Diyalog denilince en basit anlamı ile aklımıza iki kişi arasındaki karşılıklı konuşma gelmektedir. ‘Konuşmak’ sağlıklı bir bireyin ilk yaşlarından sonra, yaşamının büyük bir kısmında kolayca uyguladığı sıradan bir eylem gibi görünse de durum o denli basit değildir aslında. Gerek ‘konuşma’ gerekse ‘diyalog’ kavramları içlerinde pek çok derin anlamlar barındırmaktadır.
Karşımızdakini duymak, her zaman dinlemek ve anlamak anlamına gelmemektedir. İnsanlar birbirine temas etmeden, karşısındakinin söyleyeceklerini merak etmeden, önyargılarından sıyrılıp gerçekten karşısındakini dinlemeye ve anlamaya istekli olmadan konuştukları zaman bunun adı diyalog olmamaktadır. Diyalog içinde olabilmek için tüm dikkatimiz ve tüm benliğimizle o anda orda o kişiyi dinliyor ve sadece dinlemek değil anlamaya çalışıyor olmamız gerekmektedir ki bu da önyargılardan sıyrılmayı ve empatiyi gerekli kılmaktadır.
İlişkilerimizi sağlıklı kılacak olan bu şekilde bir diyalog içinde olmaktır.
Sağlıklı bir iletişim kişilere daha insancıl ve yargılamayan bir gözle bakabilmeyi, kendi ihtiyaçlarınızı gözettiğiniz kadar karşınızdaki kişinin de ihtiyaçlarını gözetebilmeyi ve empati yapabilmeyi gerektirir.
Diyalog ilişkisinin temelini oluşturan ‘Ben-Sen’ ilişkisidir. Bu ilişkinin esası insan insana bir buluşma olmasından gelmektedir. Yani bu ilişki içindeki bir kimse diğerine üstün değildir .’Ben-Sen’ yaşantısı ‘temasa’ dayalı, spontanlık gerektiren, zorunluluk değil ‘sorumluluk’ barındıran bir ilişki tarzıdır. İki eş konumdaki insan arasında gerçekleşen, açıklık, samimiyet ve isteklilik esaslarına dayanan bir ilişkidir. Bu ilişkide her şeyden önce orada zorunluluktan değil kendi isteğimiz doğrultusunda bulunuruz. Ve iki eş konumdaki insan olarak, ilişkisel boyutun ön planda olduğu açık ve samimi bir etkileşim içinde yer alırız. Karşımızdakini sadece dinlemekle kalmaz, o anda kalarak ve tüm dikkatimizi ona vererek, söylediklerini anlamaya da çalışırız. Yani bu ilişki tarzında ‘öteki’nin nesnesel boyutu değil varoluşsal boyutu bizim için önemli ve değerlidir. Sırf insan olduğu için karşımızdakine değer verir ve onun için orda bulunuruz da diyebiliriz...
Diyalog ilişkisini günlük yaşantımızda kullanabileceğimiz kısımlarını nelerdir dediğinizi duyar gibiyim. Kendi adıma diyalog ilişkisinden yaşamınıza mutlaka dahil etmeniz gerektiğini düşündüklerimi şu şekilde özetleyebilirim;
- İletişim içinde olacağınız kişi sizden ayrı bir varoluş tarzına ve farklı ihtiyaçlara sahiptir. Yapmanız gereken bu kişi ile aranızdaki farklılıkları kabul etmek ve saygı duymaktır.
- İlişkilerinizde karşınızdaki kişiye sunabileceğiniz en büyük şey bir beklenti, yargılama ve değerlendirme yapmadan, istekli bir biçimde onu dinlemek ve anlamaya çalışmak olacaktır.
- Bir kişinin anlattıklarına ve onun ile aranızdaki ilişkiye sadece kendi bakış açınızdan değil, kendi değerlerinizi/yargılarınızı parantez içine alarak onun bakış açısından da bakmaya çalışmanız gerekmektedir.
- İlişki içinde olduğunuz kişinin her davranışını onaylamak zorunda değilsiniz tabi ki. Ancak elinden gelenin en iyisinin bu olduğunu, onun var oluş biçimini ve onaylamadığınız taraflarının da onun bütününün bir parçası olduğunu kabul etmeniz aranızda daha sağlıklı bir ilişki yaşanmasını sağlayacaktır.