Kıbrıs sorununun çözümü en çok hangi sektöre yarar?
Bence turizm…
-*-*-
Elbette ekonomiden anlayan insanlar için çok farklı sektörler de olabilir…
Mesela Kuzey Kıbrıs’taki Ercan Havaalanı, Dünya’nın en işlek “transit” havaalanı bile yapılabilir…
-*-*-
Peki Kıbrıs sorunu çözülmeden de turizm yapamaz mıyız?
Üzgünüm ama bunca yıldır yapamadık!
-*-*-
Ve rakamlar – nüfus bilgimiz gibi çok yanıltıcı olabiliyor…
Gözlemler ve dinlediğimiz turizmci yorumlarına göre özellikle son bir kaç yıldır ülkede turizm, gerçek anlamıyla yapılamamaktadır…
-*-*-
Ülkeye “turist” adı altında gelenlerin tamamına yakınının cebindeki ortalama par amiktarı 10 Euro bile değildir!
Buna turizm denmez, denmemelidir!
-*-*-
KKTC’de turizm, suç sektörünü büyütmekten başka hiç bir sektöre yarar sağlamamıştır!
-*-*-
KKTC’ye gelen bir çok turistin konaklama mekanı olarak seçtiği yer, Merkezi Cezaevi’dir!
-*-*-
Güney Kıbrıs’a bu sene 1.5 milyon İngiliz turist bekleniyor…
9’uncu ay sonuna kadar bu rakam 1.3 milyonu geçmişti…
-*-*-
Peki aynı dönemde KKTC’ye kaç İngiliz geldi?
Sadece 16 bin!
-*-*-
Yani mesela Ersin Tatar’a göre İngiltere’de 350 bin Kıbrıslı Türk yaşar…
Demek ki bunların hiç biri bu sene tatilini bu ülkede geçirmedi…
Haaa ama oy hakkı istiyorlar ki o da başka bir mesele…
-*-*-
Biz, kendi insanımızı bile kaybettik!
Londra’daki Kıbrıslı Türkler, yıllardır kendi ülkelerine tatile gelmiyorlar!
-*-*-
Turizm şu anda “yalan”dır!
Turizmden sorumlu bakanın açıklamaları sadece “hikaye”dir!
-*-*-
Şu anda Londra’daki dev turizm fuarına katılıyoruz ve Bakan diyor ki; “… Kuzey Kıbrıs’ın bilinirliğini daha da artıracağız!”…
Bu açıklama, tamamen havaya yapılmış; dostlar alış verişte görsün açıklamasıdır…
Boştur!
-*-*-
Turizm çökmüştür…
-*-*-
KKTC’yi temsilen Londra’dak turizm fuarına gidenlerin önemli bir bölümü, Ercan – İstanbul – Londra yerine; Larnaka – Londra’yı tercih etmiştir…
Bu bile “devletimizi sonsuza dek yaşatacağız” diyen hamaset ekipleri için başlı başına bir skandaldır!
Ayıptır!
Utançtır!
Hipokrasidir!
Tutarsızlıktır!
Muhtaçlıktır!
-*-*-
Turizmin olmazsa olmazı olan “uygun fiyatlarla ulaşım olanağı”nın olmadığının açık, hem de apaçık ispatıdır!
-*-*-
Kıbrıs sorununu çözmesek, turizm yapamayız!
-*-*-
Haaa, çözmeden önce de yapabileceklerimiz yok mu?
Ercan’ı uluslararası uçuşlara açmak olabilir mesela…
Nasıl mı?
Akılla!
Müzakereyle!
Maraş’ın iadesiyle…
Neden olmasın?
-*-*-
Yoksa Anavatanınız orayı gözüne kestirmiş durumdadır ve buna asla müsade etmez mi?
-*-*-
Tamam gezmeye gittiniz, harcırahınız da cebinizde, oteller de bedava ama bence boşuna yemeyin canınızı!
Rumlar getirsin turisti; belki bizim tarafa da bir kaç otobüs seferiyle insan gelir, sahte çanta satışlarımız yükselir!
Bizanslılar…
Sonunda UBP, hainleri yakaladı!
Çifte mühürlü üç oy pusulasını kimlerin yaptığını en nihayet öğrendiler!
Efendim, Doğuş Derya, Biray Hamzaoğulları ve Fazilet Özdenefe çift mühür vurmuş!
-*-*-
Nasıl yani?
Bu üç CTP vekili Ziya Öztürkler’i daha şiddetli desteklemek istedikleri için çift mühür vurmuşlarsa; o zaman 29 kişilik koalisyon vekillerinin “Judas” sayısı en az dokuz olur değil mi?
-*-*-
Be arkadaşlar, ortada doğrudur bir kaos vardır ve bu kaosun sorumlusu kesinlikle 29 kişilik UBP – DP – YDP vekillerinin içindedir…
Ne acı bir durum!
-*-*-
Ve özellikle üç tanesi, gayet bilinçli ve kasıtlı bir şekilde çifte mühürleri vurmuştur!
Üstelik önce tek mühür vurup fotoğrafını da çektiklerinden eminiz!
Ve bunlar, bizi yönetenlerdir!
-*-*-
Yani var olan kaosun, rezaletin sorumlularını CTP’de aramak ve yaşanan bu ahlaksız durumu CTP’ye yıkmaya çalışmak; Öztürkler’i de seçildi kabul etmek tek kelimeyle “aymazlık”tır!
-*-*-
Polis çağırın, oy pusulalarındaki parmak izlerine baksın!
-*-*-
Ya da yeni bir aday gösterin, 26’yı bulursanız, seçilsin…
-*-*-
Bilemediniz, erken seçim!
-*-*-
Sahi erken seçimden niye korkuyorsunuz?
Birbirinizi keseceksiniz değil mi?
Seilememekten korkuyorsunuz!
Sizi gidi Bizanslılar sizi!
-*-*-
Bu ülkeyi yönetmemeniz gerekiyor!
Bilmem farkında mısınız?
İngiliz Daily Mirror gazetesinin dünkü manşet başlığı (Fotoğraf) mükemmeldi… Başlıkta, “Zafer için dua edin, kaos için hazırlık yapın” deniyordu… Ve söz edilen “zafer” ve “kaos”; Amerikan seçimlerinin sonucundaki beklentiydi… Donald Trump yeniden başkan seçildi… İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu O’nu ilk kutlayandı… Ve Amerika’yı da Dünya’yı da bence çok ciddi bir kaos bekliyor… Peki KKTC’yi? KKTC’de UBP – DP – YDP koalisyon hükümeti, tarihin en rezil günlerini yaşamamızın başlıca sorumlularıdır; sahte ve hukuk dışı Meclis Başkanlığı seçiminde zafer kazandıklarını iddia ediyorlar… Oysa ortada apaçık bir kaos var… Hem de her açıdan kaos! Anavatan da kaosun baş destekçisi! Belki de bilerek bilmeyerek, isteyerek istemeyerek kaosun yaratıcısı bile olabilir… Ne zafer be!