ULUS IRKAD
Geçen haftalarda Sesonline.net internet gazetesindeki köşemde on bölümden oluşan bir dizi makale yazmıştım ama bu makalenin bazı yazılacak eksik yanları olmasın diye burada size devamını da yazmam gerekiyor. 1996 sonrasında Türkiye’de Susurluk Kazası’yla teşhir olan Derin Devlet, faili meçhulleri terk etmek yerine maalesef bu tarihten sonra gerek Türkiye’de gerekse Kuzey Kıbrıs’ta yeniden yapılanmaya geçti.
Kutlu Adalı Cinayeti sonrasında da 2000 yılında, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan aydınlar, büyük bir psikolojik ve fiziksel terörle karşı karşıya kaldılar. Afrika (Avrupa) Gazetesi birkaç defa bombalanırken, yazı ailesi de casus olmakla suçlandı, tutuklandı, işkence gördü ve hapse kondu.
Kadın gazetecilerimizden Sevgül Uludağ arkadaşımız, çeşitli linç kampanyalarına , saldırılara ve mahkeme davalarına şahit oldu. Sevgül’e aynen benim gibi çevresinde bir korku, linç ve tehdit çemberi yaratıldı.
Derin Devlet tarafından idare edildiği belli olan UHH (Ulusal Halk Hareketi) adlı bir örgüt ortaya çıkarak aydınları ve iki toplumlu barış girişimleri yapanları tehdit etmeye ve baskı altına almaya başladı.
Polis müdürü olarak emekliye ayrılan kardeşim Tema Irkad, Yenidüzen Gazetesinde, Kuzey Kıbrıs’taki militer rejim, faili meçhuller ve Kutlu Adalı Cinayeti konusunda yazılar yazmaya başlayınca, evinde uyurken, molotof kokteylle, arabası bir gece vakti sabaha yakın bombalandı.
Bu arada güya KKTC aleyhinde bulunan para babalarına ve vatan hainlerine(!) savaş açıp Kuzey "Kıbrıs’ı demokratik bir ülke yapacağım" iddiasında bulunan bu örgüt, kısa zamanda barış ve çözüm yanlısı herkese karşı, psikolojik terör uygulamaya başladı.
Esas hedefinde olanlar ise aydınlar, solcular, Kıbrıs’ta iki toplumlu barışı savunan aydınlar, gazeteciler ve demokratlar oldu. Örgüt birçok bildirisinde beni de hedef aldı ve korkutmaya çalıştı.
Bu arada Güney Kıbrıs’a geçişlerim yasaklanmaya veya engellenmeye çalışıldı. Milli Eğitim Bakanlığı, aleyhimde birçok soruşturma açarken, dıştaki tarih konferanslarına gitmem için Eğitim Bakanlığı’na verdiğim dilekçeler, Milli Savunma Bakanlığına gönderilerek ,dış ülkelere gitmem için kararı vermek Milli Savunma Bakanlığına bırakıldı.
Pek tabi ki Savunma Bakanlığı’ndan aldığım yanıtlar devamlı red oldu. Yine Yurt dışına çıkışlarım en az beş sene yasaklandı.
2000 yılında aleyhimde, İngiltere’de yaşayan kardeşime ait protest bir müzik kaseti, bir kitapçıda bulundu diye, benim için 15 yıl hapislik isteyen ve 2005 yılına kadar sürecek bir ağır dava, Lefkoşa Mahkemesi’nde başlatıldı.
Birçok defa tutuklanarak polis karakollarına götürülüp soruşturmalara tabi tutuldum.
Örgüt kısa zamanda derin yerlerden, üst devlet çevrelerinden de destek alarak, tüm medya da dahil olmak üzere, bir korku ülkesi oluşturarak, esas amacının toplumu susturmak olduğunu belli etti.
Enteresandır yine Türkiye’de onların lojistik desteğini sağlayan ve birçok demokrat politikacı ve ilerici aydınla bana ve anneme (Annem Aysel Irkad, çok iyi Yunanca bilip iki Rumca eseri çevirerek Türkçeye ve Kıbrıslıtürk okurlara kazandırmıştır) ve aileme karşı yalan-yanlış haberler üreten, Türkiye’de Sosyalist olduğunu iddia eden Perinçekli -Aydınlık Dergisi, bu saldırılarda UHH’nın referansı oldu ve derin yerlerden gelen saptırılmış haberler hemen Aydınlık Gazetesi’nde yer bularak Kuzey Kıbrıs’taki derin yerlerin gazetesi olan Volkan Gazetesi’nde bu yalan –yanlış haberler derhal yer aldı ve bize karşı kullanıldı.
Bu saldırılar olurken bu saldırılara resmi devlet televizyonu ve radyosu da aracı oldu.
Televizyonda aleyhimize bildiriler okunurken postal ve tanklar resmi geçit törenleriyle Milli Şahlanış havalarında gösterildi. UHH bildirilerindeki adım büyük harflerle yazılarak, adeta birilerine vurulmam veya linç edilmem için hedef gösterildim.
SESONLINE.NET
DEVAM EDECEK