Bu bir “Kaos” değil yalnızca, bu herkesin kendi iktidar alanında oynadığı sorumsuzca bir oyundur.
Yönetim beceriksizliği değil sadece hükümet sefaletidir.
Bir ülkenin sağlığı ve ekonomisini hiçe saymaktır, iktidarsızlıktır, iradesizliktir.
Bu bir zavallılıktır.
Hükümet “genel kapatma” kararı alamamıştır çünkü kapanacak iş yerlerinde çalışan 50 binden fazla yurttaş, toplamda 80 binden fazla işçiyi destekleme kabiliyetinden uzaktır.
Mali olarak sektörlerin zararını karşılamaktan acizdir, özelde çalışana “kendi emekli ikramiyesini” tükettirme ayıbını boynunda taşımaktadır.
Bankaların taksit ya da borç ödemelerini öteleyecek kapasitesi yoktur.
Özetle bu ülkenin kaynaklarını olağanüstü bir durumda paylaştıracak iradeden yoksundur.
Bir seçim uğuruna geçmişte yaptığı maaş kesintilerini dahi gelecek zor günler için tasarruf etmek yerine, popülist kararlarla iade etmiştir.
Başbakan ile Sağlık Bakanı birbiriyle restleşir, Bakanlar Kurulu ile Sağlık Kurulu atışırken, on binlerce insan “kıyma makinesi”nde beklemektir.
Çünkü önlerine bırakılan seçenek “karın tokluğuna bir maaşla hasta olmak” ya da “sağlıklı ama maaşsız ve işsiz kalmak”tır!
Sokaklar açık ama işyerleri kapalıdır!
Sokağa çıkmak serbest ama izne tabidir!
Sağlık Kurulu’nun ekonomiyi, Bakanlar Kurulu’nun sağlığı düşünmediği yerde, ‘kktc’ adlı vilayet tam bir döküntüdür.
Çünkü bu topluma “kendi kendini yönetme hakkı” olmadığı gösterilmiştir!
”Siz yönetemezsiniz” denen yerde artık kimsenin kimseye saygısı, uzlaşısı, sorumluluk paylaşmak gibi bir duygusu yoktur.
Bu vakitten sonra Sağlık Üst Kurulu’nun kapatma kararını uygulamak, ülkenin mali imkanlarını da tıpkı kararlardaki gibi kamu ve özel tüm işçilere dayanışmayla paylaştırmak şarttır.
Bunu yapacak yürek ya da irade elbette olmayacaktır.
Şimdi insanlar canı ya da geçimiyle sınanıyor. Kuklalar ise sahneyi dahi açıp, kapatamıyor.