“40 yıl içerisindeki gelişmeleri hep beraber yaşadık, neler yaşandı biliyoruz. Hiçbir zaman Kıbrıs rahat bırakılmadı. Her zaman bir takım şeyler empoze edilmeye çalışıldı. Özellikle son dönemde Kıbrıs’ın ön plana çıkarılan, hoşgörü kültürünü etkileyecek girişimler oldu. Bu en çok da din konusunda yapıldı.”
“Kıbrıslıların özellikle laikliğini sindiremeyen Türkiye yönetimi, dini açıdan buranın kültürünü, dini davranışlarını kendine benzetmek için girişimler yaptı. İlahiyat okulları açıldı. Şimdi bunlara ilave olarak artık bir de dışardan durumdan vazife çıkaran, harekete geçen güçler ülkede örgütlendi. Bunların hiçbiri tasvip edilemez.”
“Türkiye’de söylenen bir sözü, hemen burada durumdan vazife çıkararak, kendilerine bir takım görevler biçmek, bir yayın organına saldırmak hiçbir zaman demokraside olmayan şeylerdir ve tasvip edilemez. Ben Türkiyeli ve demokratik bir insan olarak bunu tasvip etmiyorum. Bunu Kıbrıslılar da yapsa tasvip etmem.”
“Bu yaşananlar düşünerek yapılan şeyler değildir. Emir komuta şeklinde yapılmaktadır. Bazı örgütler de bundan kendilerine vazife çıkarıyor. Böyle olunca da ipin ucu kaçıyor. Türkiye kökenliler, burada yaşamayı isteyenler öncellikle Kıbrıs’taki demokrasiye saygı duymalıdır ve ortak noktalarda birleşmelidir.”
“Kıbrıslılar sadece demokratik ortamlarının, laik ortamlarının devam etmesini kendilerine gaile ediniyor. Yoksa burada Türkiyeliler istenmiyor diye bir şey asla söz konusu olamaz. Fikir ayrılığı tabi ki bugün aynı siyasi parti içerisinde olan insanlarda bile olabiliyor. Ama herkes hoşgörülü, birbirinin fikir ve düşüncesine saygılı olmak durumundadır.”
Fayka Arseven Kişi
40 yıl önce adaya Türkiye’den gelip yerleşen Oğuz Etçi, geçtiğimiz hafta Afrika Gazetesi ve Meclis’te yaşananlara dair, “tasvip etmiyorum. Kıbrıslı Türkiyeli ayırımı olduğuna da inanmıyorum. Ama yıllardır Kıbrıs rahat bırakılmadı” yorumunda bulundu.
“Bu yaşananlar düşünerek yapılan şeyler değildir. Emir komuta şeklinde yapılmaktadır” diyen Etçi,
“Bazı örgütler de bundan kendilerine vazife çıkarıyor. Böyle olunca da ipin ucu kaçıyor. Türkiye kökenliler, burada yaşamayı isteyenler öncellikle Kıbrıs’taki demokrasiye saygı duymalıdır ve ortak noktalarda birleşmelidir” vurgusunda bulundu.
“Türkiye’de söylenen bir sözü, hemen burada durumdan vazife çıkararak kendilerine bir takım görevler biçmek, bir yayın organına saldırmak hiçbir zaman demokraside olmayan şeylerdir ve tasvip edilemez” ifadesinde bulunan Etçi, “Ben Türkiyeli ve demokratik bir insan olarak bunu tasvip etmiyorum. Bunu Kıbrıslılar da yapsa tasvip etmem” dedi.
Oğuz Etçi ile geçen hafta yaşana olayları konuştuk.
YENiDÜZEN: Ne zamandan itibaren Kıbrıs’ta yaşıyorsunuz?
Oğuz Etçi: Kıbrıs’a geleli 40 yıl oldu. Türkiye’de gergin, 12 Mart’a doğru giden bir ortam vardı. Çatışma kültürü çok yaygındı. O dönemlerde eşimle birlikte Kıbrıs’a geldik. Eşim Kıbrıslıydı. 1978’de buraya temelli adım attık.
40 yıl önce buraya geldiğimde ilk dikkatimi çeken ki bir çatışma ortamından geliyordum; Kıbrıslıların hoşgörüsü. Çok kültürlü, birbirilerine karşı demokratik davranmaları… Kıbrıslılar kavga veya tartıştıktan sonra birbirileriyle hiçbir şey olmamış gibi aynı masa etrafında oturup sohbet edebiliyor. Bunlar güzel şeyler… Bu önemli bir şey… 40 yıl önce de ben bunu gördüğümde Kıbrıs’a çok erken alıştım.
Ama 40 yıl içerisindeki gelişmeleri hep beraber yaşadık, neler yaşandı biliyoruz. Hiçbir zaman Kıbrıs rahat bırakılmadı. Her zaman bir takım şeyler empoze edilmeye çalışıldı. Özellikle son dönemde Kıbrıs’ın ön plana çıkarılan, hoşgörü kültürünü etkileyecek girişimler oldu. Bu en çok da din konusunda yapıldı. Kıbrıslıların özellikle laikliğini sindiremeyen Türkiye yönetimi, dini açıdan buranın kültürünü, dini davranışlarını kendine benzetmek için girişimler yaptı. İlahiyat okulları açıldı. Şimdi bunlara ilave olarak artık bir de dışardan durumdan vazife çıkaran, harekete geçen güçler ülkede örgütlendi. Bunların hiçbiri tasvip edilemez.
Kişiler Kıbrıs vatandaşlığına alındıysa, buradaki yasalara, kurumlara saygılı olmak zorundadır. Bizim zamanımızda vatandaşlık yemini vardı ve orada bağlılık yemini ediliyordu. Ama şimdi görüyoruz ki son vatandaşlık politikaları hatalı, rasgele vatandaşlık yapılıyor. Bu vatandaş yapılanlarının da bazılarının asıl gailelerinin burada yaşamak değil buradaki yönetime etki etmek için çaba sarf ettiklerini görüyoruz.
YENiDÜZEN: Hep bir söylem vardır ‘küçük Türkiye’… Bu mu yaratılmaya çalışılıyor?
Oğuz Etçi: O vizyon ile gelen insanların oluşturduğu bir takım dernekler var. Bunların hepsi Kıbrıslılığa terstir. Dolayısıyla Türkiye’de söylenen bir sözü, hemen burada durumdan vazife çıkararak kendilerine bir takım görevler biçmek, bir yayın organına saldırmak hiçbir zaman demokraside olmayan şeylerdir ve tasvip edilemez. Ben Türkiyeli ve demokratik bir insan olarak bunu tasvip etmiyorum. Bunu Kıbrıslılar da yapsa tasvip etmem. Bu olaylar nedeniyle Kıbrıslıların milli iradesini temsil eden sembolik binanın tepesine çıkıp, bayrak açılması hiçbir şekilde kabul edilemez. Buna karşın polisin tutumu hiçbir şekilde kabul edilmez ve kınanmalıdır. Aslında Kıbrıslıları da o tedirgin etmiştir. Polisin işlevsiz kalıp can güvenliliğinin hiçe sayılması halkı tedirgin etmiştir. Dolayısıyla polisin sivile bağlanmasının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Mutlaka bunun üzerine gidilmelidir.
“Buradaki demokrasiye saygı duyulmalı”
YENiDÜZEN: Kıbrıslı-Türkiyeli diye bir uçurum var mı? Birbirlerini sevmiyorlar mı? Yoksa bilinçli olarak bu yaratılmaya çalışılıyor?
Oğuz Etçi: Çok daha önceden Türkiye’den gelen ve burada yaşayan Türkiyeliler daha fazla çoğunlukta ve onlar Kıbrıslılığı da benimsemiştir. Diğer kısım azınlıktadır. Siyasi temsilliyetten de anlaşılıyor. Ama Kıbrıslılığı benimsemiş olanlar da dayanışma ve demokrasi birliği oluşturdu. Bu azınlık kısmı da buna davet etmek gerekiyor. Bu arada siyasetten söylenecekler de var. Nasıl ki bir zamanlar Erdoğan, Denktaş’a ‘propagandanı sen kendi ülkende yap’ dediyse burada da o şekilde olmalı. Ülkeler birbirlerine saygı göstermesi gerekir. Çünkü bu yaşananlar düşünerek yapılan şeyler değildir. Emir komuta şeklinde yapılmaktadır. Bazı örgütler de bundan kendilerine vazife çıkarıyor. Böyle olunca da ipin ucu kaçıyor. Türkiye kökenliler, burada yaşamayı isteyenler öncellikle Kıbrıs’taki demokrasiye saygı duymalıdır ve ortak noktalarda birleşmelidir.
YENiDÜZEN: İlerisi için bir tehlike görüyor musunuz? Yoksa bu gerilimin önü alınacak mı?
