“Kayıplar”ın izini sürmeye devam…

Sevgül Uludağ

Bir okurumuzun göstermiş olduğu Ercan-Afanya arasındaki yoldaki kazı alanını ziyaret ettik…

 

Bundan beş yıl önce, 25 Mayıs 2016 tarihinde bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine Ercan-Afanya arasındaki yolda olası bir gömü yeri gösteren okurumuzun işaret ettiği alanda geçtiğimiz günlerde Kayıplar Komitesi kazı başlatırken, biz de 12 Ağustos 2021 Perşembe günü bu kazı alanını ziyaret ettik.

Kazı alanında iki toplumdan arkeologların oluşturduğu iki kazı ekibi ve iki ayrı şiroyla yürütülen kazılarda bizi ekip liderlerinden arkeolog Mustafa Emre bilgilendirdi.

 

YOLDAKİ ÇATLAK ALAN KAZILDI, SERAMİK PARÇALARI, HAYVAN KEMİKLERİ BULUNDU...

Beş yıl önce bir okurumuza bir şirocu Ercan-Afanya (Timbu-Gaziköy) arasındaki yolda çatlak bir alanı işaret ederek, burada çalışma yaparken bazı insan kemikleri bulduklarını, bu kemiklerin dağ kumuyla kaplı olduğunu, kemikleri kenara alarak çalışmaya devam ettiklerini anlatmıştı... Okurumuz da sözkonusu çatlak alanı bize ve Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermiş ve şirocunun aktardığı hikayeyi bizlerle paylaşmıştı.

Beş yıl aradan sonra bu alanda TC Karayolları’nın yerel bir şirket aracılığıyla başlattığı yeni asfaltlama çalışmaları üzerine, bu yolun asfaltı da sıyrılınca biz bu konuda Kayıplar Komitesi’ni haberdar etmiştik geçtiğimiz günlerde ve bu alanda bir olası gömü yeri olduğunu hatırlatmıştık... Böylece Kayıplar Komitesi de bu alanda inceleme yaptıktan sonra, TC ve KKTC Karayolları’yla istişare içerisinde gerekli izinleri alarak bu alanda kazı başlattı.

Yoldaki çatlak alanın zeminine ulaşılan kazıda, yol içerisinde birbirine paralel iki trenç açılmış bulunuyor... Çatlak alanda farklı dolguya rastlanırken ayrıca bu alanda seramik parçaları ve hayvan kemikleri de bulundu.

“ŞİROCU DOĞRU SÖYLEDİ...”

Kazı alanını, Kayıplar Komitesi Araştırmalardan Sorumlu Kıbrıslıtürk Üye Asistanı Antropolog Okan Oktay’la birlikte ziyaret ettik.

Okan Oktay da, geçmiş yıllarda bu çatlağın paralelinde, karşıdaki arazide yürütülen çalışmalarda bazı insan kemikleri bulduklarını doğrulayarak ancak bunların “antik” yani eski çağlardan kalma kemikler olduğunu, “kayıp” kemikleri olmadığını anlattı... “Aslında şirocu doğru söyledi, insan kemikleri yolun karşısındaki alanda bulunduydu fakat incelemelerde bunların antik kemikler olduğu anlaşıldıydı” diyen Okan Oktay, böylece durumu aydınlığa kavuşturdu...

Bu yolun paralelinde 2010 yılında yürütülen kazıyı o dönem arkeolog Deren Çeker ve ekibindeki diğer arkeologlar yürütmüştü... Antik çağlardan insan kemikleri ve seramik parçacıkları bulunmuştu bu kazıda...

İKİ EKİP ÇALIŞIYOR...

Ekip liderlerinden arkeolog Mustafa Emre, 2011 yılından bu yana Kayıplar Komitesi kazı ekibinde çalışıyor. Faika Ülvay 2018’den beridir, Andri Pallas 14 seneden beridir, Friksos Marku 11 senedir,  Stelyos Manoli ise 13 senedir çalışıyor kazılarda... Çınar Karal 2009 yılından beridir Kayıplar Komitesi’nde çalışıyor ancak gittiğimiz gün izinli olduğu için kazı alanında değildi...

Bu deneyimli arkeologlarımıza ilaveten, üç de stajyer var kazı ekiplerinde – Mehmet Özerenler, Ankara’dan arkeoloji mezunu bir gencimiz, Latife Akbayram, İzmir’den arkeoloji mezunu bir gencimiz ve Stella Hristoforu ise Kıbrıs Üniversitesi’nde arkeoloji okuyor, beşinci senesi bu yıl... Bu stajyer gençler kazı ekiplerine yaz aylarında kazılara yardımcı olmak üzere alınmışlar...

