Fehime ALASYA
Kan kanseriyle verdiği savaşı üç buçuk yılda kazanan 23 yaşındaki Devran Vudalı, kendisi gibi kanser savaşçılarına destek veriyor. Kendisini anlatırken birkaç cümleyle ifade eden Vudalı, düzenlediği organizasyon ve yardım kampanyalarıyla pek çok kanser hastasına umut olmaya çalışan bir genç. Kanser hastalarının verdiği mücadelede maddi yönden yanlarında olabilmek için çaba sarf ettiğini dile getiren Vudalı, yapılan maddi yardımların kanser hastaları için en büyük destek olduğunu anlattı. Bu zor rahatsızlıkla mücadele veren herkesin moral ve ilgiye ihtiyacı olduğunu anlatan Vudalı, umursamayarak, küçük şeylere üzülmeyerek yaşam sürdüğünü anlattı. Kendini birkaç cümle ile ifade eden Vudalı, “1993 doğumluyum. Boks Federasyonunda organizasyon sorumlusuyum ayriyeten de Halkın Partisinin de ilçe yönetiminde görevliyim. Kanserle mücadele veren çocukların maddi, manevi yanında olmaya çalışan, birçok kulvarda koşturan biriyim. Üniversiteyi hastalığımdan dolayı yarıda bırakmak zorunda kaldım. Şu an dıştan Siyasi Bilimler bölümünü okumayı düşünüyorum ve bu arada boks antrenörlüğü yaparak hayatımı idame ettirmeye çalışıyorum. Üç yıl süren tedavinin ardından birkaç ay önce bu süreci noktaladık. Tedavi süresince de birçok organizasyon ve etkinliğe katıldım, kendimi hastayım diye kapatmadım.” diyor.
-----
“Maddi yardım yapabileceğimiz en büyük iyiliktir”
Kanser hastalarının verdiği mücadelede maddi yönden yanlarında olabilmek için çaba sarf ettiğini dile getiren Vudalı, yapılan maddi yardımların kanser hastaları için en büyük destek olduğunu anlattı. “Her hastanın manevi olarak yanında olabileceği kişiler mutlaka vardır. Bence maddi yardım yapabileceğimiz en büyük iyiliktir” diyen Vudalı, nasıl destek olduğunu şöyle anlattı; “Kanser hastaları için maddi olarak elimden gelen Bu durum çocuklar için söz konusu olamaz ama… Çocukların manevi olarak da sürekli yanlarında olmaya çalışıyorum çünkü onlara yeni kişilerle tanışmak, oyun oynamak, vakit geçirmek çok iyi geliyor. Bu yüzden her fırsatta kendimi onlarla oyun oynarken buluyorum. Maddi olarak yardımın da çok önemli olduğuna inanıyorum. Hastanın hem gönlünü hoş tutmak için isteklerinin yerine gelmesi hem de pahalı olan tedavisinin yanında olan maddi giderlerin sağlanması, kanser hastası için yapılabilecek en büyük iyiliktir bence… Çocuk şenliği, açık arttırma, konser gibi çeşitli etkinliklerle maddi yardım yapıyorum. Bana yardımcı olan başta Umut Öksüz kardeşim olmak üz kardeşim olmak üze pek çok arkadaşım var.
“İnsanlarımıza güvenle, ümitle bakıyorum…”
Gerçekleştirdiği bazı proje ve organizasyonlar ile toplumun sağduyusu ve yardımlaşmasının kendisini ümitlendirdiğini dile getiren Vudalı, geleceğe umutla baktığını deneyimlediği tecrübelerle şöyle anlattı; “Her zaman yardıma hazır gençlerimiz var. Yıllar önce Türk Maarif Koleji'nde düzenlediğim bir etkinlik olmuştu, kalabalık, adamızın sevilen müzik gruplarının yer aldığı bir etkinlikti. Salon 600 kişilikti sanırım. Biletlerimizi satmıştık, hedeflediğimiz yardım için çok sevindirici bir durumdu fakat bu bana yetmiyordu. Bir yandan da 600 kişilik salonu nasıl doldururum diye düşünüyordum, endişeliydim. Yanımda olan birçok genç, arkadaşlarım ve çevremiz sayesinde o yardım konserine yaklaşık iki bin kişi katılmıştı... Bu çok duygusal bir durumdu. Vurdumduymaz olarak nitelendirilen gençlerimiz bu yardım için adeta kenetlenmişti. Bu çok önemliydi, o yardım ruhunu canlandırmak, herkesin size inanması çok güzel bir durumdu, bu durum yapacağınız diğer projeler için de ışık niteliğindeydi, güzel bir enerji ve güven kazanmıştık... Bana "Ne yapabiliriz? Bu insanlara bizler de yardım etmek isteriz, yeter ki sen söyle, hemen yardıma hazırız diyen binlerce insan, binlerce genç var. Bizim insanımız sanırım biraz dürtülmeyi bekliyor. O dürtü olduğu zaman elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Küçük çocukların bile Nefes için kumbarasında para biriktirdiğini ve annesine verip, Nefes’e götür dediklerine şahit oluyorum. Bunlar beni umutlandırıyor ve insanlarımıza güvenle, ümitle bakıyorum…” dedi.
