Masari köyünde (şimdiki adıyla Şahinler) tutuklanmışlardı. Tutuklular arasında 24 kadar Kıbrıslırum daha vardı. Sonra bir Türk subayı bu tutuklu Kıbrıslırumlar’a, güneye geçmeleri için güvenli bir koridor açacağını söylemiş ve burada bulunan Kıbrıslırumlar, güvenlik içinde güneye geçebilmişlerdi. Bir tek Panayotis’in annesi, babası ve küçük kardeşi hariç… Onları Masari’de gören yakınen tanıdıkları Vasilyalı bir Kıbrıslıtürk – hatta bu Kıbrıslıtürk’ün bu Kıbrıslırum aileyle akrabalığı olduğu da söyleniyor – aileyi diğer Kıbrıslırumlar’la gitmemeleri için ikna etmişti, “Ben sizi Vasilya’ya götürürüm, istediklerinizi alırsınız ve gene geri getiririm” demişti. Ona kanmışlar ve bu Kıbrıslıtürk’le birlikte gitmişlerdi… Bir daha onlardan haber alınamadı.
Panayotis geçtiğimiz günlerde Vasilya’da (şimdiki adıyla Karşıyaka) annesi, babası ve erkek kardeşinin resimlerinin ve Türkçe bir çağrının bulunduğu bir broşür dağıttı köylülere… Bu broşürü geçtiğimiz günlerde bu sayfalarda yayımlayınca, bir okurum Elpiniki ile eşi ve yedi yaşındaki oğlunun olası gömü yeri hakkında bildiklerini benimle paylaştı… Biz de bu bilgiyi Kayıplar Komitesi yetkilileriyle paylaşacağız ve bu olası gömü yerini ziyaret ederek, okurumuzun verdiği bu çok değerli ipucu hakkında araştırma yapmaya devam edeceğiz…
Gençlere konuşan Dr. Derviş Özer ise 1974’te savaş çıktığı zaman on yaşında bir çocuk olduğunu anlatıyor… Gençlere savaşın ne anlama geldiğini anlatan Derviş Özer de dünyada savaşlardan çocukların nasıl etkilendiğini istatistikler ve fotoğraflarla sundu. Savaşta açlığı gördüklerini, çocuklar olarak mezarlıkların dışından geçmeye korkarken, savaş çıkınca ölülerle birlikte yatıp uyumak zorunda kaldıklarını, çocukların patlamamış bombaları bulmaya gönderildiklerini, kendilerinin bu bombaları yerlerinden kaldırdıklarını, buldukları silahları topladıklarını aktaran Derviş Özer, tüm yaşadıklarının kendisinde büyük bir travma yarattığını anlattı. Bu travmayı aşmak için yazmaya başladığını ve yaşadıklarını ve gördüklerini yazdıkça bu travmayı atlatabildiğini belirten Derviş Özer, gençlere barış mesajı verdi.
Gençlerden gelen soruları da yanıtladık… Bazı gençler Kıbrıslıtürk çocukların okullarda 1963 ve 1974 hakkında neler öğrendiklerini sorarken, bazı gençler de anlattıklarımızın kendi okullarında neden kendilerine öğretilmediğini sorguladı.
“Kayıplar”la ilgili de çok ayrıntılı sorular soran gençler etkinliklerin sonunda “Kıbrıs’ta barış engellenemez”, “Kıbrıslıtürkler düşmanımız değil kardeşimizdir” diye sloganlar ve alkışlarla “kayıp” yakınlarına ve bize teşekkürlerini sundular.
Kıbrıs’ın güneyinde EDON’la birlikte gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikler devam edecek. Geçmişte İngiliz Okulu’nda ve GCE School of Careers’de bu tür etkinlikler düzenlemiştik. Bülent Ecevit Anadolu Lisesi’nde ve Güzelyurt TMK’da da bu tür etkinlikler yapmıştık. Kıbrıs’ın kuzeyinde geçmişte YKP Gençlik’le yaptığımız etkinliklerin dışında, şu ana kadar başka herhangi bir ilerici gençlik örgütünden “kayıplar” konusunu işlemek üzere herhangi bir davet yapılmış değil. Ancak bu konuda temaslarımız sürüyor ve umuyoruz ki gençlerle bu tür son derece yararlı ve “geçmişle yüzleşme” içeren bu değerli buluşmaları belki bir gün iki toplumdan gençlerle birlikte de gerçekleştirebiliriz…