Kaybolan Bağlar Johann Hari

İlaçlar bir yere kadar… Tüketerek iyileşeceğimizi düşünmek anlık iyileşme. Reçete, ‘kopan bağları yeniden kurmak insan olduğumuzu hatırlamak’ diyor yazarımız…

Dilek Öncül Kodan

 

Merhaba!

Bu hafta Johann Hari’nin Kaybolan Bağlar’ı ile buluşturuyorum sizleri…   

Depresyonun gerçek nedenleri ve beklenmedik çözümler alt başlığı taşıyan eserde, Hari, kitabını kaleme alırken,  dünyanın çeşitli yerlerine yolculuk yaparak sosyal bilimciler ve depresyondan kurtulmuş insanlarla bir araya geldi, iki yüzden fazla söyleşi gerçekleştirdi.

Britanyalı yazar ve gazeteci Johann Hari, “Depresyon ve kaygının bu kadar yükselişte olmasının öncelikli sebebi kafamızın içinde değildi. Ben bu sebebin büyük ölçüde etrafımızdaki dünyada ve o dünyada nasıl yaşadığımızda yattığını keşfettim” diyor.

Depresyon ve kaygının kanıtlanmış en az dokuz nedeni olduğuna vurgu yapan yazar, bunları; ‘anlamlı çalışmadan’ ‘diğer insanlardan’ ‘anlamlı değerlerden’ ‘çocukluk travmasından’ ‘statü ve saygıdan’ ‘doğal dünyadan’ ‘umutlu ya da güvenli bir gelecekten’ kopuk olmak olarak sıralıyor. Genlerin ve beyindeki değişimlerin gerçek payı üzerinde de duruyor.

Yazar sürekli kafamızı kurcalayan sorular yöneltiyor bizlere: “Ya depresyon aslında yas tutmanın bir biçimiyse -olması gerektiği gibi olmayan hayatlarımız için- tutulan bir yas?”

Modern toplumda bir tek sen böyle depresifsin, kabahat sende denildiğini ifade eden Hari, konuştuğu insanların, kendine, “Ne kadar değerli olduğuna saplanıp kalma. Bu kadar berbat hissetmenin bir sebebi sürekli kendini düşünmek zaten. Sen olma. Biz ol. Grubun parçası ol” dediklerini dile getiriyor ve asıl meselenin topluluk olarak, hep birlikte, depresyondaki kişiye hayatını değiştirecek gücü vermek olduğunu söylüyor.  

“Depresyondayken kendimizi daha iyi hissettirecek bir şey istiyoruz. Bir hap ya da aynı ölçüde hızlı bir çözüm. Hiç çaba göstermeden yapabileceğimiz bir şey” diyen Hari, hayatlarında değişen bir şey yokken, bıraktıklarında yine aynı yerde olacaklarsa, kişilerin antidepresan kullanmasının anlamı olmadığını; depresyon ve kaygı yaşayan insanın hayatında neyin eksik olduğunu dinlemenin ve o eksik olan şeye ulaşmalarına yardımcı olmanın gerektiğini belirtiyor.

İlaç firmalarını eleştiren yazar, “Depresyon ve kaygı için insanlara ilaç vermek dünyanın en büyük sanayilerinden biri olduğu için, bu konuda yapılan araştırmalara gömülen fonlar muazzam ve maalesef çoğu zaman çarpıtılıyor. Sosyalleşme reçetesi ise başarılı olduğu takdirde fazla para getirecek bir şey değil. Hatta multimilyar dolarlık kimyasal pazarında bir delik açacak- kârı azaltacak- bir şey” diyor.

Yalnızlık, gelecek kaygısı gibi Johann Hari’nin tek tek üstünde durduğu nedenleri hangimiz yaşamıyoruz ki! İlaçlar bir yere kadar… Tüketerek iyileşeceğimizi düşünmek anlık iyileşme. Reçete, ‘kopan bağları yeniden kurmak insan olduğumuzu hatırlamak’ diyor yazarımız…

Dergiler Haberleri