Kaymaklı’da Patlayan Bomba 1957-4

Eralp Adanır

   31 Ağustos 1957 tarihinde Küçük Kaymaklı bölgesinde yer alan bir evde meydana gelen patlamada ilk önce İsmail Beyoğlu hayatını kaybetmişti. Patlama yerinde 4 gencimiz ağır surette yaralanmış, İsmail Beyoğlu’nun vefatından sonra, 5 Eylül tarihinde hastahanede bulunan iki gencimiz daha hayata veda ediyor. Ertesi gün ise cenazeleri yine büyük bir kalabalık eşliğinde omuzlarda taşınacaktı...

 

“Halkın Sesi, 06 Eylül 1957, syf:1

Dün İki Şehit Daha Verdik

Bu günkü cenaze töreninde cemaatımızın itidalli hareket edeceğinden eminiz.

Müessif Bomba İnfilâkı Neticesinde Şehit Düşen Gençlerimiz

Aziz Ruhları Şad Olsun

   31 Ağustos gecesi Küçük Kaymaklı’da vukû bulan müessif bomba infilâkı hadisesinde ağır surette yaralanarak hastahaneye kaldırılan fedaî gençlerimizden ikisini daha dün kaybettik.

   Lefkoşa Genel Hastahanesinde tedavisi yapılmakta olan Mustafa Ertan Celâl dün saat 12.25’te, Askeri Hastahanede yatmakta olan Ulus Ülfet ise yine dün öğleden sonra saat 4.5’ta hayata gözlerini kapamışlardır.

   Acı ölüm haberi şehirde yayılır yayılmaz bütün bakraklar yarıya indirilmiş, bilûmum Türk müesseseleri kapılarını kapatmışlardır. Ayni hadisede yaralanan Kubilây Altaylı’nın sıhhî durumu ise tehlikeli olduğu anlaşılmaktadır.

   Haber alındığına göre şehitlerimizin naşları sabah saat 9’da hastahaneden kaldırılarak evlerine nakledilecek, bilâhare Selimiye Camii’nde cenaze namazı kılındıktan sonra saat 12.30’da şehitler camiden alınarak ebedî istirahatgâhlarına tevdî edileceklerdir. Bu aziz şehitlerimize Tanrıdan mağfiret dilerken yaşlı ailelerine ve yaşlı Türk cemaatine sabır ve başsağlığı dileriz.

   H.S. bugünkü cenaze törenine iştirak edecek olan bütün din kardeşlerimizin, Türkün asâletine yaraşır bir tarzda sabırlı, itidalli ve vakur bulunacaklarından asla şüphe etmiyoruz. Hissiyatımıza hâkim olarak bu büyük davamızın istikrarlı temelini sarsmamayı her şuurlu Türk millî bir vazife telâkki edeceğinden eminizdir.”

 

   Haberin sonlarına doğru dikkat çeken konulardan biri de, halkın galeyana gelip taşkınlık yapmaması için uyarılmaları. Bu uyarı elbette Halkın Sesi’nde yayınalndığı için, sahibi Dr. Küçük’ten geldiği muhakkaktır. Muhtemelen Koloni Hükümeti bu konuda Dr. Küçük ve ileri gelen Kıbrıslı Türkleri uyarmıştır.

   Cenaze törenine sadece Lefkoşa ve çevresinden katılımların olmayacağını görüyoruz, şimdi okuyacağımız haberde...

 

“Halkın Sesi, 06 Eylül 1957, syf:1

Mağusa’dan Bir Hey’et Cenaze Törenine İştirak Edecek

   Mağusa (Hususî Muhabirimizden telefonla)

   İki şehit gencimizin acı ölüm haberi alınır alınmaz Lefkoşa’da yapıldığı gibi, dün Mağusa’da da Türk bayrakları yarıya indirilmiş, bütün Türk dükkânları kapatılmış, şehre derin bir sükûn ve hüzün hakîm olmuştur.

   Bu arada bu günkü hazin cenaze törenine iştirak etmekle şehitlerin kabrine birer çelenk koymak gayesiyle Mağusa gençlerinden müteşekkil bir hey’et bugün Lefkoşa’ya geleceklerdir.

   Bu arada bu günkü hey’hazin cenaze törenine iştirak etmek şehitlerin kabrine birer çelenk koymak gayesiyle Mağusa gençlerinden müteşekkil bir hey’et bugün Lefkoşa’ya geleceklerdir.”

 

   Bozkurt Gazetemiz ise söz konusu iki gencimizin daha hayata veda etmelerini birinci sayfadan şöyle duyuruyordu okurlarına...

 

“Bozkurt Gazetesi, 06 Eylül 1957, syf:1

Dün İki Şehit Daha Verdik

Ulus Ülfet ve M. Ertan Celâl Hayata Gözlerini Kapadılar

Kubilây Altaylı’nın Ağır Surette Hasta Olduğu Bildiriliyor

   Geçen Cumartesi günü akşamı Küçük Kaymaklı’daki bir evde vukua gelen infilâk hadisesinde yaralananlardan Ulus Ülfet ile Mustafa Ertan Celâl dün ebediyete kavuşmuşlardır. Ulus Ülfet Askerî hastahanede, Mustafa Ertan Celâl da Lefkoşa Hükûmet Hastahanesinde tedavi görmekteydiler.

   Bilindiği gibi hâdise gecesi yaralananlardan İsmail Beyoğlu hayata gözlerini kapamıştı. Şimdi hayatta kalan Kubilây Hasan Altaylı’nın da çok ağır hasta olduğu bildirilmektedir.

