Aygün Bahar ÖKMEN
Haziran ayında çalışmalarının tamamlanacağı Şubat ayında açıklanan Kermiya geçiş noktasındaki çalışmalar, “Kıbrıs Türk tarafının sınır ihlali” nedeniyle durdu.
Kıbrıs Türk tarafının müzakereden kaçan tavrı, hem yeni geçiş noktalarının açılmasını engelliyor, hem de Kermiya barikatındaki çalışmaları sekteye uğratıyor…
Özellikle araçlı geçişlerde yoğun olarak kullanılan ve “uzun araç kuyrukları” ile anılan Kermiya’daki geçiş noktasında başlayan iyileştirme çalışmaları, Kıbrıs Türk tarafının “sınır ihlaline” takıldı, çalışmalar durdu.
Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü Müsteşarı Durlali Güçlüsoy çalışmaların durma sebebi olarak BM’yi işaret ederken, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fikri Toros, geçiş noktalarının güven arttırıcı önlemler listesinde yer aldığını, Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı’na gelmesi ile Kıbrıs’ta iki toplum liderliği arasındaki müzakerelerin engellendiğini dile getirdi.
YENİDÜZEN’e konuşan Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü Müsteşarı Durali Güçlüsoy, “Sınırların belirlenmesi noktasında BM ile görüş farklılığına düşüldü, projeyi tekrar değerlendirmeye aldık” dedi.
CTP Milletvekili ve Dış İlişkiler Sekreteri Fikri Toros ise YENİDÜZEN’e yaptığı açıklamasında, Kıbrıs Türk tarafının izlediği “çözümsüzlük” modelinin hem Kermiya’nın iyileştirilmesi, hem de yeni geçiş noktalarının açılması noktasındaki müzakereleri sekteye uğrattığına vurgu yaptı.
Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü Müsteşarı Durlali Güçlüsoy:
“BM, yapılacak olan düzenlemede ara bölge ihlali olduğunu ifade etti, çalışmalar durdu”
Başbakanlık Devlet Planlama Örgütü Müsteşarı Durlali Güçlüsoy Kermiya Geçiş Noktası’ndaki çalışmaların, Birleşmiş Milletler’in ‘sınır ihlali olduğu’ iddiası üzerine projeyi tekrar değerlendirmek amacı ile durdurulduğunu ifade etti. Güçlüsoy, kuzey ve güney arasındaki geçişlerde kullanılmak üzere daha fazla kapı açılması konusunda ise ‘güneyden cevap gelmedi’ dedi.
Güçlüsoy, “Yeni geçiş kapıları ile ilgili olarak Türk tarafının önerdiği birkaç nokta vardı. Hatta Cumhurbaşkanlığı vasıtası ile de, Rum tarafına ‘sizin uygun göreceğiniz noktalar da varsa müzakere edip açabiliriz’ noktasında konuşulmuştu” ifadelerini kullandı. Alayköy ve Akıncılar’dan da kapı için taleplerin geldiğini ve bu talepleri de güneye aktardıklarını belirten Güçlüsoy, “Hatta en son Gönyeli-Alayköy Belediyesi Başkanı da Alayköy’den de bir kara giriş kapısı açılması talebinde bulundu. Biliyorsunuz daha önce Haspolat veya Akıncılar’dan da talepler gelmişti. Bu talepleri biz ‘uygun görülürse biz açmaya hazırız’ şeklinde karşı tarafa bildirdik. Ancak bu noktada Rum tarafından bir cevap alamadık. Düşünceleri veya görüşleri nedir tam olarak bilemiyorum ancak geri dönüş gelmedi” şeklinde konuştu.
