Yılın ikinci asgari ücretini belirlemek üzere Asgari Ücret Saptama Komisyonu toplandı, talepler masaya yatırıldı, gözler 2 Ağustos’ta yapılacak üçüncü toplantıya çevrildi. Toplantıya katılan işçi ve işveren temsilcileri YENİDÜZEN'e konuştu
İşçi Temsilcisi, Hür-İş Federasyonu Genel Sekreteri Ali Yeltekin: "Asgari ücret kazanana 150 lira zam reva görülürken, kamu çalışanına 1000 TL zam uygun görülüyor"
İşveren Temsilcisi, Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası Başkan Yardımcısı Mustafa Aroğlu: “Bazı düzenlemeler için milli gelir verilerini talep ettik, ortada yok"
Dila ŞİMŞEK
Asgari Ücret Saptama Komisyonu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Erçin Tekakpınar başkanlığında toplandı, talepler masaya yatırıldı, gözler 2 Ağustos’ta yapılacak üçüncü toplantıya çevrildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Toplantı Salonu’nda yapılan toplantıya, İşçi Temsilcisi olarak Hür-İş Federasyonu Genel Sekreteri Ali Yeltekin, İşveren Temsilcisi olarak Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası Başkan Yardımcısı Mustafa Aroğlu katıldı.
YENİDÜZEN’e konuşan Yeltekin, asgari ücretin brüt 3500 TL olmasında ısrarcı olduklarını kaydetti.
Ülke genelinde ciddi olarak ekonomik sıkıntılar yaşandığını hatırlatan Aroğlu ise, “Bu ülkede yaşayan herkesin iyi yaşamaya hakkı vardır. Herkes, hakkı olan ücreti almalıdır. Biz isteriz ki, herkes çok daha iyi ücretler kazansın. Ancak, enflasyon gerçeğini göz ardı etmemeliyiz” dedi.
“Gençler ve ülke için, düzgün bir karar alınmalı”
Yeltekin, asgari ücretin brüt 3500 TL olmasının, Bakanlığın önerisine de yakın olduğunu belirtti. Gençlerin göç etmesine ve halkın kötü şartlarda yaşamasına sebebiyet verdiğini vurguladı. Özel sektör çalışanlarına ‘reva görülen’ ücretle, kamu çalışanlarına uygun görülen ücretler arasında ‘uçurum gibi bir fark’ olduğuna dikkat çeken Yeltekin, “Özelde çalışana 150 TL, kamuda çalışana 1000 TL zam yapalım diye bir mantık olamaz” dedi.
“Madem batıyoruz diyerek, 7 Bin TL önerdik”
Aroğlu, popülizme son verilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Madem batıyoruz, asgari ücreti 7 Bin TL yapalım dedik. Çünkü artık gerçekçi kararlar alınması gerekiyor. Devletin milli gelirinin ne olduğu, artış veya düşüş yaşanıp yaşanmadığını görmek için belge istedik, böyle bir veri olmadığını söylediler. Umarım, 2 Ağustos’ta bu veri hazır olur” şeklinde konuştu. Aroğlu, yapıcı ve gerçekçi kararlar alınması gerektiğini dile getirdi.
Toplantının açılışını yapan Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Tekakpınar, tarafların taleplerini değerlendireceklerini ve teknik çalışmalar yapıp üçüncü toplantıda yeni asgari ücreti belirleyeceklerini söyledi.
1 Şubat’tan beri asgari ücret aylık brüt 3 bin 150 TL olarak uygulanıyor. Asgari ücret net 2 bin 740 TL 50 kuruş olarak ödeniyor.
İşçi Temsilcisi, Hür-İş Federasyonu Genel Sekreteri Ali Yeltekin:
“Gençlerimiz artık göç etmesin, ülke için karar versinler”
“Taraflar olarak oturduk konuştuk. Herkesin hesabı kitabı belli. Bakanlık, hayat pahalılığını %5,57 olarak gördü. İşveren Temsilcisi Aroğlu, ekonomik krizin zor şartlar yarattığını vurgulamak adına, ironi olarak 7 Bin TL önerdi. Bu yüzden, gerçekçi yaklaşımlar olmadığı için bir sonuca henüz varamadık. Biz, brütün 3500 TL olmasında ısrarlıyız. Bakanlık yeni ücrete 1 Ağustos itibari ile İşveren Temsilcisi ise 1 Eylül’de geçilmesini istedi. Ancak kabul etmedik. 2 Ağustos’ta toplanıp, ücreti kararlaştıracağız. Asgari ücret kazanana 150 lira zam reva görülürken, kamu çalışanına 1000 TL zam uygun görülüyor. Maaşı yüksek olan için hayat pahalılığı fazla, düşük olana düşük ücret biçiliyor. Devletin hiçbir önerisi yok. 3500 brütle de geçinilmez, sektörel bazda devlet yasaları düzeltilmeli. Hiçbir toplumda ülke vatandaşından daha fazla sayıda yabancı çalışan olmaz. Ülkedeki yabancı işçiler de sömürülüyor. Bu, devletin düzensizliği yüzündendir. Düzgün yasa yapsınlar. Gençlerimiz artık göç etmesin, ülke için karar versinler.”
İşveren Temsilcisi, Kıbrıs Türk İşverenler Sendikası Başkan Yardımcısı Mustafa Aroğlu:
“Bazı düzenlemeler için milli gelir verilerini talep ettik, ortada yok”
“Elimizden geldiği kadar bu ülkenin insanına yakışır bir sonuca gitmeye çalışıyoruz. Ancak ekonomik şartları da göz önünde bulundurmak zorundayız. Bu ülkede yaşayan herkesin iyi yaşamaya hakkı vardır. Tüm işverenlerimiz, eminim ki çalışanlarını ailesi olarak görür. Ama ekonomik kriz yaşadığımız bu dönemde, bunu aşmak adına çalışmamız gerekiyor. Ekonomik kriz oluşmadan önce alınması gereken önlemler vardı. Ama ne yazık ki, daha önce defalarca konuşmamıza rağmen istediğimiz gibi bir sürece başlayamadık. Ciddi ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz, birçok iş insanı çalışanların maaşını ödemekte zorlanıyor, mecburen çalışan sayısını azaltıyor. Enflasyon nedeniyle bazı düzenlemelere ihtiyacımız var. Bir taraftan resmi verileri talep ediyoruz. Örneğin, milli gelirimiz ne kadar, artıyor mu düşüyor mu, bu veriler ortada yok. Bakanlık, kendince uygun gördüğü rakamları öneriyor. Benim tek söyleyebileceğim, popülizme son verilmesi gerektiğidir. Toplantıda yapılan hesaplarda, kaybedecek bir şeyimiz kalmadı diyerek 7 Bin TL önerdik. Kaybedecek bir şeyimiz kalmadı zaten. İşçiler tabii ki haklıdır ve hak ettiğini almalıdır, keşke daha fazlasını karşılayabilsek… Yapıcı olmak istememize rağmen dikkate alınmadığımızı düşünüyorum. Umarım, üçüncü toplantıda istediğimiz veriler gelir ve gereken yapılır”