Avrupa Parlamentosu bile onların tümüyle gönüllü ve insani çalışmalarının değerini anlayıp onları ödüllendirdi ama Kıbrıs’ta onlar “önemli” konuların “dışında” tutuluyor. Pek çok “maskara” televizyonlara çıkıp gazetelerde yazılar yazarak kamuoyunu “denetim altında” tutmaya çalışırken, kimsecikler esas bu acıları yaşamış olan ve barış için çaba gösteren bu insanların fikrini sorma zahmetine katlanmıyor!
Kıbrıs’taki iki ana toplum ve onların seçtiği insanlar Hüseyin’e, Petros’a, Andreas’a, Hristina’ya ve onlar gibi çaba harcayanlara “Bravo!” diyemiyor, buna dilleri varmıyor! Bunlar gerçek acıyı çekenlerdir ve en korkunç kabusu yaşamışlardır ve hiç kimsecikler de – AKEL Avrupa Milletvekili Takis Hacıyeorgiu Hüseyin ve Petros’u Avrupa Parlamentosu Yurttaşlık Ödülü’ne aday gösterdi bir tek – onlara “Teşekkür ederiz”, ya da “Bravo!” demiyor. Bu gönüllü insani çalışmalarını birceez “Bravo” almak için yapmıyorlar elbette, bunu inandıkları ve gençliğe gerçekleri anlatmak gerektiğine inandıkları için yapıyorlar. Çünkü adamızın her iki tarafında da okullarımızda gerçek çocuklara öğretilmiyor – çünkü her iki taraf da kendisini bu çatışmada “tek mağdur” olarak göstermek istiyor…
Erbay Akansoy da işte böylesi bir babanın ve Tezer Hanım gibi muhteşem bir kadının oğlu… Onların yetiştirdiği biricik evlat – çok iyi yetiştirilmiş, örnek bir genç lider…
Gençlerle konuşuyoruz, sorularını yanıtlıyoruz. Yedinci etkinliğimizi EDON Gençliğin organizesiyle önümüzdeki Ekim ayında Baf’ta yapmayı tasarlıyoruz.
Şu ana kadar tarihle ve gerçekle yüzleşmede en ilerici tavrı geliştiren ve bunu somut etkinliklerle kanıtlayan bir tek EDON Gençlik Örgütü oldu. Kıbrıs’ın kuzeyinde Yeni Kıbrıs Partisi Gençlik’le de yıllar önce benzer etkinlikler yapmıştık. IKME ve BİLBAN’ın yardımlarıyla YKP Gençlik, Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum gençleri çeşitli etkinliklerde bir araya getirmiş ve bu insani konuları onlara aktarmıştık. EDON ve YKP Gençlik Örgütü’nün dışında başka herhangi ilerici bir gençlik örgütü henüz böylesi bir program başlatmadı. Ve şu anda buna öncülük yapan tek güç EDON Gençlik… Bu nedenle onlara çok teşekkür ediyoruz…
9 Ağustos Pazar sabahı Pervolya’ya hoşça kal diyoruz ve Vadili’de 1974’te kendi Kıbrıslıtürk arkadaşları tarafından öldürülüp “kayıp” edilen Mihalis Pekri’nin cenaze törenine gitmek üzere Kalo Horio’ya doğru (Vuda) yola çıkıyoruz. Pekri, Vadili’den ayrıldığı zaman arkadaşları hayvanlarını taksim etmişti ve o geri döndüğü zaman bu hayvanları geri vermek istemediler! Onunla ilgili bir sürü hikaye anlatarak onu öldürdüler ve onu bir kuyuya attılar. Vadili’den Kıbrıslıtürk okurlarım Pekri’nin başına gelenlerin detaylarını anlattılar bana ve onun gömü yerini de gösterdiler… Bu bilgileri okurlarımla paylaştım yıllar önce, ailesini, sevgili eşi ve çocuklarını da görmeye gittim ve tüm bildiklerimi henüz o yıllarda Kayıplar Komitesi yetkilileriyle de gönüllü olarak paylaştım.
Yıllar sonra o kuyu kazıldı ve 33 metre derinlikte Vadilili “kayıp” Mihalis Pekri’den geride kalanlar bulundu… İşte bugün yani 9 Ağustos 2015’te Kayıplar Komitesi Pekri’den geride kalanları defnedilmek üzere ailesine iade ediyor. Vuda’daki kilise hıncahınç dolu, kilisenin içinde ilerlemek bile zor… Lefkoşa’dan arkadaşım Angela’yı arayıp bana bir buket çiçek getirmesini istedim – bir kucak dolusu beyaz çiçek getiriyor bana, Mihalis Pekri’nin tabutunun yanına koyuyorum bu çiçekleri… Bugün ona veda etmeye geldim ve ailesinin acısını paylaşmaya – kimseciklerin bir daha asla onun veya Hristina’nın babası ve kardeşinin veya Sizinos’un babasının veya Hüseyin ve Petros’un ailesinin akibetini paylaşmamalarını ummak yetmez, bunun için çok ama çok çalışmalıyız, hem de her gün çalışmalıyız. Eğer acı geçmişimizle yüzleşmek için çaba göstermezsek, o zaman daha iyi bir geleceği garanti edemeyiz…
DEVAM EDECEK