“Destek olun”
Gençlere ve yardımlaşma ruhuna dair olumlu düşünceler taşıyan Vudalı, “Elinizden geldikçe kanser hastası insanlara yardımcı olun, organizasyon düzenleyin, düzenlenen organizasyonlara katılın, destek olun. Yeter ki niyet edin, elinizden tutan elbet bulunur, size destek olanlar çıkar ve güzel işlere imza atarsınız. Bunları, bu hastalığı, yaşananları daha önce hiç bilmiyordum, şimdi biliyorum, bundan kaçamayız, savaşmalıyız. Bu savaşı verirken illa ki yaşamamız gerekmiyor, yaşayanların savaşında onlara destek çıkalım, onlarla savaşalım.” diyerek elinden gelen herkesi yardım yapmaya çağırdı.
“Vakıf kurmayı çok isterdim fakat prosedürleri çok fazla”
Vakıf veya dernek kurmayı düşünmediğini sözlerine ekleyen Vudalı, Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı’na destek vererek, proje ve organizasyonlar yaparak desteğini sürdüreceğini dile getirdi. Vudalı, “Vakıf kurmayı çok isterdim fakat prosedürleri çok fazla, maddi olarak böyle bir gücüm yok, ilerleyen zamanlarda olabilir tabi... Kemal Saraçoğlu Vakfı var, onları çok şeffaf bulduğum için sürekli onlara destek veriyorum, her çalışmalarına katılıp, bana gelen yardım tekliflerini de oraya yönlendiriyorum” şeklinde konuştu.
“Çektiğiniz acıyı umursamayın!”
Kan kanseri ile verdiği mücadeleyi kazanan Vudalı, hastalığının nüksetme ihtimalini düşünmeden, umursamadan ve kafasına takmadan, rahat yaşamaya özen gösteriyor. Üç buçuk yıl boyunca verdiği mücadeleyi anlatan Vudalı, kanserle mücadele verenlere de bir mesaj gönderdi, onları güçlü durmaya, dirençli olmaya davet etti, kendi yaşadıklarından örnekler verdi. Vudalı şöyle devam etti; “Kan kanseriydim, vücudumda bazı ağrılar vardı, özel sektörde bu ağrılar çok hızlı şekilde araştırıldı, kan değerlerimin düşük olduğunu gördüler ve alınan kemik iliği ile rahatsızlığım belli oldu. Türkiye'ye Hacettepe Hastanesi'ne gittik, bir buçuk yıla yakın kemoterapi aldım, ardından ışın tedavisi ve haplı tedavi aldım, akabinde ayakta hap tedavisi aldım. 2013 yılında başlayan rahatsızlığımdan kurtulmam için yaklaşık üç buçuk yıl sürdü. Şimdi tamamen iyileştim, tekrarlamayacağının bir garantisi yok ama ben bunları düşünmüyorum. Çok üzerine düşmüyorum, çok pinpirikli davranmıyor, rahat hareket ediyorum. Çok kafama takmıyor, umursamıyorum... Sizler de umursamayın, çektiğiniz acıları umursamayın. Ben kemik iliği örneği alınırken bile rahat davranmaya, gülmeye, güçlü durmaya, dirençli olmaya çalıştım. Hiç iyileşecek miyim ne olacak diye düşünmedim, sürekli araştırırdım, araştırdıklarımı doktorumla paylaşır bulduğum bilgileri teyit ettirirdim. İnternette gördüğüm her şeye de inanmazdım, doktoruma güveniyordum. Acı çekilir elbet ama acı çekmeden hiçbir şey elde edemezsiniz…”
“Daha önce de duyarlı birisiydim fakat bu alanda değil”
Günlük hayatında da duyarlı ve yardımsever bir kişiliğe sahip olduğunu anlatan Vudalı, kanserle verdiği mücadele sırasında, bu uğurda savaşanlar için yardım toplamaya ve organizasyonlar yapmaya başlamış. Vudalı, “Duyarlılığınız rahatsızlığınızdan sonra mı başladı?” sorusuna ise “Daha önce de duyarlı birisiydim fakat bu alanda değil. Hayvanlara karşı duyarlı birisiydim, evsiz, sahipsiz, yaralı hayvanları sahipleniyor, iyileşince sokağa bırakıyordum, sürekli hayvan barınağına gidip yardımlarda bulunuyordum, bunlar için de etkinlikler düzenliyordum. Fakat rahatsızlığım sırasında ve sonrasında kanser tedavisi gören çocuklar için yardımcı olmaya başladım.” yanıtını veriyor.
