Birol KARAMAN
“Siz Karpaz’ı bizden daha iyi koruyabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?”
* Öncelikle şunu çok açık olarak ortaya koymak durumundayız; Karpaz’da veya ülkenin her hangi bir yerinde verilecek olan bir mücadelede, bölgede yaşayan insanları bu mücadeleye dahil etmeden hiçbir başarı elde edilemez. Dünkü eylemde yaşananlar bunu en canlı haliyle bizlere sundu.
* Eylemcilerin top yekun olarak yola ve yatırımlara karşı olmadığını, sadece plansızlığa, projesizliğe ve bunun yaratacağı tahribata karşı olduğunu anlattık. “Bunu niye söylemediniz” dediler
------------------
London School of Economics (LSE) Coğrafya ve Çevre Departmanı Başkanı, Eric Neunmayer çok sayıda gelişmiş ve az gelişmiş ülkede yapmış olduğu araştırmada, kendini yelpazenin solunda tanımlayan birey ve partilerin “ekolojik iktisat” çözümlemelerini desteklemelerinin, sağ kanattakilere oranla daha muhtemel olduğunu tespit etmiş.* Neunmayer; "Bu durum çevrecilerle, solun; ilişkilerini daha az hırçın bir şekilde geliştirmeleri gerektiği sonucunu ortaya koyar" diyor...
Dün Karpaz’da yapılan eylemde yaşananlara tanık olunca, Neunmayer’in yaptığı araştırmanın aslında bizim ülkemiz için de geçerli olduğunu düşündüm. Bugünkü gazete manşetleri çok büyük olasılıkla Karpaz’da yaşanan gerginlikten bahsedecek, çevrecilerle Karpaz halkının nasıl karşı karşıya geldiği ballandıra ballandıra anlatılacak… Oysa bence dün itibariyle elimize yepyeni ve harika bir fırsat geçti. Bunun adı “Karpaz pratiği”.
BÖLGE İNSANINI UNUTULMAMALI
Öncelikle şunu çok açık olarak ortaya koymak durumundayız; Karpaz’da veya ülkenin her hangi bir yerinde verilecek olan bir mücadelede, bölgede yaşayan insanları bu mücadeleye dahil etmeden hiçbir başarı elde edilemez. Dünkü eylemde yaşananlar bunu en canlı haliyle bizlere sundu.
Ama bunun ötesinde, eğer Karpaz’a, Karpaz’ı korumak için gittiğinizi söylüyor ve Baraka Kültür Merkezi’ni temsil eden aktivist dostlarımız gibi o bölgede yaşayanlara “eşkıya” yakıştırması yapıyorsanız, alacağınız tepki dünkünden daha farklı olamaz. “Girnelilerin, Lefkoşalıların yola ihtiyacı var da Karpazlıların yok mu?” diye soran bir insanımıza yine Barakalı dostlarımızın dediği gibi “eşek tepsin Karpazlıları!” diyorsanız siz burada hiçbir mücadele yürütemezsiniz.
Oysa onca gerginlik içinde bile diyalog kurulması mümkündü.
Öylesi bir ortamda köy halkı içerisindeki en öfkeli kişilerden olan Ramazan Hoca ve Şevki Amca ile konuşmaya çalıştığımızda bunu net olarak gördük.
Kendilerine buraya gelen eylemcilerin top yekun olarak yola ve yatırımlara karşı olmadığını, sadece plansızlığa, projesizliğe ve bunun yaratacağı tahribata karşı olduğunu anlattık. “Sizlerin yaşadığı gibi, çocuklarınızın da bu bölgede yaşaması için bunca insan kalkıp buraya geldi.” dediğimizde verdikleri karşılık çok enteresandı: “İyi de canım kardeşim, siz bunu bize neden anlatmadınız ki? Siz Karpaz’ı bizden daha iyi koruyabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?”
“KARPAZ DA GİRNE GİBİ Mİ OLSUN?”
Karpazlı dostlarımızın öfkeleri büyük!
Anlaşılmak istiyorlar ama hem basının hem siyasilerin hem de ülkenin diğer bölgelerinde yaşayanların kendilerini dikkate almadığını anlatmaya çalışıyorlar. Dün tercih ettikleri anlatma şekilleri biraz problemli olabilir, ancak “eşekler gündeme gelmese, bizim halimizi soran yok” sözleri de bir yere not edilmeli.
Bu insanların büyük otel projelerine karşı olduklarını ifade etmeleri, buranın Girne, Lefkoşa veya Mağusa’daki gibi çarpık bir yapılaşmaya kurban edilmemesi gerektiğinin farkında olmaları bence geleceğe yönelik olarak, ortak bir nokta yakalama konusunda son derece umut verici.
Sonuç olarak, ne dünkü eylemde çevrecilere karşı çıkan Karpaz’ın yerlileri buranın bozulmasını istiyor ne de çevreciler Karpazlıların sefalet içinde yaşamasını istiyor.
Tek sorunumuz birbirimizi dinlememek, anlamaya çalışmamak ve nasıl ifade edeceğimizi bilememek.
Yazının sonunda yeniden Neunmayer’e bağlanıyoruz:
Solun çevrecilerle, çevrecilerin solla ve bu iki bloğun halkla “daha az hırçın” ilişkiler geliştirmesi gerekiyor. Yeniden ve yeniden…
Camiden yaptırılan anonslar mı? Tarih, mücadele kazanmış ilericileri gericilerden daha büyük harflerle yazar..
(*) Paul Burkett, Marksizm ve Ekolojik İktisat, Sayfa 17, Yordam Kitap, 2008