2013 GENEL SEÇİMLERİ / TESPİTLER, GÜNÜMÜZE YANSIMALAR…
Bir haftadır bu sayfada geçmiş seçim dönemlerini ve o seçim sonuçlarının günümüze yansımalarını konuşuyoruz…
Seçim sonuçları hiç kuşkusuz Kıbrıs’ın kuzeyinde 'yeni bir dönemin' başlangıcında olduğumuzu gösteriyor.
2013’e gelen dönemeçte, 2009’dan beri muhalefette bulunan CTP, bu seçimi (2013) % 40’a varan büyük bir zaferle bitirmeyi başarmıştı.
Bu önemli bir oy oranıdır, kimse küçümseyemez…
Ciddi, kayda değer bir başarıdır.
Üstelik Kıbrıs sorunu gibi bir rüzgarın da olmadığı bir dönem, böyle bir oy oranına çıkmak kolay bir sonuç değildi.
Ancak diğer yandan, sağdaki bölünmenin DP’ye yaradığını da görmüştük.
Hani şimdilerde baraj sorunu yaşayan DP var ya!
2013’te ciddi bir oy yakalamıştı, hatırlayınız!
2013 Genel Seçimi’nde DP kendi çapında ciddi bir 'OY PATLAMASI' yaşamıştı ve bu da kayda değer bir başarıydı, küçümsenemez.
2013 öncesi hükümetteki icraatlarıyla tepki toplayan UBP ise seçmen tarafından resmen cezalandırılmıştı.
UBP tarihinin EN KÖTÜ seçim sonuçlarından birini yaşamıştı üstelik.
Tarihinde ilk kez % 20’li rakamlara inmiş, İrsen Küçük % 44’te devraldığı partisini % 27’ye geriletmişti.
Ki bu sonuç da istifa gerektiren bir sonuçtu, ama İrsen Bey bu kelimeyi pek tanımamıştı.
Ta ki sandıkta kalana kadar!
Özellikle DP’nin İskele’de UBP’den daha fazla oy alması dikkat çekiciydi…
O dönemdeki TDP’nin başkanı Mehmet Çakıcı ise daha önce yaptığı açıklamalarda “Vekil sayımızı artırmazsam istifa ederim” demişti.
TDP-TKP olaylarında ve en son yaşananları biliyorsunuz.
Tam ortadan ikiye bölündüler, ne yazık!
Hatta seçim gecesi yaptığı açıklamada Çakıcı “Daha önce yerimizde sayarsak istifa edeceğimi söylemiştim, sonuca göre YERiMiZDE SAYDIGIMIZI görüyorum, bu durumu partide değerlendireceğiz” demişti.
* * *
Diğer yandan DP seçimden “kilit parti” olarak çıkmıştı.
DP, CTP ile koalisyona da girebileceği hatta çok riskli bir sayı olsa da, 26 ile UBP ile de hükümet kurabileceği konuşulmuştu.
Sonrasında neler yaşandığını biliyorsunuz.
Önce CTP-DP, sonra CTP-UBP ve su krizinin bir meyvesi olarak bağımsızlar desteğiyle UBP-DP hükümetleri ülkeyi yönetti.
Peki sol partiler bir hükümet kurabilir miydi?
TDP ve CTP’nin vekil sayıları buna olanak sağlamıyordu, ne yazık!
Yani seçim sandığı bizlere bir “koalisyon” tartışmasını da hediye etmişti buna ek olarak CTP’ye sağ partilerle hükümet kurmak ya da hükümeti sağa iade etme seçeneğinden başka bir şans bırakmamıştı.
Buranın altını yeniden çiziyorum, 2013 seçim sonuçları CTP açısından bir zafer olsa da matematiksel olarak partiyi UBP veya DP’ye mahkum bırakan bir sonuç doğurmuştu.
Özetle 28 Temmuz 2013 seçimi ülkede yeni bir döneme işaret etmiş, değişime dikkat çekmişti.
Sandıktan genç vekiller çıkmıştı.
Seçim sonucunda UBP’ye ciddi bir öfke, CTP’ye önemli bir destek çıkmıştı.
DP’ye ise UBP’den kopan emanet bir oy verilmişti.
Şimdiki anket sonuçları bu emanet oyun geri alındığını gösteriyor DP açısından…
TDP ise barajı sıyırmış, yeni döneme çok zayıf bir oy oranı ile girmişti.
Seçime katılım da kimilerinin abarttığı gibi çok da düşmemiş, boykot safsatası lafta kalmıştı.
Peki 2013 seçim sonuçları günümüze nasıl bir ışık tutuyor?
Bir kere şu kesin, partisine emanet oy alanın o oyu, kendisine kalmıyor, bunu DP örneğinde çok net görüyoruz.