“Sınırların belirlenmesi noktasında görüş farklılığına düşüldü, projeyi tekrar değerlendirmeye aldık”
Kermiya Geçiş Noktası’nda başlatılan ve Haziran ayında tamamlanacağı ifade edilen çalışmaların ara BM’den gelen bir ifade ile bir süreliğine durdurulduğunu dile getiren Güçlüsoy, “Metehan Kara Sınır Kapısı’na gelirsek, orada çalışmalar bir süreliğine durdu. Bunun sebebi ara bölge hudutları noktasında bir sıkıntı yaşanmış olması. BM, yapılacak olan düzenlemede ara bölge ihlali olduğunu ifade etti bize. Biz de projeyi tekrar değerlendirmeye aldık ki herhangi bir siyasi sıkıntı yaşanmasın, hiçbir tarafla ters düşülecek bir harekete girilmesin” ifadelerini kullandı. Güçlüsoy, bu projeye BM ile ortak başlandığını ifade ederek, “Biz kendi bölgemizdeki düzenlemeleri yaparken onlar da ara bölgeyi düzenleyeceklerdi. Rum tarafı da güneydeki düzenlemeyi yapacaktı. Ancak sınırların belirlenmesi noktasında bir görüş farklılığına düşüldü. Bu nedenle proje şu anda bir süre beklemeye alındı ki bu sorun çözülsün ve ardından projeye devam edilsin. Net bir tarih verememekle birlikte bu sorun çözülür çözülmez oradaki çalışmalar yeniden başlayacak” şeklinde konuştu. Güçlüsoy, bu duraklama esnasında projenin diğer ayaklarında çalışmaların devam ettiğini vurguladı. Güçlüsoy, “Bu çok geniş kapsamlı bir proje idi. Biz de bu arada projenin diğer ayaklarını oluşturan kısımları ilerletiyoruz. Protokol girişlerinden askeri bölgenin içerisine kadar, Kermia Çemberi ’ne kadar yol düzenlemeleri, yürüyüş yolları ve aydınlatmaların yapılması… Kombine bir proje düşünmüştük ki o alan tamamen güzelleşsin. Bazı yerlerde, örneğin askeri bölgenin içerisinde yıkılması düzenlenmesi gereken 3-4 yer vardı, onların düzenlemesi yapılıyor şu anda. Projenin diğer ayakları üzerinde çalışılmaya devam ediliyor. Sınır ihlali olmaması adına bazı çalışmalar var bunlar biter bitmez projenin bu ayağı da devam edecek” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fikri Toros:
“Ersin Tatar çözümsüzlüğü alternatif bir çözüm modeli olarak kabul etti”
Kermiya Geçiş Noktası’nda yapılması planlanan çalışmalarla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili ve Dış İlişkiler Sekreteri Fikri Toros, “Bir protokol imzalandı ve bu protokol çerçevesinde orada bir takım yatırımlar yapılması planlanmıştı. Altyapı yatırımları ve bazı işletmeler kurulması gündemdeydi. Ve oranın kapasitesinin genişletilmesi için ek kulübeler yapılacağı söylenmişti. Şeritler genişletilecekti denildi. Bunların hiçbiri yapılmadı. Hiçbir şey yapılmamıştır ve oradaki geçiş kapasitesi (hem kişi hem ticari vasıta) ayrıştırılmamıştır” şeklinde konuştu. Toros, “Dolayısı ile oradaki kalabalık, izdiham, gerek kuzeyde gerekse güneyde uzun kuyrukların oluşmasına yol açmaktadır. İnsanları özellikle de bu yaz sıcağında bezdiriyor” dedi.
Müzakerelerin yarım kaldığını anımsatan Toros, “Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı olduğu günden bu yana, Kıbrıs’ta iki toplum liderliği arasındaki müzakereleri engellemiştir. Sayın Ersin Tatar, müzakerelerin yer aldığı Birleşmiş Milletler zeminini terk ederek, bu müzakereleri engellemiştir ve çözümsüzlüğü alternatif bir çözüm modeli olarak kabul etmiştir. Bu bağlamda müzakere masasında güven yaratıcı önlemler de aynen kapsamlı çözüm müzakereleri gibi sekteye uğratılmıştır” ifadelerini kullandı.
“Listenin en başlarında ek geçiş noktaları vardı”
Güven yaratıcı önlemlerde geçiş noktalarına değinen Toros, “Uzun zamandan beri, listenin en başlarında ek geçiş noktaları vardı” dedi. Toros, “Bu ek geçiş noktaları arasında da öncelikle Haspolat, Kiracıköy, Luricina ve Pirgo köyleri bulunmaktadır. Bu dördü uzun süredir gündemdedir” şeklinde konuştu. Toros, yeni Ercan Havaalanı’nın konumuna değinerek “Luricina ve Kiracıköy’ün güneyle olan bağlantısının açılması ile Ercan Havaalanı’nın sadece kuzey için değil tüm ada için hizmet verebilecek ve avantajlı bir Havaalanı konumuna gelebileceği aşikârdır” yorumunda bulundu.
“Ayrıca 1974’ten beri tecrit edilmiş konumda olan Luricina Köyü’nü yeniden canlandırmak, köylülerin mülklerine geri dönmesini sağlamak ve orada bir ekonomik kalkınmaya vesile olmak için bu geçiş noktalarının açılması fevkalade yararlı ve önemlidir. Bunu yalnızca güven yaratıcı önlem olarak bakılmamalıdır buna. Aynı zamanda gerek Ercan’ın gerekse güney Mesarya’nın kalkınması ve canlanması için bir zarurettir” dedi.
