Şimdi daha cesur, açık, cesur konuşmamız gerekiyor.
Çığlık atalım hatta!
Güzel insanlara zulmediyorlar Türkiye'de!
Demokrasi yok.
Hukuk yok.
Özgürlükler yok.
* * *
Böyle bir "garantör"ü kim, niçin istiyor?
Can güvenliği mi?
Tam aksine...
Korkuyoruz.
Üstelik “garanti” edilen Anayasa çiğneniyor.
Bir gün, düşündüğümüz ya da konuştuğumuz için hapse atılabiliriz.
Kendi insanına böylesine zulmeden, bir başkasına neler yapmaz.
***
Yapmadı mı zaten?
Döve döve adeta Cumhurbaşkanı seçtirdi.
Bakan atadı, zorla...
Hükümet kurdu, bozdu, bir değil, üç değil, defa defa!
Türkiye'nin Kıbrıslı Türklerin seçimlerine yönelik “müdahalesiz” bir tarihi yok.
***
Kimileri kendi makamı için “garanti” istiyor!
Kimi kredisi, talanı, ihalesi, arsası, ikramiyesi için!
Yaşadığımız yalancı ve eğreti düzende varlığını, esenliğini, konforunu koruyanlar, toplumsal değil bireyci bir saadet uğuruna geleceği harcıyorlar.
Peyk bu devlet çöküyor.
***
Yurt hakkımız alınmış elimizden, dünya yüzümüze kapatılmış, insanlar sindirilmiş, gelecek belirsizliği büyümüş. Tam bir kuşatılmışlık ve mahrumiyet altında yaşıyoruz. Minnet etmezseniz eğer ilerleme şansınız yok.
Yargıya da gelecek sıra böyle giderse…
Basın, söz, ifade özgürlüğüne karşı kışkırtma, sindirme, susturma operasyonları zaten başladı.
Demokrasi çökertildi, nüfus değiştirildi, kimliğe ve kültüre saldırıldı.
Endişeliyiz, güvenmiyoruz kimselere, gelecekten kaygılıyız ve isyandayız.
Bunların sebebi başkalarının dayattığı hayatı yaşamak zorunda oluşumuz değilse ne?
***
Kapana kıstırılmış gibi bir yaşamak bizimkisi…
Direneceğiz elbette yok başka çaremiz!
İnsanlıktan, eşitlikten, barıştan ve özgürlüklerden yana aklımızı, yüreğimizi, vicdanımızı çoğaltacağız.
* (Peyk: Uydu! Bir başkasına bağımlı olan.)
Merci!
1- Rasıh Reşat - ki ulusal değerler ile Türkiye'ye hassas bir gazetecidir - Dış Basın Birliği başkanlığından istifa ettirildi, Tatar-TC Elçiliği baskısı sonucu olduğuna dair izler var. Bence sebebi hem son dönemde yazdığı birkaç makalesi, hem de Dış Basın’da oluşturduğu “Amerikan Bar Geceleri” tarzı, orada düzenlenen toplantılar, “off the record” dile gelen hakikatlerdir. Rasıh istifasının sebebi olarak “bazı mercileri” işaret etti!
2- Avrupa gazetesi başyazarı, gazeteci Şener Levent, Ankara 63. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından gıyabında yargılandı, “TC Cumhurbaşkanı’na Hakaret” iddiasıyla Türkiye’de 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. ‘KKTC mahkkemesi’nin yargılaması yapılmış aynı meselede önceden verdiği beraat kararı tanınmadı. 1 yıl hapis kararı da ceza indirimi ile 5.100 TL + dava masrafı ile adi para cezasına çevrildi. ‘Merciler’ kafayı taktı.
(Sarı Öküz’ün öyküsünü, bilenler, bilmeyenlere anlatsınlar ya da hiç duymayanlar araştırsınlar derim. O merciler de düşsünler artık bu toplumun yakasından…)