"Kamu işlemlerinde kur sabitleme halka faydalı"

YENİDÜZEN’e konuşan ekonomistler, yabancı para birimine geçişe negatif, kamu işlemlerinde kur sabitlemelere pozitif baktı

Didem MENTEŞ

Başbakan Tufan Erhürman, dövizde yaşanan dalgalanmaya yönelik “farklı para birimine geçme, kurları sabitleme gibi radikal önerilerin inceleneceğini” açıkladı, ekonomistler uyardı: “Yabancı para birimine geçmeye mali yapımız şuanda müsait değil, kamu işlemlerinde kur sabitlemeler ise halka faydalı olacaktır” dedi.

Ekonomistler, kişi başına düşen milli gelirin artırılması ve ekonomik büyümenin hızlandırılmasıyla enflasyonun ve döviz artışının önüne geçilmesi gerektiğine dikkat çekerek, ekonomik büyümeyle ilgili Türkiye ile bir plan ve program yapılması gerektiğini belirtti.

Deniz: “Yabancı para birimine geçme çözüm değil”

Eski Ekonomi Bakanı, ekonomist Derviş Kemal Deniz, Hükümetin kamu işlemlerinde (gümrük, tapu vs) kur sabitlemeye gidebileceğini ancak özel sektörde serbest piyasa ekonomisi olduğu müddetçe bir şey yapılabileceğini düşünmediğini aktardı. Kur sabitlemenin halka yararı dokunabileceğini ancak devlet bütçesi açısından başka açıklar verilebileceğini belirten Deniz, “Bir gelirden vazgeçersiniz ama başka bir yerden gelir bulmanız gerekiyor. Onun için bu radikal bir adım olarak görülse de bu konu biraz daha düşünülmesi gerekir” dedi.

Derviş Deniz, yabancı para birimine geçişin ise çözüm olarak görmediğinin altını çizerek, yabancı para biçimine geçmenin de kendi içinde bazı koşulları olduğunu, pratikte bunun uygulanmayacağını nedenleriyle açıkladı.

Deniz, insanların etkilenmemesi için kişi başına düşen milli gelirin artırılarak, ekonomik büyümenin hızlandırılarak, enflasyonun ve döviz artışlarının önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.

Besim: “Yabancı para birimine geçmeye mali yapımız müsait değil”

Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı, ekonomist Mustafa Besim ise kur sabitlemenin kamu işlemlerinde olabileceğini belirterek,  gümrük, tapu gibi işlemlerin döviz cinsi yerine TL bazında bir kur belirlenerek, vergi ödemelerinin o kur üzerinden olabileceğini aktardı.

Ülkede farklı bir para birimine geçme konusunda mali yapının şuanda müsait olmadığını belirten Besim, “Şöyle ki; Türkiye bize Türk Lirası veriyor, mali açığımızı o şekilde kapatıyoruz.  Bu açığımızı gerek kredi gerek yardımlarla kapatıyoruz. Bu açık devam ettikçe, bizim yabancı bir paraya geçmemiz biraz zor olur diye düşünüyorum. Tabii siyasi bir irade gösterilirse bu da yapılabilir”

 

Eski Ekonomi Bakanı, ekonomist Derviş Kemal Deniz, yabancı para birimine geçişi çözüm olarak görmediğinin altını çizerek, yabancı para biçimine geçmenin kendi içinde bazı koşulları olduğunu, pratikte bunun uygulanmayacağını nedenleriyle açıkladı.

 

Eski Ekonomi Bakanı, ekonomist Derviş Kemal Deniz:
“Yabancı para birimine geçme çözüm değil”

Eski Ekonomi Bakanı, ekonomist Derviş Kemal Deniz, Devletin kamu işlemlerinde (gümrük, tapu vs) kur sabitlemeye gidebileceğini söyledi. Deniz, özel sektörde kur sabitlemenin serbest piyasa ekonomisi olduğu müddetçe mümkün olamayacağını söyledi. “Herkes bir bakıma kendi kurunu kendi belirler. Zaten serbest piyasada en önemli faktörlerden bir tanesi; bir kişi istediği mağazaya istediği malı almak için serbesttir. İnsanlar istediklerini tercih eder. Bu nedenle kurun serbest piyasa içerisinde dengelenmesi tutmaz. Ama devlet kendi işlemlerinde, örneğin gümrükte bir fatura geldiği zaman, bugünkü kurun altında bir birime endekslediği zaman otomatikman o malın gümrüğü daha az olacak dolayısıyla fiyatlara yansıması da az olacak. Bir de geçmişte uygulanan döviz kiralarından vergi indirimi gibi önlemlerde var” dedi.

