“Kayıplar”ın bulunması için çaba göstermiş, insaniyetini ortaya koymuştu...

Sevgül Uludağ

Evinde ölü bulunan değerli okurumuz İbrahim Çobanoğlu, “kayıplar”ın bulunmasında bize yardım etmişti...

Geçtiğimiz hafta Lefkonuk’ta evinde eşi ve küçük oğluyla birlikte vurularak öldürülmüş vaziyette bulunan rahmetlik İbrahim Çobanoğlu, “kayıplar”ın bulunmasında bize yardımcı olmaya çalışmıştı. Bu konuda çaba göstererek insaniyetini ortaya koymuştu... Onu rahmetle anıyoruz, acılı ailesinin acılarını paylaşıyoruz, ışıklarda olsun, eşi Bengü hanım da, kendisi de, oğlucuğu Çınar  da...

“Kayıplar”ın bulunması için çaba harcayan İbrahim Çobanoğlu, yıllar önce bizi aramış ve biz de Kayıplar Komitesi’nin o günkü yetkilileriyle birlikte Lefkonuk’a (Geçitkale) giderek kendisiyle görüşmüştük.

5 Ekim 2012’de ziyaret ettiğimiz okurumuz, bize bulmuş olduğu bir “kayıp” şahsa ait bir kafatasını 1980’li yıllarda köydeki Kıbrıslırum mezarlığında nereye koymuş olduğunu göstermişti.

Kayıplar Komitesi rahmetlik İbrahim Çobanoğlu’nun o gün bize gösterdiği yerde kazı yürütmüş ve bulduğu kafatasını DNA analizi için laboratuvara göndermişti... Kayıplar Komitesi’nin o günlerde Kazılar Koordinatörü olan Antropolog Okan Oktay, ölüm haberi duyulunca hemen beni arıyor ve onun, bize bu kafatasının yerini gösteren okurumuz olduğunu hatırlatıyor... Okan Oktay, sonraları İbrahim Çobanoğlu’nun birkaç kez daha ziyaret etmiş ve “kayıplar”la ilgili yürüttüğü araştırmalarla ilgili kendisine sorular yöneltmiş, İbrahim Çobanoğlu da Kayıplar Komitesi’nin yetkilisi Okan Oktay’a, araştırmalarında gönüllü ve insani biçimde yardımcı olmuştu.

Bu konuda o dönemde Kayıplar Komitesi Kıbrıslırum Üye Yardımcısı olan Ksenofon Kallis’e de bu acı haberi verdik ve o da, ailenin acısını paylaştığını, İbrahim Çobanoğlu’nun “kayıplar”ın bulunması için Kayıplar Komitesi’ne yardım etmiş bir kişi olarak takdire şayan bir insaniyet örneği vermiş olduğunu belirtti.

Biz de, Okan Oktay arkadaşımız da, ailesinin acısını paylaşıyoruz... Bu korkunç olay, uzun süre belleklerden silinmeyecek ancak İbrahim Çobanoğlu’nun insaniyeti de belleklerden ve kalplerden silinmeyecek. O, bu kanayan yaranın iyileştirilmesi için bildiklerini paylaşmış ve “kayıplar”ın gömü yerlerinin bulunmasına yardımcı olmaya çalışmıştı...

LEFKONUK’TA BİR MEZARLIK... BİR “KAYIP” ŞAHSA AİT BİR KAFATASI...

7 Ekim 2012’de kaleme aldığımız ve o günlerde bu sayfalarda yer alan yazımızda şöyle yazmıştık:

“Lefkonuk’ta Kıbrıslırum mezarlığında bir kuyu...

Geçtiğimiz Cuma günü (5 Ekim 2012) “kayıp” Çoban Fikret Hüseyin Seferoğlu’nun hazin cenaze töreninden sonra Kayıplar Komitesi’nin eski HÜRBANK binalarındaki ofisine gidiyorum... Burada birer kahve içmeye davet edildik. Kahvemizi içerken telefonum çalıyor. Tanımadığım bir okurum arıyor beni, Lefkonuk’tan (Geçitkale)...

“Geçtiğimiz günlerde Lefkonuk’ta kazı yapıldıydı, bir şey bulundu muydu acaba?” diye soruyor...

“Evet” diyorum, “iki yaşlı kayıp insandan geride kalanlar bulundu ama bütün olarak değil...”

“Ben 17 yaşlarındaydım” diyor “1985’te... O bölgede hayvanlarımızı otlatmaya gittiydik ve bir kafatası bulduyduk orada... Sonra da onu Rum mezarlığındaki bir kuyuya attıydım...”

“O kuyu daha durur mu?” diyorum.

“Evet” diyor.

