“KIB-TEK Sayıştay Raporu neden açıklanmıyor?”

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Başkanı Çağlayan Cesurer, KIB-TEK’le ilgili Sayıştay raporunun hala açıklanmadığına dikkat çekti, “Raporun açıklanmasının yerel seçim sonrasına bekletildiği doğru mu?” diye sordu.

GÜNCEL MALİ YAPI NE DURUMDA?

  • AKSA dahil, 1 milyar 750 milyon TL borç var,
  • Kamu kurumları, belediyeler, tüketiciler, camiler dahil toplam 1 milyar 260 milyon TL alacak var.

Ayşe GÜLER

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Başkanı Çağlayan Cesurer, KIB-TEK ile ilgili Sayıştay raporunun hala açıklanmadığına dikkat çekti, “Raporun açıklanmasının yerel seçim sonrasına bekletildiği doğru mu?” diye sordu.

Cesurer, akaryakıt alımına ilişkin TPIC ile imzalanması gündemde olan sözleşmeye de değinerek, geçmişte söz konusu şirketle kamuoyuna da yansıyan süreçlere atıfta bulundu, “Şimdi yeni senaryo yazıldı, hep beraber sonuçları göreceğiz. Açıklamalarda her şeyin çok güzel olacağından bahsediyorlar. Ama geçmişte TPIC ile yaşadığımız sorunlara baktığımızda, bunun pek de kolay olmadığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Sürecin endişe verici olduğunu dile getiren Cesurer, ortada adrese teslim bir ihale olduğunu,

Kıb-Tek’in kendi yakıtını kendi taşımaması halinde çok daha ucuza yakıt alınabileceğini söyledi.

Cesurer, “yüzde 3 oranında kükürtlü yakıt” alımına ilişkin endişelerini de paylaşarak, “Gelecek olan kükürttün santrallere yaratacağı sıkıntılar var. Diğer taraftan kurulacak filtrenin ortaya çıkaracağı atığı ne olacak? Yıllık 60 bin ton kireç taşı kullanılması gerekiyordu. Kullanılacak kireç taşı nerede imha edilecek?” diye sordu.

Öte yandan devletten sonra ikinci büyük kurum olarak nitelendirdiği KIB-TEK’in güncel mali durumu ile ilgili bilgi de veren Cesurer, AKSA dahil 1 milyar 750 milyon TL borcunun bulunduğunu söyledi, kurumun piyasadan alacağının ise 1 milyar 260 milyon TL’ye ulaştığını aktardı.

“Doğru yönetimle Kıb-Tek kurtulabilir” diyen Cesurer, özerk yapıya olan gerekliliği bir kez daha gündeme taşıdı, “Ortak akılla yönetilebilen, siyasete değil, kuruma hizmet edebilecek bir yapıyla kurum 3-5 ay içinde toparlanır. Özerk yapı kurulursa devlete sponsor olur” dedi.

Cesurer, kurumun geçmişte de ekonomik açıdan benzer sıkıntılar yaşamasına rağmen mali yapısının düzeldiğini hatırlatarak, bu durumu şu örnekle paylaştı: “2013 yıllarında da kurumun 350 milyon dolar borcu vardı. Ama her türlü yatırımı yapıyordu, borçlar da kapanmıştı. 2017’te 350 milyon TL kurumlar vergisi de ödemişti. Şu anda yakıtın kaç gün kaldığına ilişkin tartışmaları yaşanıyor.”

Cesurer, AKSA ile sözleşmenin 2024 yılında sona ereceğini de hatırlatarak, “Sadece kira bedeli olarak her yıl 28 milyon dolar ödeniyor. Oysa 28 milyon dolarla ülkenin dört bir yanını santral doldurabilirdik” dedi.


“AKSA’ya her yıl ödenen 28 milyon dolar kira bedeline ülkenin dört bir yanını santral doldurabilirdik”

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Başkanı Çağlayan Cesurer, 2024’te AKSA ile sözleşmenin biteceğine, sadece kira bedeli olarak her yıl 28 milyon dolar ödendiğine dikkat çekerek, “Oysa 28 milyon dolarla ülkenin dört bir yanını santral doldurabilirdik” dedi.

Grev kararı aldınız, sonrasında karar geri çekildi, toplu iş sözleşmesi imzalandı, barem 19 kadrosu iptal edildi. İptal edilmeseydi, yeni müşavir mi yaratılacaktı?

Kıb-Tek durumu ortadayken, 4-5 ay önce alınan, yeni barem 19 kadrosu açılmıştı. Bu barem genel müdür kadrosudur ve yeni müşavir açılması gündeme gelmişti. Bu kadronun derhal kapatılmasını istedik. Kurumda müşavir istemiyoruz. Bu konuda geri adım atıldı.”

 

Elektrikte teşvikte Kıb-Tek’in aracı olmaktan çıkarılmasını talep etmiştiniz. Bu adımın atılmaması kurumu zarara mı uğratıyor?

“Kıb-Tek’in belli sektörlere uyguladığı teşvikler var. Bu teşvik miktarının Maliye Bakanlığı tarafından ödenmesini talep ediyoruz. Maliye Bakanlığı bunu ödüyor ama geç ödüyor. Bu nedenle de kurumun maliyetlerinin artmasına sebep oluyor. Teşvikin, Kıb-Tek’in kendi parasını alması, bu rakamın tüketicilere Maliye Bakanlığı tarafından ödenmesi gerekiyor. Daha fazla teşvik vermek istiyorlarsa, bedava da versinler ama bunu gününde Kıb-Tek’e ödesinler. Kıb-Tek üzerinden bir nevi cevizcinin çuvalından dağıtmak doğru değildir. Aksayan, gününde yatmayan paralar kurumun faiz yükünün artmasına sebep veriyor. Yasal mevzuatın emrettiği güncel elektrik maliyetleri de güncellenmeli. Kıb-Tek sürekli maliyet hesaplarını yapıyor. Aradaki farkı maliye ödeyecek deniliyor. Maliye de ‘sizin hesaplarınız yanlıştır, ben ödeme yapmam’ diyor. Bu nedenle kurum her ay ortalama 100 milyon TL açık veriyor. Bir an önce bu farkı Maliye Bakanlığı üstlenecekse, gerekli yazışmaların yapılması gerekiyor.”

 

Çoklu tarifeye 400 kişinin başvurduğu ifade edildi. Tarifeye ilgi neden az?

“Çoklu tarifeye geçişte de doğru tarife düzenleme yapılmalıydı. Şu anda hiçbir şeye hizmet eder durumda değil. Amacına uygun düzenlenmedi. 400 kişi başvurdu, bu rakam tatmin edici bulunmadı. Şu anda yeterli bilgilendirme de yapılmadı. Aslında doğrusu, geçmişte olduğu gibi bu uygulamanın toplumun tümüne yapılması gerekiyordu. Bu noktadan sonra sisteme dahil olmak istemeyen varsa da eski sistemde olduğu gibi uygulamadan çıkacaktı. Ancak sayaç sıkıntısından yapılmadı. Eski çoklu tarifeye göre de farklılıklar var, cezbedici tarafı yok. Gece çalışıyorsanız, bir faydası olabilir. Ama şu anda artı bir noktası görülmüyor.”


“1 milyar 750 milyon TL borç, 1 milyar 260 milyon TL alacak”

Cesurer, Kıb-Tek’in 1 milyar 750 milyon TL borcu olduğuna, buna karşılık devlet kurumları da dahil piyasadaki toplam alacağının 1 milyar 260 milyon TL’ye denk geldiğini ifade etti, “Dingili kopuk bir yapı… Ama bunu toparlayıp, yüzdürmek zor değil” şeklinde konuştu.

Kurumun mali yapısı ne durumda? Tablo giderek daha da mı kötüleşiyor?

“Kıb-Tek’in 1 milyar 750 milyon TL borcu var. AKSA’ya olan borç 900 milyon TL’ye ulaştı. Toplam alacak 1 milyar 260 milyon TL. Bunun 603 milyon TL’si tüketicilerden, camilerden 8.5 milyon TL, BRT’den 9 milyon 150 bin TL, belediyelerden 134 milyon TL alacağı bulunuyor.