Deniz, kur sabitlemesi noktasında şu uyarıda bulundu: “Devlet son zamanlarda kur artışından dolayı kâr ediyor. Sayın Başbakan halka yardım etmek açısından bu döviz gelirleri kazançlarından bir miktar vazgeçebiliriz diyor. Halka faydası açısından bunu olumlu görüyorum ama dövizden dolayı olan gelirlerin artışını, dövizi dengeleyerek veya sabitleyerek vazgeçerse ve bundan dolayı başka açıklar verirse bunu bir yerden çıkarması gerekir. Ya ekstra vergilerle veya Türkiye ile yapılacak anlaşmalarla, verilecek olan açıkların kapanmasıyla ortaya çıkabilir. Baktığınız da kurun sabitlenmesi fiyatların ucuzlaması açısından halk için faydalı bir şeydir. Ama devlet bütçesi açısından benim kuşkularım var.

Bir gelirden vazgeçersiniz ama başka bir yerden gelir bulmanız gerekiyor. Onun için bu radikal bir adım olarak görülse de bu konu biraz daha düşünülmesi gerekir”

 

“Farklı para birimine geçme çözüm değil”

Farklı para birimine geçme konusunun da geçmişte çok tartışıldığını anımsatan Derviş Deniz, yabancı para birimine geçişi çözüm olarak görmediğinin altını çizdi. Deniz, “yabancı para biçimine geçmenin de kendi içinde bazı koşulları var. Siz Euro’ya geçersiniz, Avrupa Merkez Bankası’na bağlı olarak geçip onun kurallarına uyarısınız. Onun verdiği her karar buradaki Euro’yu dengelemiş olur. Bunun dışında bir de Euro eksildiğiniz zaman gideceğiniz bir yer olmalı. Avrupa Merkez Bankası sizi tanımadığı için otomatikman gider Türkiye ile konuşursunuz. Olaya baktığınızda Türkiye’nin Türk Lirası kullanan KKTC’nin para değerinin kaybolmasından ortaya çıkacak aksiliklerde size yardımcı olabilir ama diğer ülkelerin size yardımcı olma imkanları bulunmaz. Onun için pratiğe döktüğünüzde Devlet açısından baktığınızda, bu şartlar içerisinde yabancı para birimine geçişi çok pratik ve uygulanabilir olarak görmüyorum. Başbakan zaten yabancı para birimine geçişle ilgili çalışmalar olduğunu söyledi, kesin geçiyoruz demedi. Benim ilk bakışta gördüğüm, pratikte çok daha rahat uygulanmadığı ve çok rahat uygulanmayacağıdır” şeklinde konuştu.

Çözüm nedir?

