‘Kara kutu’

Uçak kazaları sonrası bir “kutu” aranır. Adı “kara kutu”... Birkaç çeşidi var, ama işlevi özetle şu:Uçuş bilgilerini kaydediyor ve muhafaza ediyor. Çok sağlam bir malzemeden yapıldığı için uçak ne kadar zarar görse de kara kutuya b



 


Uçak kazaları sonrası bir “kutu” aranır.
Adı “kara kutu”...
Birkaç çeşidi var, ama işlevi özetle şu:Uçuş bilgilerini kaydediyor ve muhafaza ediyor.
Çok sağlam bir malzemeden yapıldığı için uçak ne kadar zarar görse de kara kutuya birşey olmuyor. Bulunması halinde kazaların nedeni büyük ölçüde ortaya çıkarılabiliyor. Bu veriler ışığında önlemler alınıyor, ayrıca kazanın sorumluluğunun uçak üreticisine mi, pilotlara mı, hava koşullarına mı ait olduğu tespit ediliyor.
**
Dünyada artık karayollarında da “kara kutu” uygulaması var!..
Özellikle trafik kazalarının önüne geçebilmek için uydu vasıtasıyla trafikteki araçlar takibe alınıyor.
Giderek yaygınlaşan bu sistem sayesinde araçların nerede olduğu, nerede durduğu, neler yaptığı kontrol edilebiliyor.
Böylece suiistimaller, kaytarmalar, aracı başka amaçla kullanma gibi istenmeyen durumlar ilgililer tarafından kolayca kontrol edilebiliyor.
Ha keza, araçların hangi hızda gittiği de izlenebiliyor.
“Kara kutu” tüm bu seyahat bilgilerini kayıt ve muhafaza edebiliyor.
Bilişim teknolojisi insanoğlunun önüne inanılmaz imkanlar yaratıyor.
**
Trafiğe her yıl onlarca can veriyoruz.
Bugüne kadar bazı uygulamalar olumlu sonuç vermekle beraber, trafik kazalarının yol açtığı psikolojij travma artık herkesin boyunu aştı.
Bu konuda tam bir seferberlik gerekiyor.
Herkesin üzerinde uzlaşacağı ve hep birlikte omuz vereceği bir çıkış yolu bulmak şart...
Kameralı yollarda ölümlü kazaların neredeyse sıfırlandığı ortada...
Belki uygulamasında ya da sürat sınırında sıkıntılar olabilir. Ancak kamera uygulaması birçok insanın hayatını kurtardı şimdiye kadar...
Belki sizin, belki benim...
Çünkü kameralar çağdaş bir yöntemdi ve hayata geçirilince olumlu etkisi oldu.
**
Ölümle sonuçlanan kazaların en önemli nedenleri aşırı sürat ve dikkatsizlik olarak sıralanıyor.
Zaten süratin olmadığı kazalar genellikle can almıyor.
Yani esasen süratle başa çıkmak gerekiyor.
Bunun için kamera örneğindeki gibi çağdaş, bilimsel yöntemler bulup uygulamak gerekiyor.
“Kara kutu” bir örnek...
Ya da bir sembol...
İster eski adıyla “takoz” ya da daha gelişmişi “takometre” kullanılsın, isterse şimdi uydu vasıtasıyla yapılan “izleme” yöntemi...
Tümü aynı amacı taşıyor çünkü...
Sürati sürücünün inisiyatifinden çıkarıyor.
Londra’da bizi havaalanına taşıyan minibüsün şoförüne “Neden biraz basmıyorsun? Otoyollar hem geniş, hem rahat” dediğimizde cevap şu olmuştu:
“Bizi içeriden izliyorlar. Arabanın nerede kaç mil gittiği kaydediliyor. Sürat sınırını aşar aşmaz araba sinyal vermeye başlıyor. Bu da işini kaybetmek demek!..”
İnsanlar ne işini kaybetsin, ama ne de canını!..
Neden denemiyoruz ki “kara kutu”yu?

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri