“Kazandığımız para ne benzine, ne kiraya, ne de faturalara yetiyor”

Pandemide ‘tamamen’ işlerinin durduğunu anımsatan Lefkoşa Surlariçi Esnafı, şimdi de enflasyonla baş edemediğine vurgu yapıyor: “Esnaf batıyor, devletten hiçbir destek gelmiyor”

Dila BOZKURT

Pandemide ‘tamamen’ işlerinin durduğunu anımsatan Lefkoşa Surlariçi Esnafı, şimdi de enflasyonla baş edemediğine vurgu yapıyor: “Esnaf batıyor, devletten hiçbir destek gelmiyor”

Esnaf, ‘Kıbrıslı Rumlar daha çok market alışverişi yapıyor, turistler bile sürekli değişen fiyatlara şaşırıyor… Kazancımız ne benzine, ne elektriğe, ne de kiraya yetiyor’ diyor…

Devletin esnafı desteklemediğinden yakınan işletmeciler, tüketicide alım gücü, esnafta da dayanma gücü kalmadığına vurgu yaptı.

Esnaf ne dedi?

 Yavuz Umar : “İnsanlar bir şekilde geçiniyor, fakat hayatlarını kısıtlıyorlar”

“Biz ada ülkesiyiz. Bu nedenden dolayı her şey gemi üzerinden geliyor, hükümet yüksek miktarlarda gümrük ödetiyor. Mazot ve benzin fiyatları aldı başını gitti. Yakın zamanda manavlarda gördüğümüz meyve sebzeleri görmeyeceksiniz. Üretim yavaş yavaş duruyor. Pandemi dönemimden sonra insanlar bir şekilde geçiniyor, fakat hayatlarından kısıtlıyorlar, birikimlerini harcıyorlar. Hükümetin buna el atması lazım. Ülkede yerli tarım ve ticaret bir durma noktasında.”

Bengü Yüncü: “Marketler, bir tek üretici zenginleşiyor ama esnaf batıyor”

“Bir fakirliğin içindeyiz, adanın bir geliri yok ve bu nedenden dolayı devlet zaten halkından para toplayamıyor. Kaynaklarımız boşa gidiyor. Devlet zaten artık vergi toplayamayacak hale geldi çünkü ödeyebilecek para bizde de yok. Zaten yokluk içerisinde olan bir toplumuz, bu daha da kötüye gidecek. Biz herhangi bir yardım görmüyoruz.  Bizi bekleyen çok büyük bir kriz ile karşı karşıyayız ve bu da üretimi çok yakın bir süre içerisinde durduracak. Pandemi döneminden sonra zaten birçok şirket kapandı, birçok ürün lüks üretime girdi, bu daha da devam edecek. Kıbrıs’ın güneyinden abartılarak anlatılan bir alış-veriş benzin ve market haricinde yok. Kısacası bu geçtiğimiz son dönemlerde marketler, tek bir üretici zenginleşiyor ama esnaf batıyor. Büyük marketler esnafın belini kırıyor. Bize artık yer kalmıyor. Hükümet de buna bir dur demiyor. Kimse el atmadıkça bu durum daha da kötüye gidecek.”

Öntaç Düzgün:Şu anda zaten enflasyon ile karşı karşıyayız… TL rezil olmuş durumda”

“Özellikle Lefkoşa Surlariçi’nin Kıbrıs’ın kuzeyinden bağımsızlaşmış, kendinin bir hikâyesi var. Bu hikâye Kıbrıs’ın güneyinden ve yabancı turistlerin buraya alış-veriş için gelmesiyle başlar. Normal şartlarda bu bölgeye akan düzenli bir tüketici kitlesi var. Pandemi öncesi şartlar çok daha iyi durumdaydı. Bu akım pandemi döneminde tamamen durdu. Kıbrıs’ın kuzeyinin geri kalanında küçük çapta bir ticaret varsaydı bile, Surlariçi’nde bu ticaret tamamen durdu. Yerli tüketici buraya gelmeyi zaten pek seçmiyor. Trafik var, park ücretleri yüksek… İki yıldan fazla bir süre bu bölge iş yapamaz hale geldi. Bu dönem içerisinde dükkânını kapatan oldu, iş yapamayan, borçlarını ödeyemeyen oldu… Kısacası hepimiz zor bir dönemden geçtik. Şu anda zaten enflasyon ile karşı karşıyayız… TL rezil olmuş durumda. Yabancı müşteri bu kadar fiyat değişikliğine alışkın değil, biz onlara durumu açıklayana kadar fiyatlara zam arkasından zam geliyor.”