Haspolat’ın açılması halinde Metehan’ın yoğunluğu önemli ölçüde azalacak
Açılması planlanan ancak açılmayan geçiş noktaları hakkında yorumda bulunan Toros, dört farklı geçiş noktasının açılması halinde tecritte bulunan köylerin canlanacağına, Metehan’daki (Kermiya) yoğunluğun azalacağına, ekonomik ve kültürel gelişimin yaşanacağına vurgu yaptı. Toros öncelikle Kiracıköy ve Haspolat geçiş noktalarından bahsederek, “Bildiğimiz gibi Kiracıköy’de ikamet edenler Kaymaklı’dan itibaren başlayan uzun bir yoldan güneye erişiyorlar. Hâlbuki orada bir geçiş noktası açılırsa Eylence bölgesinden doğrudan Kiracıköy’e ulaşmak mümkün olacaktır ve bu sayede Kiracıköy’de tecrit edilmişlikten kurtulacaktır. Haspolat yani Mia Milia dediğimiz geçiş noktası da özellikle Yeşil Hat ticareti için kullanılan ticari vasıtaların geçişine ayrılacaktır ve bu da Metehan geçiş noktasındaki izdihamı hafifletecektir. Hatta ticari araçların tamamen Haspolat’a yönlendirilmesi ve Metehan’ın sadece özel araçların geçiş noktası olması söz konusu olabilecektir” şeklinde konuştu. Pirgo’da bir geçiş kapısı açılması durumunu değerlendiren Toros, “Burada da yine her iki topluma yarar sağlanacaktır. Kuzey Kıbrıs’ın batısını Güney Kıbrıs’ın da oradaki köylere doğrudan erişimini sağlayabilecek bir geçiş noktasıdır Pirgo” ifadelerine yer verdi.
“Mağusa Kapısı ve Baf Kapısı olmak üzere iki ek yaya geçiş noktası önerimiz vardır”
Son olarak Lokmacı haricinde iki ayrı yaya geçiş noktası açılması gereğini ifade eden Toros, “Lefkoşa’da aynen Lokmacı’da yaptığımız gibi Mağusa Kapısı ve Baf Kapısı olmak üzere iki ek yaya geçiş noktası önerimiz vardır. Özellikle Baf Kapısı’nda bir geçiş noktası açılması Lefkoşa’nın kuzeyi ve güneyini bir inanç ve sanat merkezi haline dönüştürme potansiyeli taşımaktadır. Biliyorsunuz ki kuzeyde Arabahmet Cami ve Ermeni Manastırı bulunmakta, güneyde de Katolik Kilisesi, Kıbrıs Müzesi ve Kıbrıs Belediye Tiyatrosu var. Tüm bunları bir sanat ve inanç merkezi haline getirerek Lefkoşa’ya ek bir yıldız katmış oluruz” şeklinde konuştu.
“Güven yaratıcı önlemler şu anda müzakere edilemez durumadır”
Toros, geçiş noktalarının açılamamasına ilişkin olarak; BM zemininin terk edilmiş olmasına işaret etti. Toros, “Kıbrıs Türk tarafında BM zeminine geri dönmeye dair bir önkoşul vardır. Bu önkoşul egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası statümüzün tescil edilmesi önkoşuludur. Bu önkoşul yerine gelmeden Kıbrıs Türk tarafı, BM himayesinde kurulacak herhangi bir müzakere masasına geri dönmeyeceğini açıklamıştır. Güven yaratıcı önlemler de kapsamlı çözüm müzakereleri de hepsi BM himayesinde kurulan, iki toplum liderinin katılımı ile ve BM Temsilcisi himayesinde yürütülen müzakerelerle mümkündür. Bu masanın bu önkoşul ile kurulması mümkün olmadığına göre kapsamlı çözüm müzakereleri gibi güven yaratıcı önlemler de şu anda müzakere edilemez durumdadır. Sorun buradadır” açıklamasında bulundu.
2024 Ocak-Mayıs Geçiş Noktalarından Giriş Çıkışlar
2023 Ocak- Mayıs Geçiş Noktalarından Giriş Çıkışlar
Kaynak: Polis Genel Müdürlüğü
Tablolara göre; 2023 yılı Ocak-Mayıs ayları arasında toplam giriş; 2,945,264 ve toplam çıkış 2,943,765 iken; 2024 yılına gelindiğinde bu rakamlar 3,046,658 giriş ve 3,044,598 çıkış şeklinde değişim gösterdi. Buna göre; giriş sayıları 2023’ten 2024’e %3,44 artarken, çıkış sayıları 2023’ten 2024’e %3,42 artış gösterdi. Giderek artan geçiş sayıları, geçiş noktalarında oluşan yoğunlukla paralellik taşırken, yeni geçiş noktalarının açılmasının önemi belirli geçiş noktalarındaki yoğunluğun azalması açısından da bir kez daha ortaya çıktı.