Dila ŞİMŞEK
Yamaç Paraşütü işi ile uğraşan, Angela Gökaşan, Kıbrıs’taki yaşamını anlatıyor, adadan asla gitmeyi planlamadığını söylüyor.
Yeni Zelandalı Gökaşan, 23 yıldır Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşıyor. 20’li yaşlarındayken, Kıbrıslı eşi ile olan evliliği sonrasında adaya yerleşen Gökaşan, yamaç paraşütü işletmeciliği yapıyor.
“Türkiye’de bir sene yaşayıp buraya geldiğim için, aradaki farkı da gözlemleyebildim”
Eşi ile Türkiye’de tanıştıklarını anlatan Gökaşan, “Eşim Fethiye’de yamaç paraşütü işi yapıyordu. Ben de yaz tatili için, üç aylığına oraya gitmiştim. Bir yaz aşkı olarak başladı ilişkimiz, yamaç paraşütü için işletmesine gittiğimde tanıştık. İşler ciddileştiğinde ise, Kıbrıs’a ailesi ile tanışmaya geldim. Evlilik ve çocuğumuzun olması ile buraya yerleştik” diye konuşuyor.
Kıbrıs’a ilk geldiğinde burayı çok sevdiğini, ancak birçok açıdan da farklı bulduğunu dile getiriyor. “Benim için bazı açılardan buraya alışmak zor olmuştu. İstediğim çoğu ürünü bulamıyordum. Ama burası çok sessiz, sakindi. Türkiye’de bir sene yaşayıp buraya geldiğim için, aradaki farkı da gözlemleyebildim. Burası daha Avrupai olsa da zor yanları da vardı” diyor.
“2003’te, geçiş noktalarının açılmasıyla Kıbrıs’a dönmeye karar verdik”
Gökaşan, “Türkiye’de birkaç sene daha yamaç paraşütü işletmeciliği yaptık. Eşimin askerliği için ise Kıbrıs’a dönmemiz gerekti. Ben de İngilizce öğretmenliği yapıyordum. İkinci çocuğumuzun olmasıyla, kısa bir süreliğine de Yeni Zelanda’ya gittik. 2003’te, geçiş noktalarının açılmasıyla Kıbrıs’a dönmeye karar verdik. Aldığımız bu karar işletmemiz için çok iyi olmuştu. Çünkü o yıllarda bir turizm patlaması yaşandı ve işlerimiz çok iyi ilerledi. Ülkeye de bir canlılık gelmiş, imkanlar artmıştı” şeklinde konuşuyor.
“Müşterilerimizin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor”
Yamaç paraşütüne daha çok kadınların ilgi duyduğunu kaydeden Gökaşan, “Müşterilerimizin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Erkekler, kontrolü başka bir erkeğe bırakmayı gurur olarak görüyor. Geçiş noktalarının açılması ve her yıl artan turizmle işlerimiz çok iyi gitse de, son birkaç senede duraklama yaşadık. İlerleyen zamanda daha iyi olacağını umuyoruz” diye devam ediyor.
Eşi ile birlikte çalıştığını belirten Gökaşan, kendi işletmelerinde çalışmalarının mutluluk verici olduğunu ekliyor.
“Dağda bir yürüyüş bile insanı mutlu ediyor”
Gökaşan, ailece adada yaşamı çok sevdiklerini söyleyerek, “Burada yaşam şekli çok güzel. Çünkü buradaki hava, sessizlik, diğer ülkelere kısa sürede gidebilmen, adanın küçüklüğü, her şey çok güzel. Her zaman çok fazla paranızın olmasına gerek yok, deniz kenarında, dağda bir yürüyüş bile insanı mutlu ediyor” diyor. Gökaşan sözlerine şöyle devam ediyor: “İşimizde, şimdiye kadarki en önemli anımız, 104 yaşındaki bir kadını uçurmaktı. Çok güzel, duygu dolu, sevindirici bir andı bizim için. Bir rekor kırdı ve biz de buna tanık oldu. Bu en gurur duyduğumuz günlerden birisiydi… Bu sebeple buradaki yaşamımızı, işimizi çok seviyoruz”