Uluslararası Kızılhaç Komitesi ICRC ile Kayıp Şahıslar Komitesi, “kayıp” aileleriyle mülakat yaparak “Kıbrıs’taki kayıp ailelerinin ihtiyaçları” başlıklı bir rapor yayımladı… Rapor dün, Dayanışma Evi’nde medyaya takdim edildi…
Lefkoşa, 13 Haziran 2019 (T.A.K.): Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ile Kıbrıs Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK), kayıpları henüz bulunamamış kayıp aileleriyle mülakat yaparak “Kıbrıs’taki Kayıp Ailelerinin İhtiyaçları” başlıklı bir rapor yayımladı.
Kayıp ailelerinin hayat hikayelerini paylaşmaları neticesinde ortaya çıkan raporla ailelerin sesinin layıkıyla duyurulabilmesi, kayıp şahısların akıbetinin ve yerlerinin belirlenmesi amacıyla sürdürülen çalışmalara destek olmak ve ailelerin ihtiyaçlarının daha iyi karşılanmasına katkı sağlamak amaçlanıyor.
“KAYIP AİLELERİ BELİRSİZLİKTEN DOLAYI ÜZÜNTÜ, STRES VE ANKSİYETE YAŞIYOR…”
Raporda geçtiğimiz 40-50 yıl boyunca sevdiklerinin akıbetini öğrenmek için bekleyen Kıbrıs’taki kayıp yakınlarının yıllardır devam eden belirsizlikten dolayı üzüntü, stres ve anksiyete yaşadıkları; bunlardan kaynaklı spesifik zorluklarla karşı karşıya kaldıkları vurgulandı.
Birçok Kıbrıslı ailenin genellikle göz ardı edilen ancak çok yönlü yaklaşım gerektiren çeşitli özel ihtiyaçları bulunduğu da raporda yer aldı.
“RUM VE TÜRK YETKİLİLERE RAPOR SUNULDU”
Yapılan çalışma ışığında hem Kıbrıs Türk hem de Kıbrıs Rum yetkililere birer rapor sunularak kayıp ailelerinin ihtiyaçları dikkatlerine getirildi ve bu ihtiyaçlara cevap vermeleri istendi.
Kayıp Şahıslar Komitesi raporla ilgili bilgi vermek amacıyla Dayanışma Evi’nde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Komite üyeleri Gülden Plümer Küçük, Paul Henri Arni ve Leonidas Pantelides birer konuşma yaptı.
KÜÇÜK: “BU ÇALIŞMAYLA KŞK’NİN AİLELER İLE YETKİLİLER ARASINDA KÖPRÜ OLMASINI MÜMKÜN KILDIK”
Komitenin Kıbrıslı Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin görevleri ve 2006 yılından bu yana yürüttüğü kazı, kimliklendirme ve kayıp kalıntılarının ailelerine teslimi projesi dahilinde kayıp ailelerinin travmalarına eğilme yönünde herhangi bir beklenti ya da sorumluluk olmadığını kaydetti. Küçük, ancak kayıp ailelerine doğru ve bilimsel cevaplar vermenin öncelikli sorumlulukları olduğunun bilinciyle KŞK üyelerinin ailelerin ihtiyaçlarını her zaman birinci sıraya koyduğunu belirtti.
2006 yılından bu yana yürüttükleri projede kalıntıları alma aşamasında olan ailelere psikolojik destek vermenin de yer aldığını ifade eden Küçük, ailelerin duygularını ve ihtiyaçlarını anlayabildikleri için yetkililer ve aileler arasında bir köprü görevi yapmaları gerektiğini hissettiklerini de anlattı. Küçük, işte bu çalışmayla KŞK’nin aileler ile yetkililer arasında köprü olmasını mümkün kıldıklarını söyledi.
PANTELİDES: “ÜZERİMİZDE ÖNÜMÜZE ÇIKAN NESNEL VE ÖZNEL ZORLUKLARIN ÜSTESİNDEN GELME ŞEKLİNDE BİR YÜK VAR”
Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Rum Üyesi Leonidas Pantelides de konuşmasında, kayıpların akıbetini tespit etmenin ve ailelerine güvenilir bilgi vermenin KŞK’nin görevi olduğunu kaydetti ancak görevlerinin hangi ortam ve koşullarda ölümün gerçekleştiğini kapsamadığını söyledi.
Bugün bilgisi verilen çalışmada aileler için onlara verilecek cevabın ne kadar önemli olduğunun ve kayıp yakınlarının kalıntılarını istedikleri zaman ulaşabilecekleri bir mezara defnetmelerinin ne kadar önemli olduğunun yer aldığını kaydetti.
Pantelides, üzerlerinde önlerine çakan nesnel ve öznel zorlukların üstesinden gelme şeklinde bir yük olduğunu kaydederek mümkün olan en yüksek sayıdaki ailenin yaşadığı belirsizliğe son verme konusunda zamana karşı yarış içinde olduklarını ifade etti.
