, kalp krizi geçiren Yusuf Gökalp, 2011 yılında anjiyo için Türkiye’ye sevk edildi. Damarlarının açık olduğunu anlatan Gökalp, kalpte büyüme olduğu için pil takıldığını ve 2015 yılında pilin süresinin bitmesi ile yeniden başka pil ilave edildiğini söyledi.
Gökalp, sürekli kontrol altında olduğunu hastaneye girip çıktığını belirterek, “Ayaklarım şişiyor, sürekli yorgundum ve kardeşim gibi benimde yapay kalp takmam gerektiği konusunda doktorum tarafından bilgilendirildim.
Üç çocuk babası Yusuf Gökalp, risklerini hiç düşünmeden ameliyat masasına yattığını ve kardeşi gibi yapay kalp taktığını anlattı.
Gökalp, “İnsanlık için organ bağışı yapın” dedi.
“Hiçbir yerimiz kanayamıyor”
İki günde bir kan tahlili yapmak zorunda olduklarını ifade eden Yusuf Gökalp, mecburen tahlillerini yapmak zorunda olduklarını ve hiçbir yerlerinin kanama şansı olmadığını anlattı. Kan tahlillerini ölçen makinenin maliyeti yüksek olduğu için hastane veya özelde bu tahlilleri iki günde bir yaptırmak için Karpaz’dan yola çıktıklarını ifade eden Gökalp, “Kan tahlilini biz kendimiz evde de yapabiliriz. Maliyeti yüksek olduğu için alamıyoruz. Mecburen hastane veya özelde yapıyoruz. 15 günde Lefkoşa Devlet Hastanesi doktor kontrolü için geliyoruz. Tahlil sonuçlarımız sürekli kontrol altında, doktorumuz bizi yakından takip ediyor. Benim ameliyatımı Doktor Hasan ve Ozan Bey yaptı ikisinin de ilgisinden son derece memnunum” dedi.