Sevgili Sami Özuslu’nun sabah programlarında artık gelenekselleşmiş durumda. ‘Kıbrıslıca’ bir sözcüğün ne anlama geldiğini soruyor her sabah. Bilenler cevaplıyor bilmeyenler de öğreniyorlar.
Hiç duymamış olanlara komik gibi gelenler de var aralarında. Ama unutulmamalı ki bunlar, Kıbrıs halk dilinin özünde, gerçekten var olmuş, bazıları hala kullanılan bazıları ise unutulmaya yüz tutmuş sözcükler.
***
Bir sohbetteyiz. Üç-beş arkadaşla. İkisi Türkiyeli. Konu da bu. Yani Kıbrıs ağzı... Türkiyeli dostlara açıklamalarıyla, Kıbrıs ağzından bazı örnekler vermeye çalışıyoruz.
Sohbet devam ederken Kıbrıslı arkadaşlardan biri, bir tanıdık için, “İ...ye bak sen ?” deyiverdi.. Türkiyeli arkadaşlardan biri ‘Aaaa o i....ne miydi ?..Bilmiyordum..” demez mi ? Konu bu noktadan itibaren bambaşka örneklere sıçrayıverdi. Anlatmaya çalıştım.
“Kıbrıslılar arasında küfürlü hitap bir gelenek gibidir. “Noldu be i....e ?”... “Ne var ne yok be p...t ?”... “Pe....ge bak sen...”.... “Vay p...t - pe...ng vay...” v.b.... Kıbrıslının ağzında bunlar, küfür etmek için değil, çok samimiyetten, sevgiden kaynaklanan seslenişlerdir çoğunlukla. Hatta örneğin, birisinin çok atılgan, açıkgöz olduğunu anlatmak için ‘O......pu çocuğu’ ifadesi bile kullanılırdı... Yoksa kişi gerçekten p...t, gerçekten, pe....nk, gerçekten o.....pu çocuğu olduğundan değil” dedim. Türkiyeli arkadaşların ağızları açık, baka kaldılar. Haksız değillerdi çünkü Türkiye’de bu tip hitaplar cinayet nedeni bile olabiliyordu.
***
Manilerimizde de şarkılarımızda türkülerimizde de vardı küfürlü sözcükler. Türk olsun Rum olsun, hiçbir Kıbrıslı yadırgamaz, yadırgamadı....
Şimdilerde kaldı mı bu alışkanlık ? Dünyadan başka örnekleri de var mı bunun ? Hiç bilmiyorum. Umurumda da değil doğrusunu isterseniz. Çünkü biz buyuz ve halimizden de memnunuz. Yahut memnunduk.
Sevgilier Günü
Her yıl 14 Şubat’ın ‘Sevgililer Günü’ olarak kutlanması bizim buralarda da gelenek oldu. Özellikle gençler arasında, yılın, kutlanılması gereken en önemli günlerinden biri olarak kabullenildi.
Geçtiğimiz Perşembe Şubat ayının 14’üydü. Yani, ‘Sevgililer Günü’ idi. Adanın dört bir yanında kutlandı. Hediyeler dağıtıldı, çiçekler sunuldu v.s.
Nedir ‘Sevgililer Günü’ ? Merak edenleriniz oldu mu ?
Biliyor muydunuz ?
• Bizdeki adı ‘Sevgililer Günü’. Ama, batıdaki adı “St.Valentine’s Day’...
• St. Valentine, yani, Aziz Valentine, M.S. 270 yılında yaşamış Katolik bir Piskopos...
İmparator II.Claudius döneminde yaşamış.
*İmparator, askere alınacak gençlerin evlenmesini yasaklamış. Ama Piskopos Valentine, gizli gizli aşık gençlere nikah kıymaya devam etmiş. İmparator bunu öğrenince, Piskopos’u tutuklatmış ve idam etmiş.
• Bu özel gün, hep bu özel olaya bağlanarak anlatılıyor ama işin ilginç yanı 14 Şubat tarihinin söz konusu olayla bir ilgisi yok.
• 14 Şubat’ın ‘St. Valentine’s Day’ olarak kutlanmasının doğum yeri İngiltere.. Tarihi ise 18. Yüzyıl.
• ‘Tüketim harcamaları’ bakımından yılın önemli ‘özel’ günlerinden biri. Bu nedenle, bazı çevrelerde de Kapitalist Düzen’in yarattığı bir gün olarak kabul ediliyor.
• Hristiyan dünyasının bütününde kutlanıyor. Ama başta Suudi Arabistan olmak üzere çok sayıdaki Arap Müslüman ülkelerde ‘Sevgilier Günü’ kutlaması yasak.
Sokak Ağzı
“Nasıl hapishanedir be amma bizim bu hapishane ? Mahkumlar dilediklerinde kaçabiliyorlar. Öyle filmlerdeki gibi tüneller kazarak, binbir numaralar dönerek de değil... Hayret doğrusu”
***
“Geçen gün, Lefkoşa’nın en işlek caddelerinden birinde trafikteyim. 04 plakalı br araba çok tehlikeli bir şekilde arkadan geldi önüme girdi zorla. Ellerimi kaldırdım, ‘Nedir be yaptığın ama ?’ der gibi bir işaretler yaptım. Gördü. Bir hışımla indi arabadan ve yanıma geldi, arabamın kapısını açmaya çalıştı. Belli ki beni dövmeye gelmişti. Allah bilir silah da çekecekti. Etraftan birileri engelledi de dayak yemekten kurtuldum... Kahroldum. Bunları da mı görecektik ?”
***
“Metehan özellikle hafta sonlarında ve tatillerde bir rezalet oldu. Lütfen..Rica ediyorum..Yetkililer bir gelip yerinde görsünler. Bana göre, hem gidiş-geliş yollarının çoğaltılması lazım hem de Mağusa kapısının da açılması lazım.”
***
“Padişah Osmanlıysa tebası da Osmanlıdır... İmparator Türk ise, otomatik olarak tebası da Türktür (!!!)...Nedir şikayetiniz Türk (!) takımı GS onbir yabancıyla oynuyor diye ?”
***
“Takım yenilince suçlu hakemler...Takım galip gelince tıss yok... Türk hakemleri tamam değil... Yabancı hakemler de Türk düşmanı...Ne olacak bu mantığığın sonu bilemiyorum”
Anlayana
“Din sokaktaki insanlar tarafından doğru, filozoflar tarafından yanlış ve siyasetçiler tarafından da gerekli olarak görülür.” (SENECA)