ARNİ: “KAYIP YAKINLARINI DİNLEDİK… SÖYLENENLER DUYULMAYA DEĞER”
KŞK BM Üyesi Paul Henri Arni ise konuşmasında raporla ilgili bilgiler verdi.
Kuzey ve Güney’de kayıp yakınlarının akıbetiyle ilgili haber bekleyen 170 aile üyesinin konuştuğunu, KŞK ile ICRC’nin birkaç saat boyunca her birinin sevdikleri aile yakınları kaybolduktan 45-55 yıl sonra ne dediklerini dinlediğini anlattı.
Söylenenlerin duyulmaya değer olduğunu kaydeden Arni, kayıpların aile üyelerinin çektikleri acının ne kadar derin olduğunu onlara aktardıklarını vurguladı.
Kayıpların aile yakınlarının taleplerini raporda 4 ana bulgu altında toparladıklarını ifade eden Arni, bunlarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Mülakat yapılan yakınları kayıp aile üyelerinin yüzde 90’dan fazlasının, kayıp sevdikleri hayatta mı yoksa ölü mü olduğu konusunda bir cevaba ihtiyacı var. Ölmüş olmaları durumunda, defnedilmeleri için kalıntılarının bunulmasını kendilerine tespit edilmesini istiyorlar. O güne kadar ise düzenli olarak bilgilendirilmek istiyorlar.
Ailelerin yaklaşık yüzde 60’ı daha güçlü resmi bir bilgilendirilmeye ihtiyaç olduğunu ifade etti. Yetkililerin resmi açıklamalarında, kayıp yakınlarının içinde bulundukları çıkmaz konusunda bilgileri olduğuna yer vermelerine ihtiyaçları var. Bu tür olayların tekrarlanmasının önlenmesi için gelecek nesilleri eğitmenin ve hâlâ kayıp olan şahısların insani yönlerine ve Kıbrıslı aileler üzerindeki insani etkilerine vurgu yapmanın gerekliliğine de vurgu yaptılar.
Mülakat yapılan ailelerin yarıdan fazlası trajik kayıpları ve yaşadıkları nedeniyle, derin psikolojik zorluklar içinde bulunuyor.
Mülakat yapılan ailelerin 3’te biri ailelerinin geçimini sağlayan kişinin kaybolmasıyla ekonomik ve idari sorunlar yaşadıklarını ifade ettiler. Kayıpların yaşlı ve kadın yakınlarının sosyal ihtiyaçlarına daha fazla dikkat edilmesi, daha rahat yaşayabilmesi için destek verilmesi ve haklarına ilişkin daha fazla bilgi verilmesini istediler.”
TARAFLARDAN İHTİYAÇLARA KARŞILIK VERMELERİ İSTENDİ
Arni, KŞK’nin kayıp aileleri adında hem Kıbrıs Türk hem de Kıbrıs Rum yetkililere birer rapor sunarak “Kıbrıs’taki Kayıp Ailelerinin İhtiyaçları” raporunda yer alan ihtiyaçlara karşılık vermelerinin istendiğini söyledi.
Arni, ilgili yetkililerden şu taleplerinin olduğunu da sıraladı:
“Hâlâ bulunamamış kayıp şahısların akıbetinin netleştirilmesi; kayıpların görünür kılınması ve kamuoyuna duyurulmaya devam edilmesi; psikolojik ve psikososyal destek sağlanması; ailelerin ekonomik ve idari ihtiyaçlarının belirlenmesi.
“Kıbrıs’taki Kayıp Ailelerinin İhtiyaçları” raporunda, Kayıpların Etkisi, Kıbrıs’taki Kayıp Aileleri, Aile İhtiyaç Değerlendirmesi ve Ana Bulgular, Sonuç, Öneriler ve Ek isimli 7 ana başlık altında bilgiler, detaylar ve grafikler yer alıyor.
(TAK Ajansı Haber Bülteni’nden - Haber: Özlem Güran - Fotoğraflar: Hüseyin Sayıl)
“Kayıp ailelerinin %40’ı, kayıp şahısların hala hayatta olduklarına inanıyor…”
Kıbrıs Haber Ajansı:-
Uluslararası Kızılhaç Komitesi ve Kıbrıs Kayıp Şahıslar Komitesi, Kıbrıs’ta 1963-1964 ve 1974 olayları esnasında kaybolan yakınlarının akıbetleri ve nerede oldukları hakkında henüz cevap alamamış toplam 934 aileden 170 Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk kayıp yakının ihtiyaçlarını daha iyi anlamayı amacıyla Ekim 2018-Nisan 2019 tarihleri arasında ortak bir “Aile İhtiyaç Değerlendirmesi” (AİD) yürüttü.
Perşembe günü yapılan bir basın toplantısı sırasında değerlendirmenin ana bulguları sunuldu. Mülakata 170 kayıp yakını katıldı.