   Ulus Ülfet ile Mustafa Ertan Celâl’in ölüm haberi Lefkoşa’da duyulur duyulmaz Bayraklar yarıya inmiş ve millî matem ilân edilmiştir.

   Bu iki aziz ölünün cenaze töreni bugün öğle namazından sonra Selimiye Camii’nden kaldırılıp ebedî istirahatgâhına tevdi edileceği öğrenilmiştir.

   Akşam geç vakitlere kadar gazetemiz okuyucularından aldığımız telefon haberlerine göre bu cenaze törenine iştirak etmek için adanın her tarafından hazırlıklar yapılmaktadır. Bunun neticesi olarak bugünkü cenaze töreninde şimdiye kadar eşine rastlanmamış bir kalabalığın iştirak edeceği tahmin edilmektedir.

   TOPLANDILAR

   Akşam saat 8.30 sularında 1.000’e yakın Türk Lefkoşa Hükûmet hastahanesi önünde toplanmışlar ve yaralı Kubilây Altaylı’nın hususî bir Türk kliniğine kaldırılmasını istemişler fakat hastahane mes’ul doktorunun buna imkân olmadığını söylemesi üzerine kalabalık sükûnetle dağılmıştır.”

 

    Hayatlarını kaybeden iki gencimizin geçmişi hakkında bilgi verilirken, şair-yazarımız Özker Yaşın da onlar için bir ağıt kaleme almıştı Bozkurt gazetesinde.

   7 Eylül tarihli Halkın Sesi gazetesinde ise, cenaze töreniyle ilgili bilgiler, fotoğraflar yer alıyordu gazetenin birinci sayfasında. Ayrıca patlamada ağır surette yaralanan ve hayata tutunmaya çalışan Kubilây Altaylı’nın da yaşama veda ettiği belirtilmekteydi.

 

“Halkın Sesi, 07 Eylül 1957, syf:1/4

İki Aziz Şehidimizi Daha Dün Ebedi İstirahatgâhlarına tevdi ettik

Kubilay Altaylı da Dün Hayata Gözlerini Kapadı – Ruhları Şad Olsun

   Geçen 31 Ağustos gecesi Küçük Kaymaklı’da ani olarak infilâk eden amansız bir bombanın infilâkı neticesinde ağır surette yaralanan iki kahraman kardeşlerimizi daha dün ebedî istirahatgâhlarına tevdî ettik.

   Adanın her tarafından gelen binlerce din kardeşimizin göz yaşları arasında, omuzlar üzerinde Selimiye Camiinden ebedî istirahatgâhlarına götürülen Aziz Kardeşlerimiz Ulus ve Mustafa’ya layık oldukları şekilde muazzam bir cenaze merasimi yapılmıştır.

   Saat on ikide Selimiye Camiîne, köy ve kasabalardan gelen yüzlerce çiçek buket arasında omuzlar üzerinde al sancağımızın örtülü olduğu tabutlar içerisinde getirilen Ulus ve Mustafa’ya camide Dinî merasim yapıldıktan sonra saat birde Ebedi mekânlarına götürülmek üzere derin bir vakar ve hüzün içerisinde hareket edilmiştir. Sayısı on bini aşan din kardeşlerimiz, sel gibi göz yaşları dökerek hazîn cenazenin arkasından yola koyulmuşlardır.

   Yedi yaşındaki mini mini yavrulardan tutunuz da, yetmişlik ihtiyarlarımıza varıncaya kadar, herkes Türkün yüksek asaletine yaraşır bir tarzda başları önlerine eğik olarak vakâr içerisinde hareket ederek, kanun ve nizamlara bağlı şûurlu bir cemâat olduğumuzu bir kere daha göstermiş oldular.

   İki kardeşimizi daha bu mukaddes topraklar için şehit verirken, yaşlı ailelerine ve bütün Kıbrıs Türk cemaatine başsağlığı dileriz.

   İki şehidimiz omuzlar üzerinde taşınırken, ayni mahût gece vuku bulan infilâk neticesinde ağır surette yaralanan Kubilây Altaylı’nın Hükûmet hastahanesinde genç yaşta bu fani dünyaya gözlerini kapadığı haberi işitilince Türk Cemaatı üzerinde esen matem havası bir o kadar daha ağırlaşmış ve o muazzam kalabalık aziz şehitlerimizin ruhlarına fatihalar okurken gözlerinden sel gibi yaşlar boşalıyordu.

   Şehitlerimizi en derin tâzim ve rahmetle anarız. Aziz ruhları Şâd olsun.”

 

“Halkın Sesi, 08 Eylül 1957, syf:1

Hüzünlü Bir Gün daha Yaşadık

   Bu son hafta, Türk cemaatı için asla unutulamıyacak kadar hüzün dolu bir zûlmet içerisinde geçti. Dün de genç yaşta vatan ve milleti uğrunda can veren kahraman şehidimiz KUBİLÂY ALTAYLI’yı nurlu makberine tevdi ettik. Binlerce Kıbrıs Türkünün günlerden beri dinmek bilmiyen göz yazşları dün

 De bu genç şehidimizin nâşı arkasından teessür membaı haline gelen gözlerden revân oldu. Evet, bu milletin tarihi zaten şehit kanlarıyle süslenmiş olan bir zafer destanı değil midir?

   Nur içinde yatın ey aziz Türk şühedası.”

 

   Böylece Küçük Kaymaklı’da bir evde bomba yapımı sırasında gerçekleşen patlamada hayatını kaybeden dört gencimiz, Kıbrıs Türk varoluş mücadelesinde “ilk şehitlerimiz” olarak tarihe geçmiş oluyordu...