“Bize gösterebilir min acaba?”

“Tabii ki gösteririm...”

“Bugün gelsek olur mu?” diyorum.

“Olur, ben köydeyim” diyor.

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Yardımcısı Murat Soysal, Kıbrıslırum Üye Yardımcısı Ksenofon Kallis ve Kazılar Koordinatörü Okan Oktay’a dönüyorum... Okurumun anlattıklarını aktarıyorum, “Şimdi gidersek bu yeri bize gösterebilir” diyorum... “Tamam, gidelim” diyorlar...

Okuruma, “Tamam, bir saate köyde olacağız” diyorum.

Ve yola koyuluyoruz. Lefkonuk’un (Geçitkale) girişinde okurumu arayıp onun gelmesini bekliyoruz... Geliyor ve o önde, biz arkada, onu izliyoruz.

Önce kafatasını aldığı yeri gösterecek bize...

Gittiğimiz yer, Lefkonuk’ta (Geçitkale) bir başka okurumun göstermiş olduğu iki olası gömü yerinin az ilerisinde, Kayıplar Komitesi kazı ekibinin bir süre önce kazı yapıp iki “kayıp” şahıstan geride kalanları bulduğu nokta... Kazılar Koordinatörü Okan Oktay, “Evet, burada kazı yapmıştık...” diyor.

“Kafatasını buradan aldıydık” diye anlatıyor okurum...

Burada birkaç zeytin ağacı var... Zeytin ağaçlarının yanına gömülmüş iki “kayıp” şahısın iki yaşlı insan olduğu tahmin ediliyor ancak yapılan kazıda onlardan geride kalanlar tümüyle bulunamamıştı... Şimdi eğer bu okurumuzun buradan aldığını söylediği kafatası bulunabilirse, o zaman bu “kayıp” insanların ailelerine Kayıplar Komitesi daha bütünlüklü kalıntılar iade edebilecek.

Ardından okurumuz önde, biz arkada, bu kez köydeki Kıbrıslırum mezarlığına gidiyoruz.

Kıbrıslırum mezarlığını otlar bürümüş ama aslında mezarlığın durumu çok kötü değil... Otlar temizlense, pek çok mezarın durumu oldukça iyi olduğu için, mezarlık daha düzgün bir hale gelebilir. Arada kırık mezar taşları ve ters dönmüş haçlar var – belki birileri burada tahribat yaptı geçmişte ama yine de, görmüş olduğum başka mezarlıklara kıyasla – örneğin Aşşa’da (Paşaköy) çok büyük tahribat yapılmıştı – burası korunabilecek bir konumda gibi geliyor bana... Belki de önümüzdeki günlerde Lefkonuklu Kıbrıslırumlar’ın şimdiki belediye başkanını bularak onunla bu konuyu konuşmalıyım ve belki de Geçitkale Belediye Başkanı’yla da konuşmalıyım... Bu konuda en azından mezarlığın bunca yıl aradan sonra iyi durumda olması nedeniyle Geçitkale’de (Lefkonuk) yaşayan Kıbrıslıtürkler’e teşekkür borçluyuz çünkü başka bir toplumun ölülerine saygı göstermişler... Oysa Paşaköy’de (Aşşa) böyle olmamış...

Nereye bastığımıza çok dikkat ederek yürüyoruz çünkü burası mutlaka yılan, ecek-böcek doludur... Nitekim iri, beyaz renkli, tuhaf bir örümcek, Okan Oktay’ın ensesine tırmanıyor, Okan örümceği farkedip onu silkeliyor, iri örümcek mezarların üstündeki otların arasında kayboluyor...

Okurum, bir “kayıp” şahsa ait kafatasını atmış olduğu kuyunun yerini gösteriyor. Ağzı yuvarlak olan bu kuyunun ince, çimentodan dökülmüş bir kapağı da varmış... Kapağın parçalarını kuyunun yakınında ve üstünde kırık vaziyette buluyoruz... Kuyu üç metre derinlikte imiş, şimdi toprakla dolmuş... Kuyu birazcık çökmüş vaziyette ama ağzına dizilmiş taşlar olduğu gibi duruyor... Kuyunun yanında bir tilkinin ini olduğunu tahmin ettiğimiz bir çukur var... Kuyunun yanında bazı kafatası parçaları buluyoruz – bunları Okan Oktay laboratuvarda incelenmek üzere alıyor... Bu kemikler okurumun sözünü ettiği kafatasının parçaları olabilir de, olmayabilir de... Her halukarda Kayıplar Komitesi yetkilileri, incelenmek üzere bu parçaları alıyorlar...

Okurumuza çok teşekkür ederek Lefkonuk’tan ayrılıyoruz...

