Gürkan Gökaşan
Bu yazının ‘Grinin elli tonu’ ile ilgisi yoktur. Başka bir rengin herhangi bir tonuyla da yakından uzaktan ilgisi olmayacağını söyleyebilirim. Benim veya senin elli tonunla ilgisi olabilir mi? Senin veya başkasının? Benim veya başkasının?.. Hayır, hayır! Kediyle ilgili bu yazı. Kiminin tiksindiği, kimininse benim kadar taptığı mahlûkatla ilgili. Niye tiksiniyorlar bu harikulade mahlûkattan hiç anlamıyorum ya, neyse… Siz bilirsiniz… Bazen, kedilerle insanların ne kadar çok ortak yönü olduğunun farkında olmakta fayda var bu arada…
Kedi canını senin…
Kedi gibidir bazen insan… Hiç aklında yokken çıkar gelir yanına. İlk önce onu farketmezsin bile. Dikkatini çekmek için elinden gelen herşeyi yapar. İlgi ister çünkü… İlk başta “Acaba acıktı diye mi geldi?” diye düşünebilirsin. Yemeğinden bir parçayı onunla paylaşırsın ve o koklayıp yüzüne bakar en kedi haliyle; “Mivv?” diye sorar. Beğenmediğini veya aç olmadığını anlarsın. Sonra ufak bir hamleyle kucağına atlayıverir. Tiksiniyorsan (!) çığlığı basarsın ve ortalığı birbirine katarsın. Aksi hâlde, sana uzanan bu güzel sevgi köprüsünü yürümeye başlarsın kediyle birlikte… Sevdikçe onu, nereden nasıl çıktığını bilmediğin bir “purrr” sesi eşlik eder size. Anlarsın ki kedinin derdi yemek falan değil, sevgiydi sadece. Sevgi, “saf” sevgi. İnsanlarda bile bulmakta güçlük çektiğimizden. Sadece sevilmeyi bekleyen bir kedi, sana ne zarar verebilir? Elini, yüzünü mü tırmalayacak en fazla? Tırmalasın?!. Cırmalasın hatta!..
9 canlı olmak mı?
Şahsen istemezdim. Düşünsene, birincide öleceksin; olmadı… İkincide, üçüncüde, dördüncüde vs… Dörtten sonra kaç canın kaldığını hatırlamayacaksın mesela ve sekizinciye geldiğinde son hakkın kaldığını bile bile yaşayacaksın… Bence biz daha şanslıyız o konuda. Tek hakkımız var ve o da yaşamaya değer! İşin şakası bir yana, kedilerin hakkı 9 değil 90 olsa yeridir. Bu dünyada yaşam hakkına en az sahip olması gereken biz olmalıyız. Yalanı, dolanı bilmeyen mahlûkatlar değil. Bir hayvanın sana neler yapabileceği bellidir. Ama insanın öyle mi? Aha sen da söyle…