Kıbrıs’ın sosyal yaşamında kendisini tarihe yazdıran bir dönemdi 2.Dünya Savaşı.
Ve dolayısıyla bu savaşa özellikle ekonomik sıkıntılardan dolayı katılan, alacakları askerlik maaşıyla evinin, eşinin, çocuklarının ya da aile büyüklerinin geçimini sağlayacak olmanın zorunluluğu, böylesi bir askeri orduya katılmanın ilk nedenlerindendi.
Elbette bazı gençler için macera yanı da olmuştur. Ama ister ekonomik isterse macera açısından bu katılım gerçekleştirilsin, geride gözü yaşlı insanlar da bıraktığı, kendi içerisinde trajik öyküleri de hatıralara yazdırdığı bir gerçektir.
Evet, biraz sonra okuyacağınız haberde de yer aldığı gibi “bir fasıl” kapanmıştı. Bu fasıl acılarla, umutlarla, bekleyişlerle, kavuşmanın mutluluğu, kavuşamamanın acısıyla kapanmıştı.
“Hür Söz-09 Şubat 1950-syf:4
Kıbrıs Alayının Son Geçit Resmi
Kıbrıs Alayı’nın Polemidya’da yapılan dağıtma geçit resmi ile dün (Çarşamba) tarihin bir faslı kapanmıştır.
Ekselâns Vali geçit resmi efradını teftiş edip selâm almıştır.
Loyal Alayı’na mensup yüz subay ve er, sancak ve bando takımları ile takviye edilmiş oldukları halde, bir şeref kıtası teşkil etmiş bulunuyordu. Bunlar, “Auld Lang Syne” marşının nağmelerine uyan ağır adımlarla Kıbrıs Alayı’nın önünden geçtiler.
Ekselâns Vali’nin veda nutkunu yarın neşredeceğiz.”
Kıbrıs tarihimizdeki bir dönemin kapanışını, Ekselâns Vali’nin uzun konuşmasıyla biz de kapatıyoruz.
“Hür Söz-10 Şubat 1950-syf:2
Kıbrıs Alayının Son Geçit Resminde Ekselâns Valinin Verdiği Veda Söylevi
Bu, Kıbrıs Alayı’nın kısa fakat vak’alarla dolu tarihinde merasim maksatları için yapılan en son geçit resmi oluyor.
Alay’ın en son kalan bu birliğine Kıbrıs’ın yapmak istediği veda merasimini tes’id için burada bulunuyoruz. 1939’dan beri onun saflarından geçen ve şimdi temsil etmekte olduğumuz her ferdin başarısını tanımak için burada bulunuyoruz.
Yanı başımızda, “Quebec” günlerinden beri şimdi iki yüz seneyi bulan bir müddet İngiliz tarihinin bir çok buhranlı safhalarında namlı hizmetler görmüş olan daimi bir piyade alayına mensup bir müfreze yer almıştır. Bunlar, size son bir cemile yapmak ve böylelikle hapimizin mensup bulunduğu İngiliz Ordusunun birlik ve beraberliğine işaret etmek üzere buraya sıralanmışlardır.
Bu geçit resminin, Kıbrıs Alayı’nın meydana getirilip talim ettirildiği ve evvelce de elli seneden fazla bir müddet bir çok muhtelif İngiliz Alaylarına mensup müfrezelerin birbirlerini müteakip hizmet gördükleri Polemidya’da yapılması yerindedir. Harice gönderilmezden önce, asker sıfatı ile talim ve terbiyelerinin müteaddit safhalarından geçmek üzere, Polemidya’ya her ferd gönüllü olarak Adanın her tarafından Kıbrıslılar gelmiştir.
Bu sabah, bu kesif asker teşekkülünün selâmını alırken ve tüfek ve diğer talimlerindeki güvenli ve yerli yerinde muntazam hareketlerini seyrederken, hafızamda bu talim meydanında on sene evvel olan bambaşka sahneler canlanmış bulunuyor. O zaman, bazan hepsi takriben bini bulan 30 kişilik yeni asker takımları bu sıkışık yerde aşağı yukarı ve birbirlerinin aralarından yürütülerek kendilerinin ve talimcilerinin karşılaştıkları tecrübesizlik, lisan ve teçhizatsızlık zorluklarını zaman ile yenmeyi öğrenirlerdi. Askeri şuranın geçenlerde gönderdiği bir mesajın kullandığı tabirler ve zorlukları yendiler.
