Yeniden hayata tutunmaya çalışıyoruz, evlerimize kapattığımız bedenlerimiz ve yutkunduğumuz gailelerimizle aydınlık sokaklara çıkmak istiyoruz.
İşin “maskeni tak, elini yıka, sosyal mesafeni koru” yanı en basiti!
Bunu dahi yapamıyoruz.
Ancak dahası var.
Hele de güvencesiz, çaresiz, yoksul ve dar gelirliyseniz.
Özel sektör işçileri için hayat “salgın korkusu”nda halen!
“Geçinebilmek” derdidir bu!
Anlamıyorlar.
Esnaf için “bilinmezlik” kör bir kuyudur şimdi ve o kuyunun dibine inmek vardır.
Salgın bitmedi!
“Nefessiz” kalıyoruz ve bu durum “vakadan” sayılmıyor nedense…
***
En önemli derdi “kariyer hırsı” olan bir Sağlık Bakanımız var sanırım, çünkü yalnızca “sıfır vaka”yla böbürleniyor.
Hem de 42 testle!
Hiç de küçümsemek gibi bir niyetim yoktur, Kıbrıslı Türkler bir başarı öyküsü yazmıştır, bunun içinde hükümetin de bakanın da payı vardır.
Ama kibir çıkmamalıdır aklın üzerine!
***
Özelde çalışıyoruz ve normalleşme umuduyla mayıs değil sadece haziranda da ‘yarı maaş’ deneyeceğiz.
Tutunabilmek umudu bu…
Temmuz gibi banka borçları yeniden uyanacak, taksitler affedilmeyecek, ödemeler sıraya girecek.
Bildik bir ‘devletimiz’ yok!
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ‘üvey’ yurttaşıyız!
‘KKTC’ malum.
Çünkü ‘devlet’i hizmet için değil bir ‘güç aygıtı’ olarak kurmuşlar.
Bu aygıt ‘dayanışma’ yerine ‘dayatma’yı yeğliyor.
“Yaşatacağız” gibi klişelerin içine “insan haysiyeti” girmiyor…
***
İşçiye ve dar gelirliye hepsi bir ay, adeta insanların canını çıkartarak katkı yaptı bu devlet, o katkıyı da işçinin kendi kasasından yaptı.
Güneyde ‘yeni ekonomik programı’ okuyorum.
1.7 milyar Euro kaynak aktarılacak, piyasaya, topluma, çalışana…
Avrupa’dan geliyor para, biliyorum.
Sen de kendi kaynaklarını doğru yönet…
Kendi iç pazarını yaratmak için Kıbrıs’ın bütününe açılmayı dene önce…
Yasaklayıcı değil, denetleyici ol…
Bak senin ‘sıfır vaka’ övünmeni değil, “tatile geldikten sonra eğer covid olursan, tüm tedavi ve masraflarını biz karşılayacağız” diye turiste çağrı yapan güney Kıbrıs’ı gündem yapıyor BBC!
***
Tutunabilmek.
Anlatabildim mi?