Karma Oy Karmaşıklığı…

Kutlay Erk

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’nın haklı olarak yaptığı uyarılar sonucunda, kısa süre sonra gerçekleşecek olan erken genel seçimlerde seçmenin karma oy kullanma seçeneğinde değişiklikler olacağa benziyor.

Eğer çok idealist, saf ve dürüst bakış açısından yorumlanırsa, seçmene verilen karma oy seçeneğinin bir haklı mantığı vardı aslında, … Seçmenin beşte biri kadarı herhangi bir partiye üye değil; partilerin listesindeki adayların da niteliği hep aynı derecede iyi değil… Dolayısıyla, partizan olmayan seçmen değişik partilerden kendince en iyi olan adaylara oy vererek, meclise seçilecek olan milletvekillerinin toplam niteliğini yükseltmiş olur. Siyasi partiler de seçmenin bu eğilimini bilerek, en iyi nitelikteki adayları göstermeye yönelmiş olurlar ki, partizan olmayan seçmeni adaylarının yüksek niteliği ile etkileyerek mühür ile desteğini alabilsinler… Ayrıca, partizan olmayan seçmen herhangi bir partinin programını ve siyasetini beğenmediği için partizan değildir. Karma oy seçeneği, siyasi partilerin geniş halk kitlelerinin takdir ve beğenisine mazhar olacak programlara sahip olmalarına ve bu programlarda belirttikleri siyaseti de uygulamalarına neden olacaktı ki partizan olmayan seçmen sayısı azalmış olsun.

Ancak, karma oy seçeneği böylesine ‘İdealist-saf–dürüst’ kavramlarla ilgili olarak kullanılmadı. En önemli gerekçesi olan meclisteki milletvekillerinin niteliğini yükseltme konusunda ise tam tersi sonuçlar yaşandı… Seçilmek için yeterli derecede yüksek nitelikleri olmayan adaylar düğün ve cenazelerinde boy göstererek, olur olamaz vaatleri vererek, popülizmin en aşırısından bile kaçınmayarak seçmenleri karma oy kullanmaya ve kendisine oy vermeye yönlendirdi… Bu kadarla kalsa, neyse ne… Ama seçime katılan tüm partilerin listesinde şöyle veya böyle marifetlerle yer almış ancak normalde seçilme şansı pek olmayan adaylar parti farklılığı gözetmeksizin kendi aralarında dayanışmaya girerek seçilme şanslarını artırmak için kendi karma oy listeleri hazırlamışlar ve partilerinden habersiz olarak bu listeleri seçmenlere gizli gizli dağıtmışlardır. Hatta öyle örnekler yaşanmıştır ki, böylesine karma oy listeleri ödenekli adamları tarafından gece geç vakitlerde kapı altlarından da atılmıştır. Ve öylesine sonuçlar yaşanmıştır ki, siyasi partilerin yüksek nitelikli ve hatta aday sıralamasında yukarılarda olan adayları seçilememiş, alt sıralarda yer alan diğer adayları seçilebilmiştir. Karma oy seçeneği Kuzey Kıbrıs siyasetinin düşük niteliğinin ana nedenlerinden birdir…

Karma oy seçeneği bir de siyasi ideolojik yaklaşımla yorumlanacak olursa, doğru bir seçenek değildir. Siyasi partiler ait oldukları siyasi ideolojinin programları ve vizyonu ile ve bu programlarını uygulayıp vizyona ulaşılmasını sağlayacak adayları ile seçmen önüne çıkar ve destek ister. Doğru siyasi yapılanma ve uygulama budur. Karma oy seçeneği siyasetin ideoloji temelinde yapılmasına aykırıdır. Böylece de siyasette ideolojiler değil, popülizmler yarışır hale gelir; siyasi programlar ve seçim bildirgeleri ise göstermelik olmaktan öteye gitmez. Ama, bundan kaynaklı uygulanan siyasetler de ülkeyi ve halkı sürdürülebilir ekonomi, çağdaş sosyal yaşam ve etkin siyasal yapılanmalara taşımaz.

Dolayısıyla, demokrasinin vaz geçilmez unsurları olan siyasi partiler seçmenin karşısına kendi siyasi ve ideolojik kimlikleri ile çıkmalı ve seçmenden partilerine mühür vurarak destek vermelerini istemelidir. Seçmen de mühür vurduğu partinin adayları arasından kendince en uygun ve iyi gördüğü adaylara tercih kullanarak, meclisin milletvekili toplam niteliğini böylece yükseltsin…

İdeolojik açıdan ‘İdealist–saf–dürüst’ olan bu düzenleme de uygulamada bazı çarpıklıklar ile yozlaştırılabilir. Siyasi partilerin aday adayları içinden kişisel siyasi kapasitesi yetersiz olan ve fakat siyasi güce sahip olma hırsı ile yanıp tutuşanlar, siyaseti ekmek kapısı olarak görenler parti içi aday saptama ve sıralama oylamasında kendi aralarında gruplaşıp, dayanışma içinde kendi ‘Karma’ listelerini oy kullanacak olan parti üyelerine gizlice verebilirler. Ve sonuç başka bir garabet olabilir; partinin en iyi aday adayları liste dışında veya alt sıralarda kalabilir. Ve bunun ikinci aşaması da seçim günü seçmene gizlice verilecek tercih listeleri ile yaşanabilir; halka en iyi siyasi hizmeti verebilecek olanlar seçilmemiş, siyaseti halka hizmet olarak değil de kendisinin siyasi güce sahip olması veya siyaseti ekmek kapısı olarak görenler de meclise girebilir… İdeal sistemin kurulması aslında seçmenin oy kullanırken kendi iradesini tüm yurdu ve halkı için kullanması ile başarılabilir; böyle bir durumda karma oy seçeneğine zaten hiç ihtiyaç olmayacaktır. Siyasi partiler, özellikle de karma oy seçeneğine karşı olanlar bunu başarmaya yoğunlaşmalıdır.

Hade bir de “hınzırlığına” bir öneri: Karma oy seçeneğini destekleyenler, karma oyun iptaline karşın, hiçbir siyasi partiye oy vermek istemeyen ve karma oy seçeneği de elinden alınan seçmenin sandığa gidip oy kullanmasını teşvik etmek üzere oy pusulasında siyasi partiler dizininin sonuna bir de “Hiç Biri” diye bir sütun olmasını, herhangi bir partiyi desteklemeyen seçmenin buraya mühür basmasını ve seçim sonucunda en fazla mühür burası alırsa, seçimlerin geçersiz sayılıp örneğin iki ay sonra yenilenmesi önersin… Böyle bir düzenleme çok ilginç gelişmelere yol açabilir…

Sözün kısası, alavera-dalaveralar ve hınzırlıklar olmaması için karma oy hepten kaldırılsın; partiler de kendi içlerinde aday saptama ve sıralama sistemlerinde yozlaşmaları önleyecek önlemler alsın… Kuzey Kıbrıs ve halkının mutlu geleceği için meclise niteliği yüksek milletvekilleri girsin, siyasi partiler de ideolojik ve bilimsel siyaset yapsın.