Genelde aileler mal kavgası yapar, öyle küserler...
Siyasiler ‘güç’ ya da ‘koltuk’ kavgası:
- Kontrol kimde olacak?
- ‘İktidar kime kalacak?’
***
Çocuklar “onun var da benim niçin yok” kavgasındadır en fazla.
- Onun akıllı telefonu var?!
- Oğlum senin de aklın var, üzülme!
***
Sevgililerin “kavga” sebebi “kıskançlık” olur genelde...
- Sabah uyandığında bir mesaj atacak zamanın yok mu? Var ama aklına gelmiyoruz tabii!..
***
Evlililer, ilk zamanlarda "aile" kavgasını tutuşurlar...
- Anan her işe karışıyor!
- Sen kendi ailene bak, senle mi evlendim, onlarla mı anlayamıyorum.
Sonra "sıkılmalar" başlar zaten!
Kavganın lafı olmaz...
- Geliyorum.
- Yoğurt al.
***
Kamuda çalışanlar arası en önemli kavgalar, terfi zamanlarında ortaya çıkar..
- Benim hakkımdı!
- Torpilim yetmedi!..
***
Seçim öncesi ‘adaylık’ ve ‘sıra’ kavgaları olur; seçim sonrası müdürlük, müsteşarlık.
Kimse postu yere vurmaz kolay kolay.
- Çok ısrar ettiler, kabul etmek zorunda kaldım!
***
Cenazelerde ‘sessizden’ bir önde sıra tutma kavgası vardır, ‘görünmek’ adına...
Tebrik ve kabullerde, ‘el sıkma, şapır şupur öpme’ kavgasına dönüşür bu...
Şimdi bir de ‘namazda görünme’ kavgaları eklenmiştir üzerine...
***
Kimileri ‘azabını’ kusma kavgasına girişir vicdanına dair ve illa ki başkaları üzerine...
Kiminin kavgası ‘ekmek’tir sadece...
***
Velhasıl, ne kavga biter, ne sevda!..
Ömür bitmedikçe...