2020 yılı başında bütün dünya ile birlikte covid 19 pandemisi ile cebelleştik. Aylarca evlerimize kapandık. Ekonomik yaşam tatile girdi. Marketler dışında tüm sektörler kapandı. Turizm 2020 yılında yoktu.
Nisan 2020’de yapılması gereken cumhurbaşkanlığı seçimi pandemi nedeniyle ertelendi. Erteleme Anayasa’ya aykırı idi. Ama pandemi mücbir sebep sayıldı. Bu nedenle seçim Ekim 2020’de yapıldı.
Normal zamanında yapılamayan cumhurbaşkanlığı seçimi, Normal koşullarda da yapılamadı. Seçime açık ve aleni müdahale edildi. Deyim yerindeyse Ersin Tatar Ankara tarafından KKTC’ye cumhurbaşkanı olarak tayin edildi.
Ardından da müdahaleler durmadı. Bu kez UBP kurultayına müdahale edildi. Ersan Saner başbakan tayin edildi. Saner’in başkanlığında UBP-DP-YDP koalisyonu kuruldu.
Ama bu koalisyon her bakımdan ülkeyi uçurumun kenarına yuvarladı. KKTC ekonomisi dibe vurdu.
2021 yılı da aynı kaygılarla geçti. Kriz daha da derinleşti. Dönemin başbakanı Ersan Saner’in kaset skandalıyla aday bile olamadığı UBP kurultayı Ekim 2021’de gerçekleşti. Faiz Sucuoğlu açık fakla başkan seçildi.
Ankara’dan vetolu olduğu için başbakanlığı çok kısa sürdü. Faiz Sucuoğlu önce 2 aylığına DP ile seçim hükümeti kurdu. Seçimin ardından da yine UBP-DP-YDP koalisyonu kuruldu.
Ama vetolu başkanın başbakanlığı çok kısa sürdü. İstifa ettirilen Sucuoğlu’nun yerine bu kez Ünal Üstel başbakan tayin edildi. Bir kez daha Ünal Üstel başkanlığında UBP-DP-YDP koalisyonu kuruldu.
Böylece son iki yılda 3 başbakan tarafından 4-5 defa kurulan UBP-DP-YDP koalisyonu ülkeyi bırakın pandemi ve buna bağlı ekonomik krizden çıkarmayı, daha da batırdı.
2022 yılı da bu acemi ellerde kayıp bir yıl olarak tarihe geçti. Devletin maaş ödemek için ne kadar borçlandığı henüz tam olarak açıklanmadı. Ama hem TL, hem de döviz cinsinden yapılan borçlanmaların çok yüksek miktarlara ulaştığı biliniyor.
Ülke battı. Hükümet bunu pandemi krizi ve ardından geçen yıl Şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşına bağlıyor.
Ama yalnız başına bu içinde debelendiğimiz ekonomik, sosyal ve siyasal krizleri açıklayamaz.
Bence 2020 cumhurbaşkanlığı seçimine yapılan açık ve aleni müdahale ve ardından müdahalelerle oluşturulan hükümetler sayesinde bu krizleri yaşıyoruz.
Pandemi sadece bizim ülkemizde yoktu. Bütün dünya covid 19 pandemisiyle cebelleşti. Birçok ülke aldıkları tedbirlerle bunun etkilerini büyük oranda azalttı.
KKTC’yi yönetenler, Ankara’daki iktidar ve burayı yönetmeleri için atadığı cumhurbaşkanı ve hükümet ise sadece seyretti.
Pandeminin bütün yükü emekçilerin sırtına yüklendi.
Yetmedi Türkiye’deki iktidarın aldığı kararlarla her gün daha çok eriyen TL kullanımından kaynaklanan enflasyonun yükü de emekçilerin sırtına yüklendi.
Yetmedi buradaki hükümetlerin aldığı ve almadığı kararlarla kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalan iş insanlarının yaşadığı ekonomik sıkıntıların yükünü de emekçiler taşımaktadır.
Ülkemiz son 3 yılda çok şey kaybetti. Bunun temel nedeni müdahalelerle oluşturulan Ankara’ya bağımlı hükümetlerdir. Sıkıntının ana kaynağı ülkemizi seçilenlerin değil, atananların yönetmesidir.
Atananlar kendilerini o makamlara atayanlara biat etmek zorundadır. Bu nedenle onlar için halkın ne istediğinin önemi yoktur.
Kıbrıs’ın kuzeyinde ekonomi ve demokrasi yaralıdır. Yaralar giderek derinleşiyor. O nedenle hiç gecikmeden önce demokrasi rayına oturtulmalı, ülkeyi halkın seçeceklerinin yöneteceği yeni bir düzen kurulmalıdır.
Bu sağlanırsa ekonomik kriz de kısa sürede yeni bir toparlanma sürecine girer ve ilk etapta yıkım durur. Ardından da alınacak kimi tedbirlerle başta emekçiler olmak üzere tüm kesimler rahat bir nefes alır.
2020 kaybedildi. Pandemi nedeniyle bu doğaldı. Ama 2021 toparlanma yılı, 2022 de ekonominin yeniden ayağa kalktığı bir yıl olmalıydı. Aynı koşulları yaşadığımız birçok ülkede böyle oldu.
Ama bizde tam tersi oldu. 2021, 2020’den; 2022 de 2021’den daha kötü geçti.
Bu gidişle önümüzdeki Pazar gireceğimiz 2023 de yarın akşam veda edeceğimiz 2022’den daha kötü geçecek.
Aklımızı başımıza alarak şimdiden ülkemize sahip çıkacak adımları atmaya başlamazsak bu böyle devam edecek ve sonunda ülkemizi de kaybedeceğiz.
Tüm okurların yeni yılını şimdiden kutlarım. 2023 yılının ülkemizde müdahalesiz demokrasinin yeniden tesis edildiği bir yıl olmasını temenni ederim.