Bulgulara göre, “Kayıp ailelerinin %40’ı kaybolmuş yakınlarının akıbeti konusundaki belirsizliğin sonucunda hala hayatta olmaları ihtimalini ya da hala bir yerlerde yaşadıklarına dair inançlı olduklarını dile getirmişlerdir. Aileler, kayıplarının yaşadığına dair umutlu olmalarının kendi sağlıkları açısından da önemli olduğunu vurgulamışlardır. Geriye kalan %60’lık kesin ise akrabalarının kaybolmasından yıllar sonra hala hayatta olup olmadığına dair emin olamasa da güvenilir bilgi eksikliği ve kalıntıların bulunamaması durumundan dolayı, kayıbın kesin akıbeti ile ilgili şüphelerinin devam ettiğini söylemektedirler.
Kayıp yakınlarının %91’i en önemli ihtiyaçlarının sevdiklerinin akıbetiyle ilgili bir bilgi almak olduğunu belirtmiştir. Kayıpları hakkında hayatta mı yoksa ölü mü olduklarını bilmek ve ölmüş olmaları durumunda onları defnedebilmek için kalıntılarının bulunmasını kimliklendirilmesini ve kendilerine teslim edilmesini istemektedirler. Bu ihtiyaç, ailelerin kayıpları hakkında güncel geri bildirim alma istediklerini de kapsamaktadır.
%57, kayıp akrabalarını bulmak için verdikleri zorlu mücadelenin resmi olarak daha fazla farkına varılması gerekliliğini dile getirdi. Bunların %60’ı Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk yetkililerin bekleyen kayıp vakalarının çözülmesi için önemli bilgiler yokolmadan önce kamuoyuna çağrı yapmalarını istemiştir; %44’ü ise, bu tür vakaların tekrarlanmasını önlemek için gelecek nesilleri eğitmenin ve hala kayıp olan kişilerin insani yönlerine ve Kıbrıslı aileler üzerindeki insani etkilerine vurgu yapmanın gerekliliğinden bahsetmiştir.
%53, sevdiklerinin akıbeti konusunda umut ve umutsuzlukla yaşamaya zorlanmanın bir sonucu olarak derin psikolojik ve psikososyal sıkıntılar yaşadıklarını belirtmiştir. Yakınlarının öldüğüne dair hiçbir kanıtın olmaması kayıp vakasının çözülememesi psikolojik ve psikososyal hizmetlere erişim sağlanamaması nedeniyle ailelerin acılarını hafifletmek mümkün olamamıştır. Kayıp yakınlarının %21’i kendileriyle empati kuramayacak ya da durumlarını anlayışla karşılayamayacağına inandığı kişilerle deneyimlerini paylaşmaya çekindiğini bildirmiştir.
Mülakata katılanların %29’u kayıp vakası sonucunda ailelerin sürekliliğini koruyan ekonomik problemler ve/veya idari zorluklara karşı karşıya geldiklerini belirtmiştir. Bu sorun evin geçimini sağlanan kişinin kaybolmasından ötürü oluşan ekonomik problemler ve/veya idari zorlukları da kapsamaktadır. Aileler yaşlı ve kadın olan kayıp yakınlarının sosyal ihtiyaçlarına daha fazla dikkat edilmesi ve onların haklarına ilişkin daha fazla bilgi verilmesini istemiştir” belirtildi.
Raporun sonuçlarına göre, “ailelerin istediği tek şey ne kadar acı verici olursa olsun hayat defterlerinin be acı dolu sayfasını kültürel olarak kabul edilebilir ve anlamlı bir şekilde kapatmaktır. Bu istek (1) kayıp olan akrabalarının akıbeti ve nerede oldukları hakkında bir cevap almak ve (2) eğer ölmüşlerse kalıntılarının bulunması kimliklenmesi ve (3) ailenin isteğine uygun bir cenaze töreni ise defnedilmesi de kapsamaktadır. Aileler sevdiklerinin kayıp durumu ile ilgili tamamen tatmin edici bir ilerleme kaydedilene dek yakınlarının akıbetlerine ilişkin endişelerine saygı duyulmasını ve ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışırken bu durumlarının göz önünde tutulmasını istemektedir” belirtildi.
“Aile İhtiyaç Değerlendirmesi” raporunun sonuçlarına göre, “hala kayıp akrabalarının akıbeti ve nerede olduğu konusunda cevaplar arayan Kıbrıslı ailelerin yaşadığı etki uzun ömürlü ve derindir. Sevdiklerinin yokluğu ve belirsizlikle başa çıkmada ortaya çıkan psikolojik zorlukların yarattığı duygusal sıkıntılar kaybolmanın üzerinden elli yıldan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen hala çok güçlüdür. Günümüzde aileler hem evde tek başlarına hem de sosyal çevrelerinde acı çekmeye devam etmekte, bu ise ailelerin aradıkları cevapları bulamadan rahata kavuşmasının imkansız olduğunu göstermektedir.
Bu değerlendirmeye dâhil olan aileler, acılarının sona ermesi canı gönülden istemektedirler.
(Kıbrıs Haber Ajansı – Kiriaki Hristodulu – 13.6.2019)