“KAYIP” HÜSEYİN ALİ VE RAMADAN İSMAİL...

Kayıplar Komitesi kazı ekiplerindeki şirolarda ise Mustafa Tahsin ile Ömer Maydanozcu var... Ömer Bey bana “kayıp” olan yakını Hüseyin Ali’yi soruyor – Fatma Hüseyin Ağdıran’la bu konuda geniş bir röportajımız olmuştu... Hüseyin Ali, Ramadan İsmail’le birlikte kaldıkları Lurucina’dan Mia Milya’ya (Haspolat) Akriviadis Çiftliği’ne çalışmaya gitmekteydi ve bu çiftlikte çalışırken bazı Kıbrıslırumlar tarafından 21 Aralık 1963’ten sonraki günlerde “kayıp” edilmişti... Hüseyin Ali ile Ramadan İsmail, o günden beridir “kayıp”... Şirocu Ömer Bey, Eylence bölgesinde bir otobüs durağının olduğu alanda onların gömülmüş olabileceği yönünde bazı duyumlardan bahsediyor...

 

TRENÇLER ESKİ KAZI YERİYLE BİRLEŞTİRİLMİŞ...

Biz kazı yerindeki incelememizi tamamlayıp buradan ayrılıyoruz ve başka bazı olası gömü yerlerine bakmaya gidiyoruz Okan Oktay’la birlikte...

Kazı ekibi sonraki günde 2010 yılında Deren Çeker’in ve ekibinin yürütmüş olduğu kazı yeriyle şimdiki kazı yerini birleştiren yeni trençler açıyorlar ve kazıyı devam ettiriyorlar.

 

ŞAHİDİMİZ KAZI YERİNİ ZİYARET EDİYOR...

Şahidimiz de kazı yerini ziyaret ediyor ve yapılmakta olan işleri yerinde görüyor...

Biz Kayıplar Komitesi yetkililerine bu alanda bir kazı başlatıp olası gömü yerinin araştırılması için gerekli insiyatifi koymuş oldukları için çok teşekkür ediyoruz.

İnsan kemiklerine bu alanda rastlanmış olduğunu bize bildiren okurumuza da, onu bilgilendiren şirocu arkadaşına da yürekten teşekkür ediyoruz.

Kazı ekibindeki tüm arkeologlarımıza ve şirocularımıza da çok teşekkür ediyoruz...

DİĞER KAZILAR...

Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Kazılar Koordinatörü Arkeolog Gülseren Baranhan’dan edindiğimiz bilgilere göre, diğer kazılar ise şöyle:

***  1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un dere yatağının yanında ılgın ağaçlarının altında gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına devam ediliyor – bu kazıda bir “kayıp”tan geride kalanlara ulaşıldı...

***  Galatya’da (Mehmetçik) göl içerisinde 1974 “kaybı” bazı Kıbrıslırumlar’ın gömülü olabileceği bilgisiyle başlatılan kazı devam ediyor...

***  Zeytinlik’te (Templos) 1974 “kaybı” bir grup Kıbrıslırum’un harnıp ağaçlarının doğusunda gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmaları sürdürülüyor...

***  Tuzla’da (Engomi) 1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un zeytin ağaçları olan bir bahçenin bitişiğindeki tarlada gömülü olduğu bilgisi ile kazı çalışmalarına devam ediliyor.

*** Mora’da (Meriç) 1974 “kaybı” bir Kıbrıslırum’un bir tarlada gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmalarına devam ediliyor...

***  Strovulo’da 1963 “kaybı” bir grup Kıbrıslıtürk’un Strovulos’ta açık bir arazide gömülü olduğu bilgisiyle kazı çalışmaları sürdürülüyor...

Biz de kazı ekiplerindeki tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz...

 

DİĞER OLASI GÖMÜ YERLERİ...

Okan Oktay’la birlikte birkaç olası gömü yerine bakmaya gidiyoruz – buralarıyla ilgili bazı dosyalar yarım kalmış... Yani sonuca ulaştırılmamış bu yerlerle ilgili araştırmalar...

Bunlardan birisi Tütün Fabrikası arkasındaki bir olası gömü yeri... Burada bir okurumuzun işaret ettiği bir alanda, bir ağacın altında bir kazı yürütülmüştü...

Okurumuzun babası Kızılbaş’taki bu alana kendi elleriyle bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ı gömmüştü...

 

TÜNELİMSİ BİR YER...

Okurumuzun babası vefat ettiği için kendi en iyi bilgilerine dayanarak bu yeri göstermeye çalışmıştı. Ancak kazı tamamlandıktan sonra, kazılan yerin orası değil, yolun karşısı olabileceği ortaya çıkmıştı çünkü okurumuzun annesi, oradaki ağacın altına gömü yapıldığını fakat ağaç kesilmiş olduğu için bir karışıklık meydana geldiğini ve yanlış yerin kazıldığını anlatmıştı.

Okurumuzun annesinin işaret ettiği yerde, mevziye benzeyen açık bir tünelimsi bir yer bulunmaktaydı – fakat burası askeri bölge olduğu için ne resim çekebiliyorduk, ne içeriye girebiliyorduk. Sadece uzağından bakmıştık o günlerde... Hemen yanında KIBTEK’e ait bir trafo binacığı bulunuyordu... Okurumuzun babası acaba bu alana mı gömmüştü bulduğu Kıbrıslırumlar’ın naaşlarını? Bu bölgenin araştırılması gerektiği kesin...

Şimdi ise Okan Oktay’la bu alanı ziyaret ettiğimiz zaman sözkonusu mevzi ya da tünelciğin kapatılmış olduğunu, ondan herhangi bir iz bırakılmadığını görüyoruz uzaktan...

Bu konuda Kayıplar Komitesi eski hava fotoğraflarına bakıp bu alanda tam olarak ne olduğunu, bir tünel veya kazılmış bir mevzi bulunup bulunmadığını araştıracak... Bu yüzden bölgeden koordinatlar alıyor Okan Oktay...

 

BİR BAŞKA OLASI GÖMÜ YERİ...

Bundan sonra, bir diğer olası gömü yerine gidiyoruz – burayı da birkaç kez, çeşitli şahitlerle ziyaret etmiştik.

14 Ekim 2009 tarihinde yani bundan 12 sene önce, bu sayfalarda bir okurumuz bu olası gömü yeriyle ilgili şöyle anlatmıştı:

“...Kaymaklı’da V...’i geçinca bir çocuk yuvası vardır, o evin içinde üç kişi saklanırdı... Bunları biz bulduyduk. Üniformalı ama silahsızdılar. Birinin üstü çıplaktı. Kıyafet ararlardı bu evde, giysinler diye... Onları direkli eve götürdük. Direkli ev, Hamitköy’den Kaymaklı’ya gelen tümsekli yol üzerinde sağdaki köşedeki evdi. Eskiden direkler üzerindeydi ancak şimdi altı kapalıdır. Burada Y. vardı. Bu üç esiri götürdüğümüzde, içeride  otururdu Y.. Bu üç esirden birini vurunca, ben o binadan kendimi dışarıya atmıştım. Y., üçünü da vurup öldürmüştü.”

Anlatılanlara göre, sözkonusu üç kişi, sözü edilen evin bodrumuna gömülmüştü veya evin altındaki bir kuyuya...

Buraya birkaç kez gelip, kuyunun yerini araştırmaya çalışmıştık Kayıplar Komitesi yetkilileri ve şahitlerle birlikte...

Nihayetinde, sözkonusu evin bitişiğindeki bir boş arazide bir kuyu olabileceği ortaya çıkmış, buraya bakıyoruz... Kuyu kapalı olduğu için görünmüyor...

Bu bölgeden toplanan ölüler, o dönem Lefkoşa Belediyesi’ne ait yandan açılan çöp kamyonlarına konmuşlar ve Digomo civarında bir yerlere götürülüp gömülmüşler diye anlatmıştı bir şahidimiz... Bu şahit, bu ölülerin toplanıp çöp kamyonlarına yüklenmesinde görevlendirilenler arasında bulunmaktaydı...

Bu bölgeden toplanmış olan ölülerin nerede gömülmüş olduğu henüz belli değil. Aynı şahidimiz bize aynı ekipten bir şahsın, az ilerideki bir evde yatalak olan bir Kıbrıslırum kadınını vurup öldürdüğünü, sözkonusu kadını da diğer ölülerle birlikte çöp kamyonuna koyduklarını anlatmıştı. Oysa bugüne kadar hapishane arkasında bulunan büyük grupta herhangi bir kadından geride kalanlara rastlanmadı. Demek ki başka bir yere gömülmüşler çünkü hapishane arkasındaki toplu mezarlardan hiçbir zaman kadın çıkmadı, çıkanlar hep erkeklerdi... Bu yüzden araştırmaya devam etmek gerekiyor...

Kayıplar Komitesi yetkilisi Okan Oktay’a da buradan teşekkür etmek istiyoruz... Biglilerimizi birleştirdikçe ilerleme sağlamamız daha kolay olabilecek diye düşünüyoruz...