On sene içerisinde, bu yerde on dört bin kişi talim gördü. Eğer, bunların hepsini de bu sabah burada toplamak mümkün olsa idi, altı mil uzunluğunda yahutta buradan Leymosun’a kadar olan mesafenin iki misli kadar uzun bir kol teşkil edeceklerdir. İlk senelerde onlara müsade edebilen şey ancak iki üç aylık bir talim idi. Gerçi talim müddeti daha sonra uzatılmışsa da bu usul bütün harb esnasında böyle devam etti ve Kıbrıs Alayı’nın son birliği vatana döneli bir seneden fazla değildir.
Alay’ın hariçteki hikâyesi, bildiğiniz gibi, birçok sahalarda ve çok çeşitli tarzlarda görülen devamlı ve fiili hizmetin bir hikâyesidir. Alay, Kraliyet Topçuları, Kraliyet Mühendisleri, Kraliyet Ordu Hizmet Kolları –gerek hayvan gerekse motörlü taşıt vasıtalarında- Kraliyet Ordu Levazım Teşekkülleri ve Kraliyet Kazmacı Birlikleri olarak hizmet görmüştür. Alay esas itibarıyle taşıt ve kazmacı birliklerinden müteşekkildi. Alay mensupları, 1940’da Fransa’da, 1940’dan 1943’e kadar Batı Çölde, 1944’de Eritre’de ve Suriye, Yunanistan ve Girit’te hizmet etmişlerdir. Küçük yardımcı birlikler sıfatıyle Sekizinci Ordu ile beraber Tunus’a kadar gitmişler ve gene hayvan taşıt birlikleri olarak İtalya’daki bütün savaş boyunca vazife görmüşlerdir.
Almayna’dan esirlikten kaçan birkaç kişi Kuzey-Batı Avrupa’daki Müttefik harekâtına iştirak ederek vazifelerini bitirmişlerdir. Esir olarak ta Akdeniz bölgesinde birçok Müttefik askerlerinin kurtulmalarına şecaat ve maharetle yardım etmişlerdir.
Alay’da alınan nişanlar ve askeri tahriratta geçen isimler ferdi şecaat ve fedakârlığı isbat ediyorsa da birlikler ve teşkiller icraatlarının umumi seviyesiyle tanınmaktadırlar. Tecrübeli ve profesyonel askerlerin şu kanaatını burada tekrarlamak istiyorum: Kendilerinden ne istendiğini anladıkları ve istenilen şeyi yapabileceklerini bildikleri zaman imtihan ne kadar çetin olsa da, Kıbrıs askerleri acil bir ihtiyaç karşısında fevkalbeşer gayret serfetmek hususunda kayda şayan kabiliyet ve istidat göstermişlerdir.
Kazmacı ve motorlu taşıt bölükleri komutanları da askerlerinin tavrı hareketleri hakkında buna benzer teyitlerde bulunmuşlardır. Harp safında bulunmıyan askerler hususunda Alay’ın zayiatı ağırdır. Muharebe esnasında ise yüzden fazla asker ölmüştür. Onların akrabaları bu gün bilhassa hatıralarımızda canlanacaktır.
On seneden biraz fazla bir müddet evvel kurulduğu zamandan beri Kıbrıs Alayı’nın menkibeleri işte kısaca böyledir. “O, asla unutulmıyacak bir numune yaratmış ve bir an’ane kurmuştur.” Askeri Şura’nın mesajında öyle denmektedir. Bu menkibeler ile Kıbrıs daima iftihar edecek ve son anlarda onları hâlâ yaşatmakta olan sizlere teşekkür ve tebriklerimi sunarım. Sizden evvel gidenleri, şimdi Kıbrıs’ta tekrar yerleşmiş olanları ve şimdi Kıbrıs’tan ayrı bulunanları –nerede olurlarsa olsunlar- sizin namınıza selâmlarım Kıbrıs namına da size, hepimize İyi Talih ve Yol Açıklığı dilerim.”