İyi kalpli bu okurumuza bu insani jesti için gerçekten sonsuz teşekkürler... Kayıplar Komitesi yetkililerine de bizi kırmayarak bu kuyuyu göstermemize olanak sağladıkları için çok teşekkür ederiz.”

(YENİDÜZEN – Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler... Sevgül Uludağ – 8.10.2012)

İlerleyen günlerde Kayıplar Komitesi rahmetlik İbrahim Çobanoğlu’nun göstermiş olduğu noktada kazı yürütmüş ve sözünü ettiği kafatasını bularak DNA analizine göndermişti.

 


KAZILARDA SON DURUM... KAZILARDA SON DURUM...

 

Koronavirüsü, kazıları da etkiledi... 31 Ocak’a kadar iki toplumlu çalışma olmayacak...

Koronavirüsü COVID-19 nedeniyle Kıbrıs’ın güneyinin 31 Ocak 2021 tarihine kadar kapanması, Kayıplar Komitesi’nin kazılarını da etkiledi. Kazı ekiplerinin iki toplumlu çalışması, laboratuvarın da iki toplumlu ekiplerle çalışma yapması, bu “kapanma”dan etkileniyor.

Kayıplar Komitesi çevrelerinden edindiğimiz bilgilere göre, 31 Ocak 2021 tarihine kadar kazılar yapılamayacak, iki toplumlu laboratuvar çalışmaları da duracak. Ancak Kayıplar Komitesi’nin kuzeydeki Kıbrıslıtürk Üye ofisindeki çalışmalar devam edecek... Araştırmaların devam etmesi bekleniyor. Ancak Kayıplar Komitesi’nin güneydeki Kıbrıslırum Üye ofisindeki çalışmaların evden yürütülmesi bekleniyor çünkü Kıbrıs’ın güneyindeki “kapanma”, evlerden çalışmayı öngörüyor ve günde ancak iki kez, belli merkezlere SMS gönderilerek dışarıya acil durumlar, sağlık vb. nedenlerle çıkılması öngörülüyor. Kıbrıs’ın güneyindeki vakaların patlama yapması nedeniyle kapanmaya gidilmiş bulunuluyor.

TAK Ajansı, Alithia gazetesine dayanarak şu haberi vermişti:

“Mayıs’a Kadar Sabır- Sağlık Bakanı Dün Yeni Bir Kapanma Dönemi Açıkladı” başlıklarıyla manşetten yayımladığı haberinde, 9 Ocak’ta yeni kapanma dönemini açıklayan Kıbrıslırum Sağlık Bakanı Konstantinos İoannu’nun, Rum kesiminin, korona virüs pandemisinin önüne geçilmesi için alınan kısıtlayıcı önlemleri önümüzdeki Mayıs ayına kadar kaldıracak pozisyonda olmasını umduğunu söylediğini iletti.

Yeni kısıtlayıcı önlemlerin bazı istisnalar haricinde, genel bir sokağa çıkma yasağını içerdiğini ve bunun 10 Ocak 2021 sabah 5’ten itibaren 31 Ocak gece yarısına tarihine kadar geçerli olacağını kaydeden gazete, Rum kesiminde öğrencilerin de önümüzdeki 3 hafta boyunca okullara dönmeyeceğini ve eğitimin uzaktan eğitim şeklinde sürdürüleceğini belirtti.

Rum kesiminde gece 9’dan sabah 5’e kadar sokağa çıkılmasının yasak olacağı, gündüzleri ise her bir kişinin, günde en fazla iki kez olmak üzere, yetkili makamlara kısa mesaj atmak suretiyle dışarıya çıkabileceği ifade edildi.

Rum kesiminde kreşler, okul öncesi kurumları aynı zamanda özel eğitim kurumlarının ise açık olacağını belirten gazete, eğitimin uzaktan olacak olması sebebiyle, Rum kesiminde Lise 1 ve 2’inci sınıf öğrencilerin sınavlarının erteleneceğini belirtti.

Kamuda ve yerel yönetimlerde acil durumların ele alınması aynı zamanda acil durumlarda vatandaşlara hizmet edilmesi için minimum personel çalışacağını da kaydeden gazete, geriye kalan personelin ise evden çalışacaklarını kaydetti.

Açıklamasında hükümetin stratejisi ile aşılama programından söz eden Rum Sağlık Bakanı Konstantinos İoannu ise, stratejilerinin sağlık sisteminin rahatlatılması ve aşılamayla birlikte aşı koruması sağlanması olduğunu belirterek, önümüzdeki mayıs ayına kadar kısıtlayıcı önlemleri kaldırmayı umduklarını söyledi.”