Oğuz Etçi: Türkiye’dekine paralel olarak burada da baskılar devam edecek. Ama bunun ileri boyuta taşınacağını sanmıyorum. Her türlü yasamız var ve olaylar bunlar üzerinden çözülmelidir. Alınabilecek birçok tedbir var. Belki bundan sonra iktidara gelenler vatandaşlık uygulamasını daha titiz yapabilir. Gerçekten burada yaşayan, gerçekten burada ailesi olan, çocukları ile birlikte burada bir hayat kurmak isteyen ve gerçekten burayı benimseyen, demokrasine önem veren kişilere vatandaşlık verilmelidir. Uzlaşı olması da gerekir. Toplumlar da uzlaşmalı ve birbirine saygı göstermelidir.
YENiDÜZEN: Türkiye’den gelen insanlarla yeterince iletişim mi kurulamadı? Yoksa bu ayrılığı yaratacak yönlendirmeler mi yapılıyor?
Oğuz Etçi: Bir kısmın böyle olduğunu kurulan derneklerden görebiliyoruz ve bunların iflah olması zor. Ama gerçekten yaşamlarını buraya kurmuş olan Türkiye kökenlilerin zamanla buraya adapte olduğunu gördük. Birçok Türkiyeli arkadaşımız da artık kendini Kıbrıslı hissediyor. Çünkü yıllardır burada yaşıyor, çocuğu burada doğmuş, burayı evi bilmiş, buradaki demokratik düzene kendini alıştırmış, yaşam şekline uyum sağlamış, Kıbrıslı birçok dost biriktirmiş belki aile bağı kurmuş. Yani artık kendini buraya ait hissediyor. Şimdi böyle bir Türkiyeli vatandaş profili son yaşanan olaylara karşıdır.
‘Bu Kıbrıslılar bizi hiç sevmiyormuş’ önyargısı…
YENiDÜZEN: Kıbrıslılar, Türkiye kökenli vatandaşlara karşı haksızlık yapıyor mu?
Oğuz Etçi: Ben bunu neredeyse her gün yaşıyorum. Türkiye’den otele gelen müşteri daha gelir gelmez ‘bu Kıbrıslılar bizi hiç sevmiyormuş’ derler bu da tamamen önyargıdan kaynaklanıyor. Ama yaşadıktan sonra aslında durumun hiç de söylenildiği gibi olmadığını görüyorlar. O nedenle ben Kıbrıslıların, Türkiye kökenli vatandaşlara herhangi bir saygısızlık yaptığını görmüyorum. Ama nedense bu algı yaratılmaya çalışılıyor. Kıbrıslılar sadece demokratik ortamlarının, laik ortamlarının devam etmesini kendilerine gaile ediniyor. Yoksa burada ‘Türkiyeliler istenmiyor’ diye bir şey asla sözkonusu olamaz. Fikir ayrılığı tabi ki bugün aynı siyasi parti içerisinde olan insanlarda bile olabiliyor. Ama herkes hoşgörülü, birbirinin fikir ve düşüncesine saygılı olmak durumundadır. Kıbrıslılara o nedenle bir hata yüklemek doğru olmaz. Ama hükümet eden UBP’nin bu konuda bilinçli veya bilinçsiz hataları olmuştur. Umarım özellikle vatandaşlık konusunda ciddi ve radikal kararlar alınır.
YENiDÜZEN: İlahiyat kolejlerine ihtiyaç var mı?
Oğuz Etçi: İlahiyat kolejleri benim gözümde acıklı bir durum. Kıbrıs’ın yapısında olmayan, zorlama yaptırımlar. Türkiye’deki iktidarın bakış açısını buraya yansıtmasıdır. Dolayısıyla toplum üzerinde Türkiye’de yaptıkları gibi dini yaygınlaştırarak etkili olmaya çalışıyorlar. Bu çok tehlikelidir. Mutlaka bunun önü alınmalıdır. Kıbrıs toplumunun imama da hatibe de ihtiyacı yoktur. Zaten kaç kişilik toplumuz ki koca koca camiler, okullar kuruluyor.
YENiDÜZEN: 10 yıl sonra nasıl bir Kıbrıs görüyorsunuz?
Oğuz Etçi: Çok kötümser değilim. Sorunların iyiye doğru aşılacağını düşünmekteyim. Kıbrıslıların karakteri buna uygun. Pes etmememiz, inandığımız ilkeler doğrultusunda dik durmamız ve savunmamız gerekir.