Kıbrıs’ın özünü ve kültürünü yaşatmaya çalışan gizli kalmış bir değer, Hasan Farazi…
“Kıbrıs şivesine sahip çıkalım”
Gençliğinden bugüne kadar Kıbrıs’ın gerçek kültürünü kaleme almış, maniler ve türküler yazmış bir Kıbrıslıdır Hasan Farazi. 67 yıldır Kıbrıs insanının kendi diline, kendi lehçesine sahip çıkması için büyük emekler vermiş, panellere katılmış, kitaplar yazmış bir değer O. Ancak tanınmamış, kendini ön plana çıkarmamış bir kişiliktir Hasan Farazi. Kıbrıs insanının nereden nerelere geldiğini, ne değişikliklere uğradığını ve Kıbrıs şivesinin nasıl değiştiğini üzüntü ile izleyen bir isimdir. O, eski Kıbrıs insanlarının gerçek Kıbrıs diline hakim, onu yaşatmak için parodiler yazan bir Kıbrıslıdır…
HAFIZALARDAN, KAĞIDA…
17 Temmuz 1944 yılında Baf’ın Magunda (Yakacık) köyünde dünyaya gelir Hasan Farazi. Yıllarca ekmeğini çıkarmak için dağ bayır demeden uğraşır. Bu arada Kıbrıs lisanı için geleceği hisseder gibi notlar tutmaya başlar. Gençlik yıllarında başlayan bu merak bugünlere kadar uzanır. Binlerce hatıra, binlerce not ve binlerce hikaye hafızalarda kazılıdır. Kıbrıs şivesinin giderek bozulmasından, kelimelerin gerçek anlamlarından saptırılmasını ve anlaşılmamasından dolayı isyan eder Hasan Farazi. Halk Dansları Topluluklarında da sergilenen kıyafet ve oyunlarının da doğru olmadığını ileri sürerek çoğu şeyin yanlış olduğunu, bunları da katıldığı konferanslarda dile getirdiğini aktarır.
“ŞİVEMİZİ KORUYALIM…”
O ülkesine, diline ve insanına aşık bir Kıbrıslıdır. Kıbrıs şivesini yaşatmaya ant içmiş bir yazardır. Şevket Öznur ve Mahmut İslamoğlu gibi isimlerle birlikte Kıbrıs kültürünü en doğru şekilde yaşatmak için büyük emekler sarf eder. “Kıbrıs şivemiz giderek İngilizce, Türkçe ve Rumca ile karışarak şimdilerde farklı bir boyuta getirildi. Bizler Kıbrıs lisanını bırakarak, dilimizi heba ettik. 100 lisan konuşuruz ama esas kendi lisanımızı konuşmuyoruz. Kıbrıs olarak bütün kültürel değerlerimizi kaybettik ama bari şivemize mesafe koyup, sahip çıkalım. Atalarımızın dilini koruyalım.”
YAZIYORUM, YAZMAYA DEVAM EDECEĞİM…
Şu anda kullanılan şivenin çok değiştiğini, esas anlatılmak istenilen şeyin anlatılamadığını aktarır Hasan Farazi. “Küçüklüğümden beri bu yazma merağım var. Kıbrıs meselesi bizim ortaya çıkışımızı engelledi. Sesimizi duyuramadık. Eski yazdıklarım hep dağlarda kaldı. Ama yazmaya devam ediyorum” diyen Farazi, bin maniden oluşan kitap ve 20- 30 türküden oluşan iki kitabının çıkmaya hazır olduğunu belirtiyor. Kıbrıs manileri ve Kıbrıs türküleri yanında Kıbrıs şivesini koruyan parodiler de yazdığını dile getiren Farazi, “parodilerimi tiyatrolara vermek istedim ama eski Kıbrıs dilini konuşamıyorlar. Şivemiz diğer birçok dille karıştığı için kaybolup gitti. Tiyatrodakiler tam vurguları yapamayacağı için bugüne kadar biriktirdiklerimin heba olmasını istemiyorum” diyor.
“BİZİM MÜZİĞİMİZ BAMBAŞKA”
Kıbrıs’ın kültürünün şu ana kadar 4’te 1 oranında yazıldığını söyleyen Hasan Farazi, “kültürümüzün hep bulunduğu, hep sürdürüldüğü sanılıyor ama ne bulundu ne de sürdürüldü. Yapılanların hepsi yanlıştır. Yazılan çoğu kitap aslına uygun değil, eksikler var” diyor. Ve kültürümüze şöyle değiniyor: “Örneğin folklor ekipleri 1571’den 1971’e kadar kültürü yansıttıklarına inanmam, müsaade de etmem. Şivenin ya da oyunların içinde alıp da kelimeleri çevirip konuşamayız. 1974’den sonra Çağdaş Müzik olarak yapabilirler. Bizim müziğimizde, keman, davul, tambura, döblek (darbuka) var. Bizim müziğimiz hafif ve sadedir. Bizim müziğimizde bateri yok, bu müziğimizi yansıtmıyor.”
HASAN FARAZİ’DEN MANİLER…
Havluya eker incir
Dalına bağlar zincir
İpi fazla gelirsa
Ya azgınla ya gicir
//////
Memnun değil yataktan
Yavru bekler katırdan
O artık geri dönemez
Güneş doğsa batıdan
//////
Bu aşklar böyle biter
Sapkaç her şey örter
Günlerdir horoz bekler
Beytambal belki öter