Ajanstan bir başlık okudum:
“Antalya’ya 1000 futbol takımı kamp için gelecek.”
Kıbrıs’ın kuzeyine kaç takım gelecek peki?
* * *
Sıfır sanırım!
Umarım yanılırım.
Bir olsa, üç beş olsa, on olsa, razıyız…
Şimdi devre arası dönemi ya spor turizminin tam zamanı…
Antalya kadar güzel bir havamız var, pek fazla sahamız olmasa da…
Yine de “hiç yok” değil.
“Her köye bir çim saha” yapmakla övünenler, bu tesislere tuvalet yapmayı unuttular!
Ağaç altına işeniyor çoğu spor kompleksinde (!)
“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” gibi hayal satan iletişim oyunlarına değil ayakları yere basan gerçeklere ihtiyacımız var bizim…
Avrupa’yı anladık da Türkiye’den takımlar neden gelmiyorlar acaba?
Niye!
* * *
Pandemiye rağmen bu yıl 9 milyondan fazla turisti ağırladı Antalya.
Şimdi de spor turizmiyle 150’den fazla organizasyona imza atacak.
Bin futbol takımı en az 25 bin turist demektir.
Hem tanıtımdır, hem de turizmin en durgun olduğu dönemde can suyu…
Ada’nın en güzel kıyılarını turizm teşvik programları içerisinde büyük yatırımcıların emrine verenler böylesi bir gelişimi neden planlamadılar acaba?
Spor turizmi yerine rulet tercihi yapıldı burası için!
Takımlar Antalya’ya, kumarcılar ‘KKTC’ye.
“Haydi şimdi bütün eller havaya.”
* * *
Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği yönetim kurulu başkanına göre özellikle Azerbaycan, Belarus, Ermenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moldovya, Özbekistan, Rusya, Tacikistan, Doğu Avrupa ve Balkan ülkelerinden kulüpler Antalya’ya gidecekler.
Ekonomi böyle ayağa kalkar!
Öyle muhtarları, valileri, azaları gezerek nutuk atmakla, dağlara bakarak güzelleme yapmakla değil.
Türkiye'deki profesyonel futbol liglerinde mücadele eden 127 takım var.
Bunlardan hiçbiri adaya gelmiyor kamp için!
O takımlarından hiçbirini adaya getiremeyenler, orada maçlar oynanırken, kale arkasında ‘KKTC’ bayracığı açıyorlar, göstermelik!
Seyret de mutlu ol (!)
Böyle büyük bir yalandır oynanan…
Tam bir riyakarlık!
* * *
Evrensel akıldan uzak zihniyet, soydaşlık ve yandaşlık siyasetiyle bizi dünyadan uzaklaştırırken, ömrümüzü çürütüyor.
Yalanla, talanla buraya kadar…