Kıb-Tek devletten sonra ikinci büyük bütçeye sahip kurum. Doğru yönetimle Kıb-Tek kurtulabilir. 2013 yıllarında da kurumun 350 milyon dolar borcu vardı. Ama her türlü yatırımı yapıyordu, borçlar da kapanmıştı. 2017’te 350 milyon TL kurumlar vergisi de ödemişti, güneye elektrik de satıyordu. Şu anda yakıtın kaç gün kaldığına ilişkin tartışmaları yaşanıyor. Yüzde 54’lerde olan tahsilat oranı yüzde 98’e çıkmıştı. Sonrasında akıllı sayaca geçildi. Ama şu anda ona da müdahale olduğunu görüyoruz. Tekerleğin biri bir tarafa, diğeri başka tarafa gidiyor. Dingili kopuk bir yapı… Bunu toparlayıp, yüzdürmek zor değil.”

 

Akaryakıt ihaleleri oldukça sancılı geçti, konu Rekabet Kurulu’na da taşındı. TPIC ile sözleşme imzalanması karar bağlandı. Bu gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?

“Göreve geldiğimizde gününde ihaleye çıkılmaması, çıkılan ihalelerde miktarın doğru belirlenmesinde ara dönemde yakıt alınması gündeme geldi. Bunun TPIC üzerinden yapılması planlandı. Neden TPIC? Geçmişte, TC’ye gönderilen yazışmalarda ‘ekselansları’ diye başlayan yazılar var, bu yakıtın TPIC’e verilmesi yönünde olduğundan bahsediliyor. Devlet kuruluşu olduğu iddia ediliyor ama öyle değil. Arıklı döneminde de ısrarla ihale iptal edilip, elden verilmeye çalışıldı. TPIC’in elinde gemi, yakıt yok . Kara tankerleriyle yakıt geldi, o dönemde gelen yakıtlar makinelere zarar verdi. Yakıtın içerisinde başka sıvılar da katılarak imha edildi. Bu süreç sonrasında, sürekli ihaleler iptal edildi. Bugün gelinen noktada TPIC ile yeni anlaşma gündemde. Fahiş fiyatlara yakıt getirildi. Örneğin ilk başlarda borsa fiyatında 600 dolara olan yakıtın fiyatı 1200-1300 dolara yakıt getirildi. Ardından bu 13 dolara kadar geriledi. Yakıtın Akdeniz borsası fiyatıyla, rafineriden yüklü miktarda alınması halinde daha uygun fiyata yapılabilir. 700 dolarsa, 550 dolara kadar düşebilir. Bu nedenle ısrarla, Kıb-Tek’in bu yakıtı kendisinin getirmesini talep ettik, ediyoruz da. Şimdi yeni senaryo yazıldı, hep beraber sonuçları göreceğiz. Açıklamalarda her şeyin çok güzel olacağından bahsediyorlar. Ama geçmişte TPIC ile yaşadığımız sorunlara baktığımızda, bunun pek de kolay olmadığını görüyoruz.”

 

Bu konuda izlenen yol, sendika başkanı olarak sizi endişelendiriyor mu?

“Elbette yaratıyor, orta yerde ihale yok. Doğrudan adrese teslim ihale var. Kıb-Tek’in kendi yakıtını kendi taşımasıyla ilgili 2010 yılında da benzer şekilde devletten devlete anlaşmaya yakıt sağlıyordu. 2014’te sözleşme iptal edildi. Çok daha ucuza yakıt alınabilir. Bekleyip göreceğiz. Sıkıntılı bir süreç de olabilir. Doğru olan, ihale yöntemi ile yapılmasıydı. İhale iptal edile edile aynı noktaya geldik.”


“Hazır olan Sayıştay raporu neden açıklanmıyor?”

Kıb-Tek ile ilgili Sayıştay raporunun hazır olmasına rağmen açıklanmadığını ifade eden Cesurer, bunun nedenini sordu ve ekledi: “Yerel seçimin geçmesinin beklendiği ifade ediliyor. Doğru mu?”

KIB-TEK’le ilgili Sayıştay raporunun da açıklanması bekleniyor. Bu konuda bir bilginiz var mı?

“Bir dedikodu var ki, raporun yerel seçim sonrasına bekletildiği… Geçtiğimiz günlerde raporun çıkıyor olduğuyla ilgili bir söylenti vardı. Ama o çerçevede seçimden sonraya bekleniyor. Neden açıklanmadı? Hazır olan bir Sayıştay raporu olduğunu biliyoruz ama maalesef bekleniyor. Sayıştay raporunda yasa dışı limanlarından yakıt alınarak kara para aklama olarak kullanıldığı ifade ediliyor.”

