Suriye, Ukrayna, Filistin gibi savaşların sürdüğü ülkelerde ciddi eğitim kayıpları yaşanıyor. Örneğin Gazze Şeridi'nde hemen hemen tüm okullar hasar gördü. Eylül ayında okullar açıldı ama bu bölgede planlı bir örgün eğitimden söz etmek mümkün değil.
Savaş günlerini 50 yıl gerisinde bırakan, 41’inci yaşını 3 gün önce kutlayan KKTC’de de ciddi eğitim kayıpları yaşanıyor. Derinleşen eşitsizlik, yaşanan eğitim kayıplarının giderilmesine yönelik herhangi bir adım atılmaması özellikle kamu okullarına giden öğrencilerde ciddi gerilemeleri de beraberinde getiriyor.
Eğitim sistemi hem akademik becerilerin kazanılması hem de çocuğun iyi olma halinin desteklenmesinde oldukça yetersiz kalıyor. Çünkü kaybolan eğitim önemsenmiyor, kayıpların giderilmesi düşünülmüyor.
- Pandemi döneminde yaşanan eğitim kayıpları,
- 6 Şubat Depremi sonrasında ortaya çıkan çürük okul binalarından çadırlara, oradan konteyner sınıflara geçişlerde yaşanan eğitim kayıpları,
- Kamu okullarının bir hafta geç açılmasından dolayı yaşanan eğitim kayıpları,
- Öğretmenlerin zamanında atanamamasından kaynaklanan eğitim kayıpları,
- Hâlâ var olan öğretmen eksikliği nedeniyle yaşanan eğitim kayıpları…
Ancak bu kayıpları gidermeye yönelik tek bir program, öngörü ya da planlama yok.
Öte yandan önce Yerbilim Mühendisleri Odası eski Başkanı, Jeoloji Mühendisi Oğuz Vadili, ardında da KTMMOB eski Başkanı Tunç Adanır’ın Kıbrıs’ta yaşanması muhtemel olası depremlere yönelik açıklamaları, çocuklarımızın hâlâ çürük kamu okullarında eğitim aldığını hatırlatıyor ve unuttunuz şunları diyor:
- Durdurulan okul binalarını güçlendirme projesi
- Bir türlü yapmayı beceremediğimiz yeni okullar
O kadar çok şey var ki unuttuğumuz, ya da bize unutturulmak istenen. Örneğin;
- Sahte diplomalar,
- Ana dili Türkçe olmayan yabancı öğrenciler,
- Her geçen gün tükenmişlik yaşayan öğretmenler,
- Katmerlenerek artan akran zorbalığı,
- Hızla düşen akademik başarı
Sözün özü: Öyle bir eğitim sistemi yaratmışız ki kocaman bir “kara delik” gibi yutuyor tüm eksikleri ve unutuyoruz her şeyi. Sorun yokmuş, her şey yolundaymış gibi davranmak işimize geliyor.
Yarattığımız bu kara deliğin yuttu eksiklikler giderek derinleşen öğrenme yoksulluğu bırakıyor kendini. Eğitim kaybıyla nedeniyle yaşadığımız öğrenme yoksulluğu bambaşka bir toplum olmaya doğru hızla sürüklüyor bizi.
Anlayana Gülmece
Balık Baştan Kokar
Balık pazarından geçen yaşlı bir adam, balıkları tek tek eline alıp kuyruklarını kokluyor… Bunu göre balıkçı adama sesleniyor…
- “Amca, nedir yaptığın… Balık baştan kokar, kuyruğundan değil”
Yaşlı adam, iç çekerek, yanıt verir :
- “Biliyorum oğlum, etrafı koku sardı zaten… acaba kuyruğa kadar kokmayan balık var mı diye bakıyorum”
Okumuş muydunuz?
Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güç eğitimdir.
Nelson Mandela