Ülkede kaos yaşanıyor…
Beceriksiz ve emirlerle ülkeyi yönetmeye çalışanlar ülkenin kaos içinde olmasını da pek umursamıyorlar…
Onlar hiçbirşey yokmuş gibi atama yapmaya, partileri içinde koltuk savaşları vermeye, Bellapais sırtlarında ilginç kıyafetleriyle köpek gezdirmeye devam ediyorlar.
Yakıt ihaleli mi, ihalesiz mi gelecek kargaşası içinde pay almaya da devam edilirken, 4.5-5 G ihalesinden de pis kokular gelmesine neden oluyorlar.
Bu arada ülkede başka neler oluyor;
***
Örneğin;
Yerel seçimlerde belirsizlik sürüyor…
27 Kasım’da yapılması kararı alınan seçimlere, meclisten son olarak tartışmalı bir şekilde geçirilen düzenleme yasasıyla 18 belediyede gidilmesi bekleniyor…
Bekleniyor ama bu düzenleme Anayasa Mahkemesi’nden döndüğü takdirde herhalde eskisi gibi 28 belediyede seçim yapılması gerekecek.
O zaman da siyasi partiler veya bağımsızlar henüz resmileşmemiş ola da 18 belediyede seçim olacakmış gibi aday saptıyor veya adaylıklarını açıklıyorlar…
Şimdiye kadar CTP aday saptamada önde gidiyor… Diğer partilerde çok bir hareket yok, sadece bazı isimler ortada dolaşıyor…
Sadece belediye başkan adayı da değil, meclis üyeleri ve artık bağımsız dense de muhtarlar ve azalarının da yakın bir zamanda belirlenmesi gerekiyor.
Oysa ki dediğim gibi henüz 27 Kasım’da seçimin nasıl yapılacağıyla ilgili yani 18 mi 28 mi belediyede olacağıyla ilgili net bir durum yok.
Ortada bir kaos var. Emredilenin yapılmasının sonucunda ülke diğer konularda olduğu gibi bu konuda da kaosu yaşıyor.
***
Örneğin;
Öyle bir kaos ki limanlara girenler çıkanlar da belli değil…
Bir İspanyol, Girne Yat Limanı’na AB ülkesi ve izin istemediği düşüncesiyle gelmiş, iki gün de limanda zaman geçirmiş, iki günden sonra farkedilince de tutuklanmış, 15 gün de hapis yatmış, sonra da sınır dışı edilmiş. Gariplikler devam ediyor ama… Muhaceret ve Gümrük Dairelerimiz arasında anlaşmazlık yaşandığı için İspanyol’un teknesi Mahkeme kararına rağmen iade edilememiş ve bu anlaşmazlık sürecinde de tekne geldiği gibi habersiz bir şekilde ortadan kaybolmuş.
Konuyla ilgili Sahil Güvenliğin de bilgisi yok, teknenin nerede olduğu aranıyor…
“Eşit egemen iki devletten!” biri olan ülkede bir tekne limana giriyor, kimsenin haberi yok, limandan çıkıyor, yine kimsenin haberi yok.
***
Örneğin;
Başka bir kaos haberi de geçiş noktalarından;
Özellikle TL’nin eridikçe erimesinden sonra güneyden kuzeye geçişlerin artması nedeniyle oldukça fazla sıkışıklık yaşayan geçiş kapılarında henüz bir çalışma yok. Oysa ki ÜstEL, başbakanlığa getirildikten hemen sonra “talimat verdim, geçiş noktalarında geçişler kolaylaştırılacak” demesine rağmen tam aksi oldu, geçişler daha da zorlaştı. Sıkışıklık daha da arttı, çünkü TL daha da eridi.
Kıbrıslı Rumları suçlamak doğru olmaz, benim de param değerlense, parasının değeri eriyen yere gider, her istediğimi ucuza alır, evime dönerdim.
Bu durum kısmi de olsa işe yarıyor olsa da, yani hiç olmazsa esnafın bir kısmının iş yapıyor olmasını sağlasa da geçişleri kolaylaştıracak bir önlem alınamıyor, geçiş noktalarında kaos günden güne büyüyor.
Personel alınacakmış ama personel alınmasıyla sorun ortadan kalkar mı, altyapı çalışmalarının yapılması gerekmiyor mu?
Öte yandan güneyde de sıkışıklı yaşanıyor ama özellikle bu süreçte diğer tarafın geçişlerin hızlanması için önlem almasını beklemek saflık olur. Herhalde kendi tarafından insanların para harcamak için diğer tarafa hızlı geçmesini kolaylaştırmak istemez.
Durum bu iken bizim atanmışlar fırsatı değerlendirmekten çok uzak, koltuklarının keyfini çıkarmakla meşgul oluyorlar…
Geçen hafta da aynı şekilde bitirmiştim. Ekleme yaparak bitireyim yine;
Acıyorum bu kafalara… Yazık!