Neriman Cahit
60 VE 74 KUŞAĞI…
Ben, 1960 Sonrası: “Kıbrıs Rum Şiiri”ni konu edeceğim ve bu süreçte şiire damgasını vurmuş iki önemli kuşağın – 1960 ve 74 Kuşağının üzerinde duracağım…
Bu iki tarih de, Kıbrıs’ın tarihinde çok önemli ve etkin rol oynamış, hem Kıbrıs Türkleri hem de Kıbrıs Rumları için “Miladi” diyebileceğimiz birer etken olmuşlardır…
KIBRIS ŞİİRİ…
Ama, buna geçmeden önce “Kıbrıs Edebiyatın’dan” özetle söz etmek gerekirse: Bu bağlamda Kıbrıs’ta bulunan en eski ‘Yazılı Belge’, M.Ö. 15. Yüzyılda Engomi’de bulunan, Kıbrıslı – Minos Dili, bir diğer tanımıyla, Kıbrıs – Arkadya Dili ile yazılmış ilk alfabedir ki… Dünyada kendi yazı ve alfabesini yaratabilmiş en eski 5 dilden biridir bu dil… Bu belge, zengin ve köklü bir kültürün de göstergesidir…
Ama maalesef, çok uzun süredir Kıbrıslı Türk ve Rumlar, kendi Dil ve Edebiyatlarının, Kıbrıs’ın esas Dil ve Edebiyatının “Temeli” olduğunu iddia etmektedirler… Bu ise, sadece siyasi kaygı ve ideolojiden kaynaklanmaktan öte bir şey değildir… Çünkü, Kıbrıs’ın Edebiyatı’nda, Osmanlı – Türk ve Elen – Rum Edebiyatı yanında, Fenike, Asur, Arap, Maronit, Ermeni, Lüzinyan ve Venediklilerin de bu Edebiyatta yerleri ve kökleri olduğunu görmezlikten gelemeyiz…
KIBRIS RUM ŞİİRİ - 60 KUŞAĞI…
1960 Tarihi, Kıbrıs’ın – Londra ve Zürih Anlaşmaları sonucu - İngiliz Yönetimi’nden kurtularak, içinde yaşayan 2 halkın – Kıbrıs Türk ve Rumların ortaklığına dayalı bir Cumhuriyetin kurulduğu tarihtir… Bu tarih, her iki toplumun da kendi özgürlükleri ve ortak devletlerini gerçekleştirdikleri çok önemli bir olgudur.
Eğer dikkatle araştırılırsa görülür ki, her iki toplum da neredeyse aynı sosyal, toplumsal ve kültürel şartlardan geçmiştir…
Bizim konumuz, ‘Rum Edebiyatı’ olduğu için onun üzerinde yoğunlaşacak ve (1960 ve 74 Kuşağı) üzerinde duracağız…
60 KUŞAĞI…
Bu kuşak, (1955-60) yoğun EOKA Mücadelesinin içinde yoğrulmuş, onun izlerini taşıyan bir kuşaktır… Tıpkı aynı dönemde, Kıbrıs Türk Şairlerinin, Türk Mukavemet Teşkilatı - TMT’nin izlerini taşıdıkları gibi…
Bu kuşağı özetlemek gerekirse: “Bağımsızlar Kuşağı” diyebiliriz. Gayet uzun, ağır baskılı ve yasaklı bir “Sömürge Dönemi”nden sonra ilk kez gelen özgürlük ve bağımsızlık, gerçekten de, Kıbrıs Rum Şiirinde müthiş bir “Patlamaya” neden olmuştur. Bu patlama ise, 2 ayrı kolda - Sol ve Sağ İdeolojilerin etkisinde, yürümüştür… Şöyle ki, Sağda: Önce İngiliz Sömürge Yönetimi, daha sonra da Kıbrıs Türkleriyle yapılan yoğun çatışmaların ağır izlerini taşıyan bu kuşağın şiirinin Temel Öğeleri: Milliyetçilik, Milli Duygular ve Öğelerdir…
Bu şiirler genelde, o günlerin duygularını, düşünce ve heyecanlarını yansıtan çoğu klişeleşmiş, ‘Güncel ve Politik Sloganlardır’… Ki, bunlar, 1920’lerden beri sürdürülen ‘ENOSİS’, yani, Kıbrıs’ın Yunanistan’la Birleşmesi Ruhunu taşımaktadır…
***
Soldaki Şairlere Gelince: Bunlar, çalışmaları, yorumları ve yazdıklarıyla “Sosyalist Gerçekçiliği” öne çıkarmışlardır…
Her iki tarafın ortak bir özelliği ise, biçim olarak, tarz olarak, aşağı yukarı aynı çizgide sayılabilmeleridir… Üzerinde, Yunan Şiiri’nin çok açık ve belirgin bir etkisi olan bu şiiri eleştirmenler şöyle tanımlar: “Tutucu, Geleneksel, Muhafazakarlığa Açık Burjuva Şiiri…”
DEVAM EDECEK