Ekonomist Derviş Deniz: “Bu çok kısa zamanda çözülebilecek bir durum değil. Şartlar dünyanın her yerinde böyle oluyor. Artık yavaş yavaş globalleşen ve küreselleşen dünya içerisinde çok farklı para birimleri değiştirmek zorundasınız, çok farklı ülkelerle işbirliği yapmak zorundasınız. Çok farklı yerlerden bir şeyler gelmek zorundadır. Devamlı olarak bir yerden talep gelir. Biraz da uzun vadede bir şey yapılması lazımdır. Bizdeki en büyük sıkıntılardan bir tanesi de geçmişte devamlı hükümet değişiklikleri oldu. Böyle istikrarlı, stabil hükümetler görmüyoruz. Bunun da dezavantajları normal olarak geliyor ve bu durumları yaratıyor. Bu herhangi bir partinin ya da kişinin sorunudur diye söylemiyorum. Tüm siyasetin eksikliğidir. Geçen gün TC Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın bir beyanatı vardı. Kişi başı geliri 25 bin dolara çıkaracağız demişti, aslında doğru bir açıklama. Ama bunun nasıl yapılacağı konusunda da hükümet politikasının olması gerekir. Daha önceden çalışıp bizim şimdi 25 bin dolarda olmamızı gerekirdi. Şimdi çalışmaya başlasak 4-5 yıl sonra 25 bin dolara çıkacağız. Neden bunu söylüyorum? Eğer bugün 25 bin dolarlık kişi başı gelirimiz olsaydı, bence döviz artışları insanları bu kadar etkilemeyecekti. Çünkü insanların satın alma güçleri, güçlü olduğu için ve % 10-20’dir diye geçiştirilecekti. Bir de 12 bin dolarlarda olan kişi başı gelirler ve son yıllarda hiç yükselmeyen, bayağı sıkıntılı olan kişi başlı gelirler, piyasadaki daralmalar da göz önünde bulundurulduğunda pek tabii ki herkeste satın alma gücüyle ilgili sıkıntılar var. Kısa zamanda kişi başına düşen gelirin artırılarak, ekonomik büyümenin hızlandırılarak enflasyonun, döviz artışlarının önüne geçilmesi lazım ki insanlar etkilenmesin. Bu da bir zaman alacağı için Başbakan çıkıp, ‘kurun sabitlenmesine gideceğiz’ diyor ki bu olumlu bir şeydir. Bu bir miktar insanlara yansıyacak. Ama unutmamız gereken bir şey daha var. Bir de enflasyonla mücadele etmemiz lazım. KKTC olarak biz enflasyonla mücadele edemeyiz çünkü ithal eden bir ülkeyiz.  Hangi ülkeden ithal edersek onun enflasyonunu da ithal etmiş oluruz. Ve ne oluyor? Türkiye’de enflasyon % 20’lere çıkıyorsa, otomatikman % 20 enflasyonu buraya da ithal etmiş oluyoruz. Kısa zamanda bununla mücadele edecek bir enstrümanımız yoktur. Türkiye eğer faiz oranlarıyla oynayıp da enflasyonu düşürürse, parayı bulma maliyeti yükselir ama diğer taraftan da fiyatlar dengelenmeye başlar. O da insanların satın alma gücünü artırır. Ekonomi de bildiğimiz bir şey daha var; faizler yükseldiği zaman bu sefer piyasada daralma olur, piyasada daralma olduğu zaman bu sefer istihdama etki eder. İstihdam azalınca insanlar daha az gelir almaya başlar, bu sefer de gene gerileme yapar. Onun için bu işin tek yolu, ekonomik büyümeyle ilgili ne yapılacağına dair Türkiye ile bir plan ve program yapılması lazım. Bu bilhassa KKTC ekonomik refahının artırılması, büyümenin hızlandırılması, insanların harcama kabiliyetlerini daha yüksek duruma getirilmesi ancak herhangi bir ekonomik kriz ile karşılaşıldığında baş edilebilir. Bu da belirli bir politika ve istikrarla sağlanabilir. Hükümet de böyle bir politikayla götürebilir” 

 Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı, ekonomist Mustafa Besim kur sabitlemenin kamu işlemlerinde olabileceğini belirterek,  ülkede farklı bir para birimine geçme konusunda mali yapının şuanda müsait olmadığını vurguladı. Mustafa Besim,  “Tabii siyasi bir irade gösterilirse bu da yapılabilir” dedi.

Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı, ekonomist Mustafa Besim:
Mali yapımız şuanda çok müsait değil”

Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanı, ekonomist Mustafa Besim, kur sabitlemenin kamu işlemlerinde olabileceğini belirtti.  Besim, gümrük, tapu gibi işlemlerin döviz cinsi yerine TL bazında bir kur belirlenerek, vergi ödemelerinin o kur üzerinden yapılmasıyla olabileceğini aktardı.

