Kaymaklı’da patlayan bomba 1957-2

Eralp Adanır

Patlamanın ardından yaşama ilk veda eden İsmail Beyoğlu olmuştu. Toplumda büyük bir üzüntü ve bununla birlikte varoluş mücadelesindeki gücü simgelemek istercesine, binlerce kişi İsmail Beyoğlu’nun cenaze törenine katılıyordu. Bomba imâlatının nedeni ya da bu olayda yer alan kişilerin herhangi bir örgüte mensup olup olmadıkları konusunda şimdilik Bozkurt ve Halkın Sesi gazetelerinde bir haber yer almıyordu. Ama elbette halk kimin neyi niçin yaptığını biliyordu. Ve gerçekleştirilen cenaze merasiminin gazete sayfalarına yansıyışı...  

 

“Bozkurt Gazetesi, 03 Eylül 1957, syf:1/4

Kaymaklı İnfilâkında Ölen İsmail Beyoğlu’na Muhteşem Bir İhtifâl Yapıldı

Yaralıların Sıhhî Durumlarında Bir Gelişme Kaydedilmemiştir

   Cumartesi günü akşamı Küçük Kaymaklı’daki bir evde vukua gelen bir infilâk neticesinde üç kişinin yaralandığı ve tedavi maksadıyle kaldırıldıkları hastahanede İsmail Beyoğlu’nun Pazar sabahı öldüğünü dünkü sayımızda bildirmiştik. Yine dünkü sayımızda, bir dördüncü yaralının meydana çıkarılarak hastahaneye nakledildiğini de haber vermiştik. Bu dördüncü yaralının hüviyeti dün tesbit edilmiştir. Bu şahıs Lefkoşa Telefon ve Talgraf işlerinde çalışmakta olan Mustafa Ertan Celâl’dir.

   Dün akşam geç vakitte verilen bir habere göre, dört yaralının sıhhî durumlarında bir gelişmenin kaydedilmekte olduğu bildiriliyordu. Fakat bugün yine durum birdenbire değişmiş ve yaralıların ciddî bir şekilde tehlikede oldukları açıklanmıştır.

   Bu bakımdan yaralılar henüz gerektiği şekilde konuşmamakta ve hâdise hakkında bilgi vermemektedirler. Yaralıları ziyaret etmek isteyenler yaralıların bulunduğu koğuşa bir askerin idaresinde götürülmekte ve kısa bir müddet sonra ziyarete son verilmektedir.

   Dükkânlar Kapandı Bayrak Yarıya İndi Muhteşem İhtifâl Yapıldı

   İnfilâk hadiselerinde yaralanan ve tedavi esnasında hayata gözlerini kapayan İsmail Beyoğlu için dün muhteşem bir ihtifâl yapılmıştır. İhtifâle yüzlerce otomobil ve on binlerce halk iştirak etmiştir.

   Her hangi bir hâdise vukuuna meydan verilmemesi hususunda emniyet makamlarının aldığı tedbir yerinde ve başarılı olmuştur.

   Cenaze törenine iştirak eden halk tam bir matem havası içerisinde tabutu takip etmiş ve defin yapıldıktan sonra kalabalık sükûnetle dağıtılmıştır.

   İsmail Beyoğlu’nun Lefkoşa’da olduğu gibi adanın diğer yerlerinde de derin bir teessür uyandırmış ve Mağusa’daki Türklerce dükkânlar ile eğlence yerleri kapatılmış, işçiler de vazifelerinin başına gitmemişlerdir.”   

 

   Halkın Sesi gazetesi de cenaze törenine geniş yer vermişti sayfalarında...

 

“Halkın Sesi, 03 Eylül 1957, syf:1/4

Bir Şehidimize Yapılan Fevkal’ade Cenaze Merasimi

İsmail Beyoğlu Selimiye Camiinden Mezarlığa Kadar Omuzlarda Taşındı

   Geçen Cumartesi gecesi Küçük Kaymaklı’da zuhur eden infilâk neticesinde şehit düşen kıymetli gencimiz İsmail Beyoğlu’nun cenaze merasimi, dün öğleden sonra, şimdiye kadar görülmemiş muazzam bir kalabalığın iştirakiyle yapılmıştır. Lefkoşa’dan ve şehidin kendi köyü Kaymaklı’dan olduğu gibi, sair köy ve kasabalardan gelen matemlilerin sayısı, mezarlığa gidildiğinde on bine yakın görünüyordu.

   Saat 2.00’de, hükûmetin aldığı sıkı emniyet tedbirleri altında Selimiye Camiinden hareket eden kortej, mezarlığa saat 4.00’de ancak vasıl olabilmiştir. Çünkü, al bayrağımıza sarılı olan şehidin tabutu, mezarlığa kadar gençlerimizin omuzlarında taşınmıştır. Kortejin önünde yarıya indirilmiş şanlı bayrağımız bulunuyordu. Daha arkada ise muhtelif müesseseler tarafından gönderilen taze çiçeklerden yapılmış çelenkler, yine merhumu çok seven gençlerimiz tarafından taşınıyordu.

   BİNE YAKIN SİLAHLI ASKER

   Bu sırada, korteji takib etmekte olan halkın sayısı gittikçe yükseliyor ve halkın matemi artıyordu. Diğer taraftan, anlaşıldığına göre emniyet tedbiri olarak şehirde bine yakın silâhlı süngülü İngiliz askeri bulunuyordu. Bu askerler, merasime iştirak eden halka talimat vermekte, ara sıra lûzumsuz gayrînazikâne muamelelerde bulunmakta idiler.

   Bu arada kortejin geçtiği yerlerde bulunan Türkler bir tâzim vaziyeti alarak sükût ediyorlardı. Bunların ekseriyeti Girne Kapısı meydanı ve hisarlarını doldurmuşlardı.

   Mahalli hükûmet, belki de cenaze merasimine katılan Türklerin çokluğundan kuşkulanmış olacak ki, şehire bin kadar silâhlı, süngülü, makineli tüfekli İngiliz askerleri getirilmişti.

   HİÇ BİR HADİSE OLMADI

   Bu askerler, kortejin geçeceği yol üzerindeki bütün köşeleri nezaret altına almış bulunuyordu. Ayni zamanda, bazı polis ekipleriyle askerî devriye kolları, mezarlığa kadar cenazeye refakat etmişlerdir. Bunlar arasında, Binbaşı veya daha yüksek rütbe taşıyan subaylar, hatta son zamanlarda İngiltere’den celbedilen kadın subaylar da bulunmakta idi.

   Alınan bütün yersiz tedbirlere rağmen, resmî makamlar, cenaze merasiminin hadisesiz geçtiğini itiraf etmişlerdir.

   Şehit gencimizin matemini tutmak ve hatırasına hürmet etmek maksadiyle dün bütün Türk müesseseleri kapalı kalmış, minarelerde, hususi müesese ve evlerdeki bayraklar yarıya indirilmişti.”

 

   Olayın yaşandığı gün, Kıbrıs Türk Toplum Lideri Dr. Fazıl Küçük ve dönemin Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Genel Başkanı Faiz Kaynmak, Türk hükümetiyle görüşmelerde bulunmak üzere İstanbul ve ardından da Ankara’da bulunuyorlardı. Bu görüşmelerin temelinde ise “TAKSİM” politikası vardı. Görüşmeciler adaya döner dönmez söz konusu bomba olayı ile karşılaşmış, Dr. Fazıl Küçük hem temasları hem de olayla ilgili bir açıkalama yapmak durumunda kalmıştı.

 

“Bozkurt Gazetesi, 03 Eylül 1957, syf:1/4

Türkiye’de Temaslar Yapan Türk Liderleri Dün Avdet Etti

Dr. Fazıl Küçük Tethişçiliği Takbih ederek Halka Sükûn Tavsiye Etti

Türkiye Taksimden Başka Bir Halçaresi Kabul Etmiyecek

   Türk hükûmetinin daveti üzerine İstanbul’a ve oradan da Ankara’ya gitmiş olan Kıbrıs Türktür Partisi Genel Başkanı Dr. Fazıl Küçük ile Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Genel Başkanı Faiz Kaymak dün Türk Hava Yollarına bağlı bir uçakla Ankara’dan Lefkoşa’ya gelmişler ve halkımızın coşkun bir tezahüratı ile karşılanmışlardır. Dr. Fazıl Küçük’ün kliniği önünde toplanan ve Girne Caddesini baştanbaşa  kaplamış bulunan onbinlerce halka hitaben bir konuşma yapan Dr. Fazıl Küçük, Türkiye’deki temasları etrafında izahat vermiştir.

   Konuşmasına devam eden Dr. Fazıl Küçük dâvamızın emin ellerde olduğunu belirtmiş ve Türk hükûmetinin iştiraki olmaksızın Kıbrıs mevzuunda herhangi bir toplantının yapılamayacağını, herhangi bir kararın alınamıyacağını belirttikten sonra hükûmetimizin taksim fikrinden başka bir uzlaşma şeklini asla kabul etmiyeceğini çok kat’i bir lisanla tebarüz ettirmiştir.

   Tethişçilğe Lüzum Yok

   Dr. Fazıl Küçük tedhişçiliği takbih ettikten sonra konuşmasına şu şekilde devam etmiştir:

   “Tethişçiliği hiçbir zaman tasvip etmiyoruz. Türk hükûmeti de bunu arzu etmemektedir. Biz Hükûmetimizin arzusu hilâfına hareket edemeyiz. Dâvamız çok kuvvetlidir ve muhakkak surette zafer bizim olacaktır.”

   Mücadeleye kanunlar çerçevesi dahilinde devam edileceğine işaret eden Dr. Fazıl Küçük, tekrar tekrar tethişçiliğe lüzum olmadığını kaydetmiş, halka sükûn tavsiye ederek işleri başına dönmelerini rica etmiştir. Dr. Fazıl Küçük devamla Kıbrıs meselesini kendi temsilcilerine bırakmaları lüzumuna işaretle, her meselenin gerektiği şekilde incelendiğini ve durumun ciddî bir şekilde ele alındığını açıklamıştır. Dr. Fazıl Küçük’ün tavsiyesi üzerine on binlerce halk sükûnet içinde dağılmıştır.

   Emniyet Tedbirleri

   Dr. Fazıl Küçük ile Faiz Kaymak’ın avdeti münasebetiyle dün Lefkoşa’da sıkı emniyet tedbirleri alınmıştır. Fakat herhangi bir hâdise çıkmamıştır. Emniyet tedbirleri Kaymaklı infilâkında ölen İsmail Beyoğlu’nun cenaze merasimine de teşmil edilmiş, fakat bu merasim esnasında da herhangi bir hâdise çıkmamıştır.”