Cenan Özcan: “Bu duruma kimse ses çıkarmıyor”

“Yaşadığımız enflasyonun en büyük etkilerinden bir tanesi elektrik, ikincisi ise benzin. Eskiden ayda 700 TL benzine harcanıyordu, şimdi yaklaşık 2500 TL harcanıyor. Kazandığımız para kiraya, benzine ve elektrik faturalarına gidiyor. Eskiden 1000 Sterlin, 7000 TL’idi şimdi 22000 TL oldu. Dükkân kiraları zaten artıyor. Kazandığımız para ne benzine, ne kiraya ne de faturalara yetiyor. Ek olarak devletten herhangi bir destek görmüyoruz, bunu değişmesi lazım; devletin esnafa bu konuda sahip çıkıp yardım etmesi lazım. Pandemi döneminde kapalı kalmamızda bizi çok etkiledi; kapalı kalmamıza rağmen, iş yapamazken devletin desteğini görmedik. Bir aralar devletten 1000 TL’lik bir destek gelecekti, onu bile veremediler, 500TL ya geldi ya gelmedi. Devletten gelen hiçbir denetim yok, zam arkasından zam geliyor. Fakat bu durma kimse ses çıkarmıyor. Kıbrıs’ın Güneyinden ise anlattıkları gibi, benzin ve market sektörü hariç, bir tüketici akımı yok. Kıbrıs’ın Güneyinde devlet esnafa destek sağlıyor, bu yüzden orda olan ürünlerin çoğu insanlara daha ucuz geliyor.”

Adil Kenger:  “Devletiz diyoruz ama bir devlet değiliz, burada kandırılıyoruz”

Dünya genelinde zaten bir enflasyon problemi var. Bizde tanınmayan bir devlet olarak, biz bunun iki mislini yaşıyoruz. Yani dünyada sorum birse bizde iki… Tanınmadan dünya ekonomisi içerisinde hiç bir şey yapamazsın. Devletiz diyoruz ama bir devlet değiliz, burada kandırılıyoruz… Olduğumuz problemin ana sebepleri bunlar. Pandemi döneminde zaman durdu ama hayat durmadı, kiralar gene alındı, vergiler işlendi, sigortalarımız işlendi ama biz hiç gelire sahip olamadık. Kapalı kaldığımız için borçlandık, enflasyon nedeniyle fiyatlar arttı. 10 TL’lik bir ürün artık 20 ile 30 TL’ arasında. İnsanlar bu hayata alışamadı çünkü alım güçleri yok. Benim görüşümle şu anda esnafı hayatta tutan öğrenciler, onlar olmasa biz tamamen batardık. Turist gelir, bir parça ürün alır gider ama öğrenci yaklaşık 7 ile 8 ay boyunca, mutlaka bir şeye ihtiyacı vardır. Devlet değil ama öğrencilerin harcamaları bizi hayatta tutuyor. Biz bu dönemde devletten hiçbir destek almadık, kapalı kaldığımız zamanlarda bile destek sözü verilmişti o bile gelmedi. Artık devletinde gücü kalmadı.”  

Salih Asoğlu: “Farklı çaplarda ayrımcılık yapılıyor.”

 “Pandemi döneminden bu yana ürün fiyatlarında bir artış var. Fakat dükkân sahipleri, işletmecilere nasıl bir durumda olduklarını kimse sormuyor. Döviz zaten patladı, bundan dolayı da satış düştü. Biz bütün ürünlerimizi Dolar bazından alıyoruz, satıcılar saniyelik fiyatlar veriyorlar. Biz bunun üzerine kar garantileyen bir fiyat koyduğumuzda, bu da halka pahalı geliyor, genel olarak artık bir alım gücü yok. Bir taraftan ise kiralar, fiyatlar… Hayat zam üstüne zam yiyor. İş yok, zam var. Pandemi dönemi sonrası bölgede bulunan çoğu dükkân kapattı, esnafın artık gücü yok. Bunun üstüne, devletten hiçbir yardım görmedik, görmemeye de devam ediyoruz. Farklı çaplarda ayrımcılık yapılıyor, kredi alabilmek için artık bir yaş sınırlaması var ama bölgede genç esnaf yok... Bu devletten yapılan bir yaş ayrımcılığı. Türkiye bankaları insan ayrımcılığı yapıyor… Türkiye vatandaşlarına kredi veriyor ama yerli vatandaşlara vermiyor. Ancak kefilsiz kredi vermeyi kabul ediyorlar, bu kısacası vermemek için kurulmuş bir bahane. Yerli banklar kredi veriyorlar ama onların da faizleri çok yüksek.”

Özel Haber Haberleri