“Konserlerimiz ve kampanyalarımıza Rum tarafından bile bağış yollayan yardımseverler oldu”
Birçok başarılı projeye imza atan Vudalı, bunu arkadaş çevresi, duyarlı insanlar ve yaşam tarzı sayesinde başardığına inanıyor. Düzenlediği konser ve etkinliklere Kıbrıs’ın Güneyinden bile maddi destek gördüklerini kaydeden Vudalı, başarısının sırrını anlattı; “Konserlerimiz ve kampanyalarımıza Rum tarafından bile bağış yollayan yardımseverler oldu. Etkinliklerimiz ada çapında yayıldı, çok geniş kitlelere ulaştı. Hastalanmadan önce barlarda çalışıyordum, gece hayatım vardı, bu yüzden çevrem de genişti, müzikal etkinliklerden de az çok anlıyordum, herkesin zevkine hitap eden, çok dallı konserler düzenleyip, katılımın yüksek olmasını sağlıyordum. Zaten işin içinde de yardım amacı varken katılım zaten artıyor. İnsanlar hem yardımda bulunuyor, hem de tatmin oluyordu, bu yüzden katılım geniş kitlelere ulaştı.” dedi.
“Beni en kötü etkileyen de hafta sonları facebook'ta gördüğüm mangal partisi fotoğrafları idi…”
Kanserle verdiği mücadelede Vudalı’yı en çok ülkeden uzakta olması etkilese de sevdikleri onu yalnız bırakmayarak hasretini gidermeye çalışmışlar, çok büyük destek olmuşlar. Yaşadığı zor günleri tebessüm ederek anlatan Vudalı, en özel anılarını YENİDÜZEN okuyucularıyla paylaştı. Vudalı; “Arkadaşlarımdan uzakta, yurt dışında olmam beni çok kötü etkilemişti... Sosyal hayatı olan, mangal hastası bir Kıbrıslı genç olarak beni en kötü etkileyen de hafta sonları facebook'ta gördüğüm mangal partisi fotoğrafları idi… Her şeye rağmen yine de tedavi sürecinde çok pozitif bir insandım, yememem gereken bazı şeyleri bile yiyor, doktorlarımı "Bunlar pişmiş, içinde bakteri üremez" diyerek esprili bir dille ikna etmeye çalışıyordum. Pozitif olarak beni etkileyen en güzel şey de annemin sürekli yanımda olmasıydı... 23 yaşında bir genç olarak annemin yanımdan ayrıldığı her an beni tedirgin ediyordu, annem beni bir an olsun yalnız bırakmadı, bana inanılmaz güç veriyordu... Ailemden, arkadaşlarım ve sevdiklerimden gelen mesajlar, yanıma gelen arkadaşlarım bana çok moral veriyordu...”
“Nefes, benim için küçük kız kardeş oldu”
Adına yardım projeleri düzenlediği, maddi, manevi pek çok yardımlarda bulunduğu kanser hastası küçük çocukların çok özel olduğuna değinen Vudalı, Almanya’da tedavi gören Nefes Demirpençe ile arasında kurduğu güçlü bağı, “Derin ve Nefes benim için çok farklıdır… Hiçbir akrabalığımız yok ama çocukta olan o güçlü enerji ile aramızda müthiş bir bağ kuruldu. Sürekli onları ziyaret ediyorum, onlarla oynuyor vakit geçiriyor, tüm dertlerimden arınıyorum. Nefes, benim için küçük kız kardeş oldu.” cümleleriyle ifade etti.