 

Uzun yıllardır KIB-TEK’le ilgili ciddi sıkıntı yaşanıyor. Kurum, bakanın görev bırakmasına neden oluyor. Bunun sebebi nedir?

“KIB-TEK, siyasetin arka bahçesi olarak kullanıldığı sürece sürekli, batıp çıkacak. Ama ortak akılla yönetilebilen, siyasete değil, kuruma hizmet edebilecek bir yapıyla kurum 3-5 ay içinde toparlanır. Özerk yapı kurulursa devlete sponsor olur.”

 

Yönetim Kurulu üyelerine ‘huzur ödeneği’ verilmesiyle ilgili de ciddi tartışma yaşandı. Böyle bir ödenek daha önce var mıydı?

“Tüm kurumlarda böyle bir ödenek vardı. Bakanlar Kurulu’ndan böyle bir karar geçmedi. Hayata geçebilmesi için Bakanlar Kurulu kararı alınması gerekir. Bu karar sadece KIB-TEK ile ilgili değil, tüm kurumların yönetim kurullarında geçerli olacak.”


“Yaşananların sorumlusu çalışanlar değil, bir görev şehidi daha verirsek, günahı onların boynuna”

Cesurer, yaşatılan sıkıntının çalışanlar tarafından yaratıldığı iması olduğunu ancak bunu doğru bulmadığını söyleyerek, “Bu sorunun sorumlusu çalışan değil. Bir görevi şehidi daha verirsek, günahı onların boynunadır” dedi.

Filtre konusuyla ilgili de bir çalışma gündemde. Bu konuda endişe hakim. Siz ne düşünüyorsunuz?

“Gelecek olan kükürttün santrallere yaratacağı sıkıntılar var. Diğer taraftan kurulacak filtrenin ortaya çıkaracağı atığı ne olacak? Yıllık 60 bin ton kireç taşı kullanılması gerekiyordu. Kullanılacak kireç taşı nerede imha edilecek?

Şu anda bahsedilen filtre sisteminde fizibilite çalışması olmadan söylenmesi doğru değil. Filtre bildiğimiz sistemdir. Çalışması gereken bir sistemdir. Bildiğimiz bir örtü değildir. Santrallerin maliyetine yakın masraflar ortaya çıkaracaktır. Sorunu kökten çözmek isteniyorsa bir an önce doğalgaza geçilmeli. 2018’te çalışma yapılmıştı. Ama şu anda yeni yatırımların doğal gaza geçirilmesi gerekiyor.”

 

Eski Yönetim Kurulu üyeleri de siyasi baskıdan dert yandı, ardı ardına değişiklikler yapıldı. Bunun nedeni neydi?

“İstedikleri imzayı atmadıkları için oradan alınıyor. İyi niyetliyse de konulara vakıf olabilmek için aylara ihtiyaç vardır. Kısa sürede sorunların tespit edilip, çözüm üretmesi gerekir. Bu nedenle kurumda özerk bir yapının kurulması kaçınılmaz.”

 

Kurum, Başbakanlığa bağlandı, neden buraya aktarıldı?

“Kendi içlerinde sıkıntılar var. Bir önceki bakan Sunat Atun, KIB-TEK elinden alındığı için görevi bıraktı. Kıb-Tek ülkenin ana dişlisi. Herkes kendi kontrolünde tutmak istiyor. Doğru hizmeti verilmesi için doğru bakanlıkta olması gerekiyor.

Başbakanlıkta olması doğru değil. Ekonomi ve Enerji bakanlığı varsa orada olmalı. Ama kendi aralarında yaşadıkları sıkıntılardan ya da tek elden kontrol edebilmesi için Başbakanlığa bağlandı.”

 

Tüm bu gelişmeler, çalışanları huzur etmiyor mu?

“Kıb Tek’te çalışanların yarınla ilgili, toplumda yaşatılan sıkıntının çalışanlar tarafından yaratıldığı iması var. Şu anda çalışanlar gerçekten çok kötü durumda. Üzerinde psikolojik baskı var. Saygınlık kaybedildi. Kıb-Tek’te çalışanların işi enerji ile. Kafalarının dolu olmaması lazım. Hata yapma riskleri yok. 8 görev şehidimiz var. Bunların yaşanmaması için bu sorunların tartışılmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu sorunun sorumlusu çalışan değil. Bir görevi şehidi daha verirsek, günahı onların boynunadır.”

Röportaj Haberleri