Aman dikkat!
Tayfun Çağra
Eylül ayında Karpaz’da düzenlenmesi düşünülen bir rock konseri var. Bazı kaynaklara göre 30 bin, bazı kaynaklara göre 80 bin katılımcının olması bekleniyor.
Hem de bu konser her zaman tartışmalara konu olan, tecavüzlere uğrayan Karpaz Milli Parkı’nda olacak şekilde düşünülüyor.
Yani korunması gereken, yapılaşmanın, geniş yolların olmaması gereken bir yerde… Koruma alanı olarak belirlenen bölgede…
O bölge ki Karpaz eşeklerinin olduğu, konserin düzenleneceği tarihte özellikle caretta caretta kaplumbağaların yumurtlama dönemi olduğu, sayısız endemik bitkilerin olduğu, dünyada olmayan sahillerin bulunduğu, ağacın, otun özellikler taşıdığı bir bölge…
Çevre örgüleri, duyarlı vatandaşlar bu konserin o bölgede olmasına karşı çıkıyor. Konserin başka bir yerde yapılabileceğini söylüyorlar. Düzenleyenlerden veya yetkililerden karşı bir bildirim veya bir açıklama yok.
Konuyla ilgili çeşitli görüşler ortaya kondu, bildiriler yayınlandı. Çevre Platformu, Petrol Dolum Tesisine Hayır İnisiyatifi, bu örgütler içerisinde yer alan Yeşil Barış Hareketi, Tabipler Birliği, Biyologlar Derneği, KTOB gibi turizm örgütleri olabilecek katliamı gözler önüne sermeye çalıştılar.
Koruma alanı olarak bilinen Milli Parkın olduğu yerde böyle bir konserin olması durumunda bölgeye gidecek insanlar taş taş üstünde bırakmayacak şekilde eğlenecekler. Çünkü o bölgeye, o konsere çılgınlar gibi eğlenmek için gidecekler. Bölgeyi korumak için değil doğal olarak… Binlerce insanın olduğu yerde, oldukça büyük bir çöp sorunu ortaya çıkacak, binlerce insanın atıkları ortaya atılacak, bunları toplayacak güçlü bir birimin olması çok zor… O bölge için daha çok yollar gerekecek… Daha şimdiden başlayan, ama büyük tepkilere yol açan yapılaşma büyük boyutlara ulaşacak… Su ihtiyacı, yemek ihtiyacı, tuvalet ihtiyacı çok büyük olacak… Bölgeye yüzlerce, binlerce portatif tuvaletler kurulması gerekecek. Peki bunların pislikleri nereye gidecek?
Endemik bitkilerin, yumurtadan çıkan kaplumbağaların ezilmemesini kim sağlayacak? Bölgedeki diğer hayvanların zarar görmemesi için ne gibi bir çalışma yapılacak? Denizin kirlenmemesini, altın kumların tahribatını kim önleyecek?
Konser mi? İyi, güzel yapılsın, ülkeye para gelecekse, insanlar eğlenecekse tabii ki yapılsın ama para kazanılacak diye ülkemizin ve dünyanın biricik özellikli bölgesini buna heba etmeyelim.
Konser yeri başka bir alana alınsın. Karpaz tarafı mı olmalı? O zaman Bafra oteller bölgesinde yapılsın. Bu yapılırken de o bölgenin korunması için bütün önlemler alınsın. Bu güven bütün topluma verilsin. Kalabalıkların düşünüldüğü bir etkinlikte yazının devamında da görebileceğiniz gibi çeşitli önlemlere gereksinim var. Güvenlik gibi, uyuşturucu gibi… Bu ülkenin örgütlülüğü böyle bir işin altından kalkabilir mi!
Keşke!..
//////////
Tarihte benzeri konser ve yankıları
Karpaz Milli Parkı’nda yapılması düşünülen konserin benzerleri dünyada da yapılıyor. 1969 yılında Newyork’ta White Lake bölgesinde Woodstock Festivali yapılmış.
O festivalden sonra İngiltere yayın kuruluşu BBC’de festival ve sonuçlarıyla ilgili şöyle bir haber yayınlanmıştı;
-1969 Woodstock Music Festivali sona erdi
-Binlerce genç; seks, uyuşturucu ve dans (rok and roll) la geçen 3 gün ve geceden sonra eve dönüyor.
-Yaklaşık 186 bin bilet satıldı ve organize edenler yaklaşık 200 bin kişinin geleceğini bekliyordu. Ancak konser günü öyle çok izdiham yaşandı ki bilet kulübeleri, engelleyici bariyerler yıkıldı ve organizatör konserin bedava olduğunu ilan etmek zorunda kaldı. Ve bilet alanların dışında binlerce kişi de konsere katılmıştır.
-Trafik 8 mil ötede tıkandı, kuyruklar oluştu. Polis bir milyon kişinin woodstock’a gelmek için yollarda olduğu tahmininde bulundu.
Çok miktarda alkol ve çıplak
Yağmur fırtınasına rağmen alkollu içkiler çok miktarda marijuana kullanıldı ve bazıları ise çıplak dansettiler.
Festivalde 2 ölüm 4000 yaralanma meydana gelmiştir, biri traktör altında kalan bir genç, diğeri ise aşırı doz uyuşturucudan ölen bir genç.
1969 yılındaki festivalden sonra pek çok gencin hamile kaldığı, sayısının bilinmemesine karşın çok sayıda olabileceği belirtilmektedir. Bu bebeklere de woodstock bebekleri adı verilmiştir.
Msnbc.com’dan Tony Sclafani 2009 yılındaki yazısında Woodstock festivalinde uyuşturucu ve çıplaklığın sınırsız olduğunu, yiyeceğin kıt, trafiğin ise cehenneme benzediğini yazmıştır.
Not: Bu yazı Çevre Platformu ve Yeşil Barış Hareketi’nin katkılarıyla oluşmuştur.