Birleşmiş Milletler Zorla veya İstem Dışı Kayıp Edilmelere İlişkin Çalışma Grubu’nun Kıbrıs’la ilgili raporu yayımlandı...
Birleşmiş Milletler’in Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyi’nin 51nci Oturumu’na sunulan raporda, Kıbrıs’taki “kayıplar” konusu değerlendiriliyor, grubun 5 ile 12 Nisan 2022 tarihleri arasında Kıbrıs’a gerçekleştirdiği sekiz günlük ziyarette elde ettiği bilgiler paylaşılıyor ve değerlendirmelerde bulunuluyor.
7 Eylül 2022 tarihli raporu, okurlarımız için özetle derleyip Türkçeleştirdik. Bunu yaparken, Çalışma Grubu’nun “kayıplar”ın yanısıra “mülteciler/iltica” konularındaki gözlemlerinin çevirisini yapmayıp, yalnızca “kayıplar” konusunda yazdıklarını özetle Türkçeleştirdik. Raporun son bölümünde özetle ve devamla şöyle deniliyor:
*** Çalışma Grubu ziyareti esnasında Makedonitissa Mezarlığını, “Kayıp Şahıslar Evi” Anıtını, Saint Aleksandros Şapeli’ni ziyaret etti. Aynı zamanda Muratağa, Atlılar ve Sandallar anı merkezlerini ziyaret etti. Bu anma merkezleri, kayıp şahısların aileleri için gerek bireysel, gerekse kollektif olarak önemli bir öğeyi temsil ediyor. Çalışma Grubu, aradan geçen zaman içerisinde adada kayıp edilenlerin tümü için ortak bir anı merkezinin olşturumasına yönelik herhangi bir girişim olmadığına dikkat çeker.
*** Kayıp yakınları dahil çeşitli taraflar, kayıp yakınlarının acısının ister Kıbrıslırum, ister Kıbrıslıtürk olsunlar, aynı olduğunu kabul etmektedir – tüm kayıplar bulunmalıdır ki ailelerin acılarına bir son verilebilsin...
*** Ortak duygulara dayanarak ve kayıp şahıslar konusunun ilerletilebilmesi için ve gelecek kuşaklar için, tüm ilgili tarafların, özellikle de iki toplum liderinin tüm ada çapında bir barış eğitimini ileri götürmeleri zorunludur – buna okullarda okutulan kitaplar dahildir, böylece toplumlar arasında güven tesisine katkıda bulunulacaktır. Böylesi bir barış eğitiminde bölücü anlatılardan kaçınılmalı ve tabandaki iki toplumlu insiyatifler öne çıkarılmalıdır.
*** Çalışma Grubu, Kıbrıs’ın henüz Tüm Şahısların Zorla Kayıp Edilmekten Korunmasına İlişkin Uluslararası Konvansiyon’a Devlet olarak taraf olmamasından üzüntü duyar, 2007’de imza atmış olmasına karşın durum böyledir. Hükümet yetkilileriyle toplantılar esnasında Çalışma Grubu, bu konvansiyonun ratifike edilmesine yönelik bazı tereddütler sezmiştir, bu da bazı yanlış anlamalardan kaynaklanabiliyor olabilir. Çalışma Grubu bu konuda kendi teknik ve danışmanlık hizmetleri aracılığıyla konuları açıklığa kavuşturmaktan mutlu olacaktır. Bu bağlamda Çalışma Grubu, ziyaret ardından Kıbrıs Cumhuriyeti’nden bir mesaj aldı ve ilgili bakanlıklardan ve dairelerden uzmanların Konvansiyon’u daha iyi anlamak maksadıyla resmi olmayan istişarelerde bulunmak istedikleri bildirildi.
Birleşmiş Milletler'in zorla kayıp edilmelere karşı Çalışma Grubu raporunda Kıbrıs'ta kayıplar konusu ele alınıyor...
*** Konvansiyon’da devletlerin daha somut ve sağlıklı hukuki ve kurumsal çerçeveler kurmalarına ve bunu pratikte uygulamalarına yardımcı olacak bir rehber bulunmaktadır. Bu özellikle Kıbrıs için geçerlidir çünkü kayıp şahıslar konusu çok merkezi bir yerdedir Kıbrıs’ta ve Konvansiyon’un önleyici fonksiyonları da bu çerçevede önemlidir. Çalışma Grubu, hükümetin bu konvansiyonu herhangi bir çekince koymaksızın ratife etmesini önerir ve 31 ve 32’nci maddelerde belirtildiği gibi Zorla Kayıp Edilmelere Karşı Komite’nin ehliyetini tanıdığını belirtmesini önerir.
*** Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Çalışma Grubu olarak şu tavsiyelerde bulunmaktayız: Zorla kayıp edilmeyi otonom bir suç olarak Ceza Yasası’na koyunuz, uygun cezalarıyla birlikte ve bunun ciddiyetini de dikkate alarak. Bu suçun Ceza Yasası’na konması, Konvansiyon’un ratifiye edilmesinden bağımsız biçimde ele alınmalıdır.
*** Zorla kayıp edilmelere ilişkin soruşturmaları yürüten yetkililerin, tüm ilgili bilgilere ulaşabilmeleri sağlanmalı, araştırma sürecinde toplanan bilgilerin – ki buna suça ilişkin olası kanıtlar da dahildir – araştırılması ve bunların gelecekte açıklanıp kullanılması için saklanması da sağlanmalıdır.
*** Araştırmayı, soruşturmayı, kovuşturmayı ve zorla kayıp edilmelere ilişkin faillerin cezalandırılmasını dolaylı yoldan engelleyebilecek afların ve başka önlemlerin yasaklanması sağlanmalıdır.
*** Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kıbrıs’taki kayıp şahıslarla ilgili tüm kararları uygulanmalıdır ki buna ulusal bir tazmin programının oluşturulması da dahildir...
*** Birleşmiş Milletler insan hakları mekanizmalarıyla daha ileri işbirliği kurulması... Buna örneğin Hakikat, Adalet, Tazmin ve bir daha bu suçların tekrarlanmamasına yönelik Özel Raportör’ün adayı ziyaretleri dahildir.
*** İki toplum liderlerine çağrımızdır: Kayıp şahıslar konusunu politize etmeyi durdurun ve bunu bir insan hakları ve insancıl bir konu olarak ele alınız. Kayıplar Komitesi’nin tam olarak ve etkili biçimde görevini yerine getirmesi için siyasi ve diğer mülahazaları bir yana koyunuz.
*** Kayıplar Komitesi’yle işbirliğine ve onları desteklemeye devam ediniz, özellikle tüm bölgelere gecikmesiz erişimlerini sağlayınız, BM Güvenlik Konseyi’nin de tavsiye ettiği gibi olası gömü yerleri hakkında arşiv bilgilerine ilişkin taleplerini karşılayınız ve bu arşivleri uygun biçimde koruyunuz.
*** Tarafsız ve kapsayıcı bir hakikati anlatma mekanizmasının kuruluşunu ele alınız, bu her iki toplumdan kayıp yakınlarını bir araya getirip onların ihtiyaçlarına yanıt verebilir – ziyaretimiz esnasında bu bize açıkça ifade edilmiştir... Aynı zamanda bu mekanizma onların hem bireysel, hem de kollektif bir hak olarak hakikati öğrenme hakkının korunması ve ileri götürülmesine hizmet edebilir.
*** Herhangi bir korku, müdahale ya da baskı olmaksızın, güvenli ve uygun bir atmosferde, onurlu biçimde ailelerin sevdiklerinin kalıntılarını defnetmelerini sağlayınız.
*** Tüm kayıp yakınlarının örgütlerine koşulsuz destek veriniz ki kayıp şahıslar konusunun insancıl ve insan hakları yönü hakkında farkındalık yaratılabilsin...
*** 1990’lı yıllarda de fakto olarak ortaya konmuş olan af konusunun hukuksallığını gözden geçiriniz çünkü bu, zorla kayıp edilmelerde hesap verilebilirliği tamamen geçersiz kılma sonucuna yol açmıştır...
*** Adadaki tüm kayıpların hatırlanacağı ortak bir alan yaratmayı düşününüz.
*** Okullar ve ders kitapları dahil, tüm ada çağında barış eğitimini ileri götürünüz, bunu yaparken toplumlar arasında güven tesisine katkıda bulunmayı, bölücü söylemlerden kaçınmayı, tabandan gelen iki toplumlu insiyatifler ve aktiviteleri öne çıkarmayı öngörünüz...
*** Türkiye hükümetine: Kayıplar Komitesi’ni desteklemeyi ve onlarla işbirliği yapmayı sürdürünüz, buna Kıbrıs’ın kuzeyindeki bölgelerdeki olası gömü yerlerine Komite’nin her zaman ulaşımını sağlayınız, yeni olası gömü yerlerinin bulunması maksadıyla Komite’ye ve kayıp yakınlarının örgütlerine askeri arşivlere tam erişim sağlayınız, uygun biçimde bu arşivleri koruyunuz.
*** Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kıbrıs’taki kayıplarla ilgili tüm ilgili kararlarını uygulayınız ki buna daha fazla gecikme olmaksızın tazminatlar da dahildir.
*** Uluslararası topluluğa: 976 kayıp şahsın akibetinin belirlenmesi ve nerede olduklarının anlaşılması maksadıyla Kayıplar Komitesi’ne desteğinizi sürdürünüz.
(Birleşmiş Milletler Zorla veya İstem Dışı Kayıp Edilmelere İlişkin Çalışma Grubu’nun Kıbrıs’la ilgili Eylül 2022 tarihli raporunu özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).
KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…
Akova’da bir “kayıp”tan geride kalanlara bir kuyuda ulaşıldı…
Kayıplar Komitesi kazı çalışmaları devam ederken, dün (5 Ekim 2022) Akova’da (Yipsu/İpsoz) başlatılan kazıda bir “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldığı öğrenildi.
Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Gülseren Baranhan ve Koordinatör Yardımcısı Arkeolog Erge Yurtdaş’tan alınan bilgilere göre, Akova’da 1974 kaybı bir Kıbrıslırum’un bir kuyuya atılmış olabileceği bilgisi üzerine başlatılan kazı çalışmaları sırasında insan kalıntılarına ulaşıldı ve kazı devam ediyor.
Kayıplar Komitesi Lapta’da da 1974 kaybı bir Kıbrıslırum’un bölgede gömülü olabileceği bilgisi üzerine yeni bir kazı başlatmış bulunuyor. Mağusa’da ise Ayluga göletinde 1974 kaybı bir Kıbrıslıtürk’ün gömü yerinin arandığı kazı çift makine kullanılarak hızlı bir biçimde devam ediyor. Dün bu kazıya bir görgü şahidi götürerek arkeologlarla bölgeyi incelemesini ve Kayıplar Komitesi kazı ekibindeki arkeologların yanısıra araştırma görevlisi Selin Örek’in de sorularını yanıtlayarak kazı alanına ilişkin somut bilgiler vermesini sağladık. Geçen hafta da bölgeye iki başka şahit götürmüştük…
Kayıplar Komitesi’nin diğer kazıları Esentepe (Ayguruş), Templos (Zeytinlik), Girne Boğazı ve Trulli’de devam ediyor.
Kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz.
Akova'daki kazılardan görünüm...