Kayıp Şahıslar Komitesi’nin yürüttüğü “kayıpların kimlik tespiti ve naaşların ailelere teslim edilmesi” çalışmalarının hızının, daha önceki çalışmalara göre ikiye katlandığı belirtildi. Simerini gazetesi “Efkarla Ölmeyecekler... Kayıpların Kimlik Tespiti İkiye Katlanıyor... 40 Kimlik Tespiti Daha Bekleniyor” başlıklarıyla verdiği haberinde, Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Rum Üyesi Aristos Aristotelus’un, kayıpların kimlik tespiti ve naaşların ailelere teslimi çalışmalarının ikiye katlanması hedefine yaklaştıklarını ifade ettiğini kaydetti. Gazete, Aristotelus’un bu yeni gelişmeyi, büyük oranda, birkaç ay önce Kayıp Şahıslar Komitesi ile Bosna’daki Uluslararası Kayıp Şahıslar Komisyonu (ICMP) arasında başlayan yeni işbirliğine bağladığını yazdı. İlk başta Bosna ile yapılan anlaşmanın büyük tepkilere neden olduğunu ve konuya müdahil bazı örgütlerin, kemiklerin Kıbrıs dışında bir laboratuara götürülmesinin tüm sürece olumsuz etkileri olacağı yönünde görüş ortaya koyduğunu hatırlatan Aristotelus, bugünkü neticelerin, bunun tam aksine işaret ettiğini belirtti.
40 Kimlik Tespiti Daha Bekleniyor
Gazete, kimlik tespiti programının faaliyet göstermeye başladığı ilk andan bugüne kadar ailelere yaklaşık 350 kayıbın teslim edildiğini; 30-40 kaybın kimlik tespitinin son aşamasında bulunulduğunu yazdı. Gazeteye göre, şu anda 2’si güneyde, 6’sı da kuzeyde olmak üzere toplam 8 kazı ekibi çeşitli bölgelerde çalışmalar yürütüldüğünü söyleyen Aristotelus, programın gidişatından çok memnun olduklarını ifade etti.
LİBYA’DAN ÖRGÜTLER GELİYOR
Aristotelus ayrıca, çalışma şekillerini takip etmek üzere, Libya’dan kemik kalıntılarının kimlik tespitiyle ilgilenen bazı örgütlerin yakın zamanda adaya gelmesinin beklendiğini belirtti. AB fonundan ödenekler alınmasına katkı koyarak, çabalarını destekleyen Güney Kıbrıs’ın Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) Milletvekillerine teşekkürlerini sunan Aristotelus, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin başına geçecek yeni liderliğe de kimlik tespiti programını, ekonomik krizden ötürü yapılan kesintilerin dışında bırakma çağrısı yaptı.
KOMİTE DÜZEYİNDE KIBRISLI TÜRK VE RUMLARIN İLİŞKİLERİ
“Kayıp Şahılar Komitesi düzeyindeki Kıbrıs Türk ve Rumların ilişkileri olmasaydı, bu sonuç mümkün olmazdı” şekilde konuşan Aristotelus, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin, birçok ülke için bir model olarak faaliyet gösterdiğini belirtti. Aristotelus, “Bu bir güven yaratıcı önlem modelidir” dedi. Aristotelus, işbirliği düzeyinin çok yüksek olduğuna işaret ederek, BM Genel Sekreteri’nin sık sık buna atıfta bulunmasının ve AB’nin çalışmayı “selamlayıp”, ekonomik olarak desteklemesinin bir tesadüf olmadığını söyledi. Çalışmayı finanse eden tüm müdahil taraflara, faaliyetlerin kesintisiz bir şekilde sürmesini sağlayacak şekilde hareket etmeleri çağrısında bulunan Aristotelus, verilen her bir kuruş için teferruatlı denetlemelerin yapıldığı teyidinde bulundu.
YAKOVU’NUN DEĞERLENDİRMESİ
Simerini gazetesinin “Askeri Bölgelerde Kazılar” başlığıyla verdiği haberinde ise, Kıb rıs Rum Başkanlık Komiseri Yorgos Yakovu’nun, kimlik tespiti ve naaşların ailelere tesliminin son aylarda hızla ilerlediği yönündeki açıklamasına yer verildi. Gazeteye konuşan Yakovu, bu ilerlemenin Bosna laboratuarıyla yapılan işbirliğinden kaynaklandığına işaret ederek, Türklerin, kayıp kemik kalıntılarının bulunduğu bilgisinin olduğu askeri bölgelerde de kazılar yapılmasına izin vermesini beklediklerini ifade etti.
ASKERİ BÖLGELERDE KAZILAR
Haravgi gazetesi ise “Askeri Bölgelerde De Kazılar... Geçmişe Göre Teslim İki Kat” başlıklarıyla verdiği haberinde, Türkiye ve Türk ordusunun, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Kuzeydeki askeri bölgelerde kazı yapmasına izin vermeyi reddetmesinin programı zorlaştırdığını ve sınırlandırdığını belirterek, yaklaşık bir ay önce bu konuda bir “umut penceresinin” açıldığını, bunun bir “kapıya” dönüşmesinin umut edildiğini yazdı. “İşgal makamlarının” ilk kez bir askeri bölgede, “Kondemenos”da (Kılıçaslan) araştırma yapılmasına izin verdiğini ileri süren gazete, bu kazılardan bazı neticeler elde edildiğini ancak “bilinen sebeplerden” ötürü konuyla ilgili ayrıntı verilemediğini savundu. Habere göre, gazeteye konuşan Aristotelus, bölgeyle ilgili verilen bilgilerin “güçlü” olduğunu ve sadece “akıllıca icraatlarla” sonuçlanabileceğinden söz etti.
İKİYE KATLANDI
Haravgi’de yer alan habere göre, çalışmaların hızına vurgu yapan Aristotelus, kayıp şahısların naaşlarının ailelere tesliminin, geçmişe göre ikiye katlanacağını, hatta bundan da fazla olacağını dile getirdi. Bunun, her şeyin normal bir şekilde gitmesine bağlı olduğunu da söyleyen Aristotelus, şu an için bir sorununun bulunmadığını belirtti. Aristotelus, kazı ve kayıpların kimlik tespiti sürecinin çok iyi bir noktada bulunduğuna da vurgu yaptı.
İSTATİSTİK VERİLER
Gazete ayrıca 2013 Ocak ayına kadar olan istatistik verilerinin bir özetini aktardı.
Bin 464 Kıbrıslı Rum kayıp, 494 da Kıbrıslı Türk kaybın var olduğu yönünde genel bir bilgi aktaran gazete, Kayıp Şahıslar Komitesi Antropoloji Laboratuarı tarafından 924 bireysel kemik kalıntısı teslim alındığını belirtti.
Gazete, 685 defin alanının incelenerek, kazıldığını ve bu alanların 436’sında insan kemik kalıntılarına rastlanmadığını aktardı.
Kayıp Şahıslar Komitesi Antropoloji Laboratuarı’nda analizin ilk aşaması olarak 599 bireysel kemik kalıntısının, analizin son aşaması olarak da 215 bireysel kemik kalıntısının analiz edildiğini yazan gazete, 816 iskelet örneğinin (kemik parçaları) genetik analizi için ICMP’ye gönderildiğini ve ICMP tarafından 285 genetik analiz yapıldığını yazdı. Gazete, 280’i Kıbrıslı Rum, 67’si de Kıbrıslı Türk olmak üzere toplam 347 kayıp şahsın kimlik tespitinin yapıldığını ve naaşların ailelere teslim edildiğini aktardı.