İkincisi iki büyük örgütlü parti CTP ve UBP taban gücünü hala koruyor.
TDP’nin ise çok daha fazla örgütsel dinamiğe ve daha dinamik bir liderliğe ihtiyacı olduğunu bizzat kendi partileri de dile getiriyor.
Bu sonuçlar ve bu gerçekler 2018 Ocak seçimi için bir veri, bir değer.
Esas olan bu tespit ve verilere daha fazlasını ekleyebilmek.
Bunu da partilerin sahadaki gücü, lider potansiyeli ve propaganda gösterecek.
Hep birlikte göreceğiz.
2015 SEÇİM HARİTASİ / KİM NEREDE GÜÇLÜ?
Bölgesel eğilimler…
Seçim sonuçları sağ ve sol dengeler açısından da değerdir.
Elbette bizde sol diye tanımlanan kesimi “Federal Kıbrıs” taraftarı, sağ dediğimiz kesimi de “KKTC-statüko” destekçisi diye de tanımlayabiliriz.
2015 Cumhurbaşkanlığı seçimi de bu net ayrım için bizlere güncel bir veri veriyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimi ülke genelinde ‘federal Kıbrıs ve çözüm ittifakı’ ile yeni bir tablo ortaya çıkarmıştı.
Seçim sonucu ‘Yerel Yönetim’ler düzeyinde analiz edildiği zaman “Kıbrıs sorununun çözümü, güven yaratıcı ve barışma sürecini ilerleten adımlar, Kıbrıslı Rum liderliği ve Türkiye’yle çatışmacı ya da teslimiyetçi değil onurlu ilişki” üzerinde yoğunlaşan vizyon geniş bir kabul görmüştü.
Burada federal çözümü savunan güçleri, başta da CTP ve TDP'nin desteği büyük.
26 belediye sınırı içerisinde seçmen CTP-TDP destekli Mustafa Akıncı’ya oy verirken, Karpaz bölgesinde ise UBP-DP destekli Derviş Eroğlu sadece % 0.3’lük bir farklı öne çıkmıştı.
Eroğlu, 8 belediyede, çok az farklarla seçimi önde tamamlamıştı.
Cumhurbaşkanlığı Seçimi 2. Turunun ‘belediye’ sınırları dahilindeki sonuçları, ilginç bir haritayı da ortaya koymuştu.
26 belediyenin 18’inde seçmen çoğunlukla ‘Mustafa Akıncı’nın temsil ettiği siyasete yoğunlaşırken, Tatlısu’dan başlayarak özellikle Karpaz yarımadasındaki 8 belediye sınırındaki seçmen ise ‘çok az farkla’ Derviş Eroğlu’nun siyasi çizgisine onay vermişti.
Cumhurbaşkanlığı Seçimi 2. Turunun ‘belediye’ sınırları dahilindeki sonuçlarının yansıtıldığı Kuzey Kıbrıs haritası, çoğunlukla Mustafa Akıncı’yı simgeleyen ‘AÇIK GRİ’ renge bürünürken, özellikle Karpaz yarımadasında ‘Derviş Eroğlu’nu simgeleyen ‘KOYU GRİ’ rengin hakim olduğu dikkat çekiyordu.
Ancak Karpaz bölgesinde de seçmenin ‘yarıya yakını’ farklı siyasi düşüncesini ortaya koyuyordu.
Orta Mesarya’da Paşaköy, Vadili ve İnönü Belediyeleri’nin sınırındaki seçmen az farklarla Derviş Eroğlu derken, Değirmenlik, Akdoğan, Beyarmudu belediyesi sınırları dahilindeki seçmen çoğunlukla Mustafa Akıncı iradesini sandığa yansıtmıştı.
Lefke, Güzelyurt, Lapta, Alsancak, Alayköy, Dikmen, Girne, Gönyeli, Lefkoşa, Çatalköy, Esentepe, Serdarlı, Değirmenlik, Akdoğan, Beyarmudu, Mağusa, Geçitkale ve İskele Belediyeleri dahilindeki seçmenlerin çoğu ‘Akıncı’ dedi, sandıklardan da bu yönde irade çoğunlukla çıktı.
Tüm bu sonuç ve detaylar genel siyasi eğilime ilişkin bir veri ortaya koyuyor mu?
Elbette koyuyor.
- Orta Mesarya’daki UBP tabanının çok net bir şekilde hala yerinde olduğu aşikar!
- Mesarya’nın kuzeyinde ise artık kalıcı sağ oydan bahsetmek mümkün değil, bu kırılmış.
- Büyük kentler ise hala belirleyici olma özelliğini tutuyor.
Kısacası, yerele dikkat edip, merkezlerde sağlam tutan parti ya da adaylar ipi göğüslüyor.