KARPAZ’da yönetim eliyle bir “katliam” yaşanıyor ya…
Bize öyle geliyor(muş)…
Meğerse “yöre” sakinlerinin kalabalık çoğunluğu aynı fikirde değilmiş…
Hatta…
“Uzaktan gazel okuduğu” için de “öfke” varmış, “şeherli” entellere…
***
Niye?
Çünkü “katliam” diye bağırdığımız, “yatırım” kimilerine göre…
Hatta “potansiyel zenginlik”…
“Çevreci” dürtülerle bağrışma sürdükçe, “müşteri”nin önü kesiliyor
böylece (!)
Kesilen her ağaçta…
Katledilen her orman arazisinde…
Peşkeş çekilen her kıyıda…
“Ucuz” bir hesapla, umut doğuyor onca “geri kalmışlığa” karşı, Napolyon’un aşkına...
Öyle ya…. Bakir doğa, çevre, flora…
Koruma alanı, doğal park falan…
Tüm bunlar “entel zırva” ekmek derdindeki insan için (!)
***
Belki de haklılar…
Çünkü çoğu “eğreti” görüyor kendini, bu coğrafyada…
Çünkü “sömürülmüşler” yıllarca...
Üstelik elde yoksa avuçta yoksa…
Yoksa “gelecek” umudu…
Işık yoksa…
Karanlıksa düşleri…
Umurunda mı sizce, kumsalda nesli tükenmesin diye yumurtlayan kaplumbağa, göçmen kuşların dallarına yuva kurduğu servi ya da harup ağacı…
***
Belki “öfkeleri” haklı da…
Bu öfkenin bedelini, coğrafyaya ödetmek ne kadar doğru ki…
Karpaz’da yaşıyor olmaları…
“Karpaz”ı onların yapmıyor sadece…
Ve “davulun sesinin uzaktan nasıl geldiğinden” çok daha ötesi bu mesele…
Eğer, gelmiş geçmiş yönetimlere varsa bir öfkeleri…
İtilmişlerse… Kullanılmışlarsa…
Hor görülmüşlerse…
Karpaz’a ödetmesinler bunun bedelini!
Anadolu’ya baksınlar şöyle bir, “Vatandaş Mustafa”dan ders alsınlar mesela!
***
Ve unutulmasın, kocaman oteller dikilirken o güzelim kıyılara, yine denmişti ki, ‘tek bir işsiz kalmayacak’…
“Karpaz kalkınacak!”
Ne oldu sonuç?
İşsizlik bitmedi, Karpaz bitti biraz daha...
notcuklarım
Daha kaç ‘silahlı saldırı’ ve olay gerek, bir ‘kriz masası’ oluşturmak için ?