18 Eylül Dünya Su İzleme Günü’nde derelerin su ve yaşam kaynağı olduğunu anımsatan Kıbrıs Sulak Alan Topluluğu, Kanlıdere’deyle ilgili “Kanlıdere Kıbrıs’ın şah damarıdır. Biz damarlarımızı kesip, damarlarımızda çöp biriktiriyoruz” yorumunda bulundu.
Kıbrıs Sulak Alan Topluluğu adına açıklama yapan Asuman Korukoğlu, ‘halkın su kurumlarını izlemesi için yetkilendirilmesiyle’ başlayan 18 Eylül Dünya Su İzleme Günü’nde mesaj yayımladı.
Korukoğlu, tüm dünyada su kaynaklarının korunması ve korumaya halkın fiilen katılmasını sağlamak için harekete geçtiği ve etkinlikler yaptığı bir gün olan Dünya Su İzleme Günü’nde, Kıbrıs Sulak Alan Topluluğu’nun Kanlıdere’nin boyunu yürümeye başladığını kaydetti.
Günün anlam ve önemine özel Kanlıdere’de yapılan çalışmanın detaylarına değinen Korukoğlu, özellikle dere üzerinde insan yerleşkelerine yakın yerlerde büyük sorunlar gözlemlediklerini anlattı.
Yıl boyunca devam edeceği ifade edilen yürüyüşteki ilk izlenimlerini paylaşan Korukoğlu, Kanlıdere ile ilgili; “Kanlıdere Kıbrıs’ın şah damarıdır. Biz damarlarımızı kesip, damarlarımızda çöp biriktiriyoruz” yorumunda bulundu.
“Sade vatandaş olarak da su kaynaklarımızı korumaya katkıda bulunabiliriz”
Kıbrıs Sulak Alan Topluluğu adına açıklama yapan Asuman Korukoğlu’nun açıklamasının tam metni şöyle:
“Dünya Su İzleme Günü 2003 yılından beri halkın su kurumlarını izlemesi için; Amerikan Temiz Su Vakfı tarafından yetkilendirilmesiyle başladı.
Dünya Su İzleme Günü; bütün dünyada su kaynaklarının korunması ve korumaya halkın fiilen katılmasını sağlamak için harekete geçtiği ve etkinlikler yaptığı bir gündür.
Biz KIBRIS SULAK ALAN TOPLULUĞU olarak Kanlıdere’nin boyunu yürümeye başladık. Bu; yıl boyunca devam edecek.
Gördüklerimizden edindiğimiz sonuç; su ve suyun biriktiği alanları kendi türümüzden korumamız gerektiğidir. Kanlıdere KIBRIS’IN ŞAH DAMARIDIR. Damarlarınızı kesip, damarlarınızda çöp mü biriktirirsiniz?
İşte biz adamızın ŞAHDAMARI’na bunu yapıyoruz.
Kanlıdere yer yer daraltılmış, insan yerleşkelerine yakın yerlerde atık alanı gibi kullanılmış, kenarları; Kamu Derelerinin Korunması Yasası’na aykırı olduğu halde setleri yıkılmış ve sürülmüş, evlerin duvarları derenin yatağına taşmış, atıksular dere içine boşaltılıyor. Birçok yerde sanayi bölgeleri dere içine yapılmış, köprü altı bırakılmadan yol yapılmış. Kullanılmış tarım ilacı (ZEHİR) mataraları derenin içine fırlatılmış. Derelerin setlerinin kenarlarına ağıllar yapılmış, gübre yığılmış. Bazı yerlerde; yerleşim dere yataklarına girmiş.
Yerleşimden uzaklaştıkça, temizlik, doğallık, kuş sesleri ve dereiçi habitatları göze çarpıyor. Dereler su ve yaşam kaynağıdır. Toprakları, bitki tohumları ve bazı canlılar, yağmur suyuyla doğada; toprak, mineral ve organik madde ihtiyacı olan yerlere taşınır. Eğer bu sistemin nasıl çalıştığını bilmezsek, koruyamayız. Bu sistemi öğrenmek öğretmek; bu öğretilere göre yaşamı planlamak gerekir.
Sade vatandaşlar olarak; atıklarımızı su kaynaklarına ve çevresine bırakmamak, su kaynaklarının içini sürmemek ve binalarımızı yaparken; su kaynaklarının sınırlarından içeriye taşırmayarak; su kaynaklarımızı korumaya katkıda bulunabilir, su ve su kaynaklarıyla ilgili doğru bilgilere ulaşarak okuyup öğrenmekle işe başlayabiliriz.”