Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmaları sonucu kalıntıları Maşera ormanında gömülü bulunan ve DNA testleriyle kimliklendirilen “kayıp” Özel Reşat Kansoy’dan geride kalanlar Lefkoşa Mezarlığı’ndaki şehitliğe askeri törenle defnedildi.
Törene, Kansoy’un ailesinin yanı sıra, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı eşi Meral Akıncı, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’nı temsilen Tümgeneral Sadık Piyade, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’nı temsilen Tuğgeneral Erdinç Korkuter, Lefkoşa Kaymakamı Alkan Değirmencioğlu, bazı belediye başkanları ile milletvekilleri katıldı.
Limasol’dan Lefkoşa’ya gelirken 18 Nisan 1964’de Erol İsmail ve Bayar Piskobulu ile birlikte “kayıp” edilen Kansoy’un naaşı, 51 yıl sonra Lefkoşa Mezarlığı’ndaki İsmail Safa Camii’nde kılınan öğle namazının ardından, şehitlikte düzenlenen askeri törenle toprağa verildi. Erol İsmail ve Bayar Piskobulu daha önce defnedilmişti.
Törenede yaptığı konuşmada “kayıp” Kansoy’un yeğeni Reşat Kansoy, amcasının kaybolduğu döneme atıfta bulunarak, “Kıbrıslıtürklere ve Kıbrıslırumlara toplumsal travmalar yaşatacak karanlık günlerin iğrenç tohumları atılıyordu. Kana doymayan ırkçı, faşizan ve hastalıklı beyinler genç, yaşlı çoluk çocuk demeden tüm değerlerimizi bizden alıyordu” dedi.
Konuşmasında, amcasının iyilik dolu, yardımsever, dürüst, arkadaş canlısı, bilge biri; cemaatin kültürel, sosyal ve ekonomik değerlerini yükseltme gayesi taşıyan bir kişi olarak tanındığını kaydeden Kansoy, başarılı bir de konuşmacı olan amcasının Limasol Halk Evi Meydanı’nda binlerce kişiye yaptığı konuşmanın amcasının unutulmayan anılarından olduğunu kaydetti.
ÖZAY SOYKAN
Özel Reşat Kansoy’un kızkardeşi Özay Soykan ise konuşmasında, kardeşinin amacının kardeşlerini topluma iyi birer birey olarak yetişmesine yardımcı olmak olduğunu, kardeşinin bölgede sevilen bir kişi olduğunu söyledi.
Özay Soykan şöyle konuştu:
“Özel Kansoy 1935 yılında Bladanisya’da doğan ailenin ilk çocuğudur, bizim canımız kardeşimiz, abimiz ve hatta babamızdı. Onun bütün amacı kardeşlerini topluma birer düzgün insan olarak yetiştirmekti. Her zaman yanımızda ve bizlere doğruyu gösteren olmuştu. Bana hep öğretmen olmamı, kızlara öğretmenliğin çok yakıştığını söylerdi ve istemde bulunurdu. Her ikimizin gayreti ile onun bu arzusu gerçekleşti. Ben öğretmen oldum, mesleğimde hep mutlu oldum ama o bunu göremedi.
Özel Kansoy’u bölgede yaşayan küçük, büyük herkes tanır ve severdi. 1951 yılında ortaokuldan sonra üstün başarı göstererek İngiliz Okulu’na girdi. Diğer gençler gibi gezip eğlenmeyi değil, toplumun sorunları ile ilgilenmeyi tercih etti. Gazetelere toplumla ilgili şiirler, makaleler yazmaya başladı. Hep liderlere yakın olarak, onlarla birlikte toplumun sorunlarını çözmeye çalıştı.
1958’de Ülker Niyazi ile evlendi ve kızları İnanç dünyaya geldi. Baba olmak onu çok mutlu etmişti ancak bu mutluluğu da doyasıya yaşayamadı.
1959’da Gençlik Teşkilatı Yıldız Ekibi’nin Leymosun Halleri Meydanı’nda 6 bin kişiye hitaben bir konuşma yaptı, çok mutlu olmuştu ve “İşte istediğim oldu” diye yorumlamıştı.
Beni 1963’te Ankara’ya üniversiteye götürüp yerleştirdikten sonra tekrar Kıbrıs’a geri dönmüş ve 1963 olayları olunca da bana bir telgraf göndermişti. Bu telgraf ondan gelen son haberdi…
21 Nisan 1964’te yola çıkan Özel Kansoy, Bayar Piskobulu ve Erol İsmail… Bütün çabalara rağmen acı gerçek işte önümüzde.
Keşke onun için yapabileceğim bir şeyler olabilseydi, onunla daha uzun bir ömür yaşayabilseydim. O her zaman kalbimizin en derin köşesinde yaşayacak. Işıklar içerisinde yat Şehidim…”
Saygı duruşu ve saygı atışının da yer aldığı törende Özel Reşat Kansoy’un naaşının sarıldığı bayrak kardeşi Hasan Kansoy’a verildi.
(YENİDÜZEN /TAK)