Besim şunları söyledi: “KKTC Merkez Bankası’nın kuru sabitleme yetkisi yoktur. Çünkü Merkez Bankası’nın TL’nin değeri konusunda otoritesi, yetkisi, mali gücü yoktur. Ben bunu sabitleyeyim derseniz, Merkez Bankası bunu kaldırmaz. Diyelim ki Euro’yu 4.500’ye sabitledik. Türkiye piyasaları bunu görecek ve ‘Euro Kıbrıs’ta daha ucuz deyip, gelip alın TL’yi bana döviz verin’ diyecek. Bizimkiler ne kadar alıp verecek? Bunu yapamazlar. Para akımını da kapatamayız. Kur sabitleme gümrük ve tapu harçlarında da olabilir. Bir malı devrederken sterlin cinsinden yapar. Bunu sterlin yerine TL’den bir kur belirlenerek yapılabilir. Örneğin sterlin 6’dır bunu 5.90 TL’ye sabitleyip, bundan sonraki devir, stopaj devir işlemlerinden alınacak bedelleri 5.90 TL’den çarpıp yapabilir. Kur sabitleme budur. Gümrük işlerinde aynısı uygulanabilir”

Yabancı para birimine geçme konusu

Ülkede farklı bir para birimine geçme konusunda mali yapının şuanda müsait olmadığını Besim, “Her şey mümkündür yalnız bizim mali yapımız buna şuanda çok da müsait değildir. Şöyle ki; Türkiye bize Türk Lirası veriyor, mali açığımızı o şekilde kapatıyoruz.  Bu açığımızı gerek kredi gerek yardımlara kapatıyoruz. Bu açık devam etikçe, bizim yabancı bir paraya geçmemiz biraz zor olur diye düşünüyorum. Tabii siyasi bir irade gösterilirse bu da yapılabilir. Bu yalnızca ekonomik ve finansal bir politika değil siyasi iradedir. Bugün sizin bütçe açığınızı finanse eden ülkenin parasından, başka bir paraya geçmenin siyasi getirileri ne olacak bunu iyi değerlendirme lazım. Tabi herkes daha stabil daha istikrarlı bir parayı düşünür ama bu aşamada bunun pek de mümkün olabileceğini düşünmüyorum” dedi.

Yapılması gerekenler

 Yapılması gerekenin ne olduğunu da açıklayan Besim, şunları aktardı: “Gerçek anlamda bir para birliğine nasıl geçilebilir bunun yollarına bakmak lazım. Bugün Avrupa’da ‘Euro Zone Avro Bölgesi ‘ vardır. O para birliklerinin uyguladığı para politikalarını ve destekleme sistemlerinin, bizim burada da nasıl kullanılabilir nasıl uygulanabilir, bunların yolları düşünülmelidir. Çünkü biz Türkiye ile gerçek para birliğinde değiliz. Biz de-facto Türk Lirası’nı kullanır durumdayız. Gerçek anlamda para birliğinin gerekleri nelerdir, onlara bakmak lazım. Türkiye ile bunlar başarılabilirse daha faydalı olur. Ama bu çok kolay ya da hemen yapılacak şeyler değil, uzun soluklu çalışma gerektirir. ‘Yarın ben Euro’ya geçiyorum’ demek kolay değil, rezerve ihtiyacınız vardır. Biraz zordur bunu planlamak lazımdır. Türkiye finans sağlamaya devam edecek mi ülkemizin açığın karşılamaya devam edecek mi? Bu çok önemlidir. Türkiye size TL verir ve siz Euro kullanmaya başlarsanız, yarın TL daha fazla değer kaybederse ondan aldığınız parayla hiçbir giderinizi ve bütçe açıklarınızı kapatamayacaksınız.  Dolayısıyla farklı para birimine geçme çok denklemli çok meseleli bir konudur. Eğer mali bir bağımlılığımız olmasaydı, kendimize yeter ekonomik yapıda olsaydık, bunu yapmak daha kolay olurdu. Ama bizim şuanda mali bağımlılığımız var ve Türkiye’nin finansmanına bağımlı bir ekonomiyiz. Dolayısıyla bunu yapmak çok daha farklıdır. Siyasi iradeye ihtiyaç vardır. Siyasi iradenin bu konuda net olması ve iyi çalışılması lazımdır”

 

 

 

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri