Baraka Tiyatro ekibi bu yıl da yeni bir oyunla tiyatroseverlerle buluştu. Amatör ruhla, kollektif çalışmanın ürünü olan oyun “Shakespeare’in Şen Kadınları” ismini taşıyor. Kara mizah öğeleri ile, Shakespeare’in öne çıkan kadın karakterlerini günümüz emek dünyasına uyarlıyor. Böylece, trajik öğelere yer veren bir komedi oyunu ortaya çıkıyor. Baraka tiyatro ekibinden Nazen Şansal ise “kolaylaştırıcı” sıfatıyla oyunun detaylarını paylaşıyor…
Öncelikle sohbetimize Baraka’nın kültür sanat ve sosyal hayata dair genel çalışmalarını konuşarak başladık.
“Pek çok farklı çalışma grubumuz var. Tiyatro bunlardan biri. Sol Anahtarı müzik grubumuz çalışmalarını sürdürüyor. Hatta bu oyun için özel iki de beste yaptılar. Argasti dergimiz yirmi yıldır kesintisiz çıkmaya devam ediyor. Bu kadar istikrarlı devam eden tek kültür ve politika dergisi sanırım. Son olarak görsel medyaya yönelik çalışma grubumuz oluştu, Bir Migrofon Bir Hikaye ismini verdik. Toplumda iz bırakan, geri planda kalan hikayeleri gün yüzüne çıkarıyoruz. Çocuklarla ilgili yıllardır devam eden çalışmalarımız var. Özellikle gericilik ve kuran kurslarının geri püskürtülmesi gerekliliğini düşünerek bir takım aydın düşüncelerle yaz okulu projeleri başlattık. Yıllardır devam ediyor böylece kuran kurslarına alternatif olarak, gönüllü öğretmenlerimizle her yaz ücretisiz yaz okulları yapıyoruz. Kışın da ayda bir kez olmak üzere yine çocuklar için Benimle Oynar mısın? etkinliklerimiz de devam ediyor.”
“Kara komedi değil mor komedi”
Baraka tiyatro klubü her yıl olduğu gibi, bu yıl da yeni bir oyunla tiyatroseverlerle buluştu. “Shakespeare’in Şen Kadınları” ismini taşıyan bu oyun hem eğlenceli, hem de güçlü mesajları içinde barındıran bir metne sahip…Mor komedi tarzıyla ifade edilen bu oyuna dair ilk aklıma düşen, neden kara komedi değil de mor komedi ifadesi…
“Komedi oyunları toplumsal sıkıntıları komedi olarak anlatıyorsa kara komedi, kara mizah olarak nitelendirilir. Biz de bu oyunda kadınların günümüzdeki emek dünyasında yaşadığı sıkıntıları, beş yüz yıl önce Shakespeare zamanında kadınların varlığının hiçe sayılmasını sosyal, siyasal haklarının olmayışını işledik. Bunu da yer yer komedi öğeleri ile birleştirdik. Buna kara komedi demek de istemedik. Feminizmin rengi olan mor rengi oyuna yakıştırdık. Böyle bir deneysel isim koyduk. Kara komedi yerine, mor komedi dedik. Mizah kısmını kadın bakış açısıyla bu şekilde ifade ettik. ”
Oyunun Shakespeare’nin çeşitli hikayelerindeki kadınların Rome ve Juliet’deki Juliet, Macbeth’deki Lady Macbeth, Venedik Taciri’nin güçlü ve zeki kadını Portia, Hırçın Kız’daki Catherine karakterleri ataerkil ve sıkıntılı dünyadan ayrılıp bir ormanda zevk içinde yaşarken, para sıkıntıları ile birlikte içlerinden birinin gerçek dünyada para kazanma çabasıyla başlıyor. Detayları Nazen Şansal anlatıyor.
“Oyunda ilk olarak Juliet dünyaya Julide ismiyle kasiyer olarak geliyor. Bunu da Macbeth oyunundaki cadı karakterler gerçekleştiriyor. O andan itibaren gerek Shakespeare’in oyunlarındaki karakterler, gerekse de oyun değişim yaşayarak emek dünyası ile tanışıyor. Bu karakterler emek dünyasındaki gerçeklerle yüzleşiyor. Oyun onların hayatlarını idame etme çabalarını, hayatlarını dönüştürme çabalarını konu ediniyor.”
“Shakespeare’nin oyunları her dönem her ülkeye uyarlanabilir”
Bu bağlamda böyle bir oyun yaratma fikrinin nasıl doğduğunu da konuşuyoruz. Oyun, Shakespeare karakterlerini yeniden canlandırırken, onları günümüz dünyasına göndererek, özellikle kadınların yaşadığı emek sorunlarını gözler önüne…
“Shakespeare pek çok tiyatro severin gerek seyirci, gerek oyuncu, gerekse de amatör ekiplerin idollerinden biridir. Herkes tarafından bilinir, sevilir. Evrensel insana özgü temalar, duygular içerir. Her dönem her ülkeye uyarlanır. Jan Kott’un Çağdaşımız Shakespeare isimli kitabında bütün oyunlarının güncelliğini vurgular. Çok da doğru tespittir. Bizim ekibizin de sıklıkla okuduğu bir yazar. Bu nedenle oyunda Shakespeare karakterleri var. Bunun yanında, yıllardır oyunlarımız 8 Mart Dünya Kadınlar Günün’nün hemen akabinde başlıyor, Mart ayı boyunca da devam ediyor. Böylece Baraka tiyatro ekibinin kadın ağrılıklı oyuncularının varlığı zihnimde kadın karakterli bir oyunu yarattı. Ayrıca bu karakterlerin bugünün Kıbrıs’ında emekçi kadın sorunlarına nasıl bakabileceklerini de anlatmak istedik. Bu arada belirtmek isterim ki, oyun Mart ayı boyunca Salı ve Cumaertesi günleri Arabahmet Kültür evinde yer alacak, daha sonra Çatalköy, Girne, Mağusa, ve Lefke’de de birer temsil yapacak.”
“Tiyatroyla verilecek mesajlara destekte bulunuyorum”
Nazen Şansal’ın bu oyundaki katkısı kolaylaştırıcı olarak geçiyor. Son olarak bu ifadeyi de bizim için açılamasını istiyorum.
“Aslında Feministlerin literatüre kattığı bir sözcük. Toplantılar yapılırken bir kişinin toplantıya yöneticilik yapması, organize etmesi gerekiyordu. Fakat bir kişinin diğeri üzerinde yöneten yönetilen ilişkisi kurmaması için feministler buna kolaylaştırıcı demeye başladı. Ezilenlerin Tiyatrosu, Brezilyalı tiyatro insanı Augusto Boal da bunu kullanıyor. Tıpkı bizim yaptığımız tiyatro gibi yönetme, yönetilme ilişkileri üzerine kurulu tiyatro değil, kollektif üretim üzerine kurulu tiyatro biçimi kullanıyor. Baraka tiyatro ekibi de kurulduğundan bu yana yönetmen tiyatrosu yapmıyor. Bizim dünya görüşümüz de birilerinin yönetmesi, diğerlerinin biat edip yönetilmesi değil herkesin sorgulaması, herkesin bir fikir ortaya koyması ve bu kollektif fikirlerin toplamından ortaya ortak bir mesaj çıkması. Ben de ekip arkadaşlarıma yönetmenlik yapmıyorum. Onların içindeki tiyatro ışığını, tiyatro ile vermek istedikleri mesajları kolaylaştıracak desteklerde bulunuyorum.”