“Kendimden de memnun değilim” dedi, Başbakan!
Pek çok insan bana bu sözü anımsattı.
“Duydun mu” diyerek, söylenen lafı bir başka yerden tutuşturdu, yangın çıkarttı!
* * *
İletişim derslerine girecek kadar ilginç ve önemli bir örnektir.
Bir anlatıyı, eğer kendi bağlamından kopartır, bütünü içerisinde okumazsanız, nerelere gideceğini harika yansıtıyor.
* * *
O söz söylenirken, bu cümle kurulurken oradaydım.
Ödül töreni.
“Kutlu Adalı” anısına...
Başbakan Tufan Erhürman da Kutlu Adalı’yı örnek veriyor.
“Dağarcık” kitabını...
Nasıl da köy köy gezdiğini, ürettiğini...
O günün imkanları çok daha sınırlı...
Teknoloji çok daha az...
Ekonomi daha sıkıntılı...
Üstelik Kutlu Adalı, kamuda yönetici...
Çocukları var, ailesi var, işi var...
Hem vakit yaratıyor, hem imkan...
Ve araştırıyor...
Bugün halen böylesi bir “dağarcık” yok.
* * *
Başbakan bu örneği anlattıktan sonra diyor ki, “Şimdi ne kadar çalışıyoruz, üretiyoruz, şartları zorluyoruz acaba?”
Bu anlamda...
Basından memnun olmadığını söylüyor.
Kendi yönettiği BRT’den...
Ve hatta “kendimden de” diyor...
Çok daha fazla çalışmak anlamında...
Çok daha fazla üretmek...
Hep “şikayet etmek” yerine, geçmişte, epeyce zor şartlarda, sınırlı imkanlarda, dikenli yollarda alınan mesafeyi göstererek...
* * *
Şimdi şu soruyu sormalıyız.
SİZ!
Ne kadar “memnunsunuz” kendinizden?
Üretmek anlamında...
Eleştirmek, burun kıvırmak, söylenmek, şikayet etmek değil...
Üretmek!
“Yıkmak” yerine “yapmak” anlamında, ne kadar memnunsunuz kendinizden?
Bu soruya sanırım hepimiz, birlikte yanıt aramalıyız...