Soru: Maraş açılabilir mi?
Evet, açılabilir.
Neden açılmasın ki?
Ne zamana açılır, o belli değil ama...
Açmak imkansız değil.
Ercan’da uluslararası trafik başlayabilir mi?
Başlayabilir tabii...
Yeter ki ‘niyet’ olsun, ‘irade’ olsun.
Kıbrıs sorununda eksik olan tek bu zaten...
Niyet ve irade!..
Gerisi bir şekilde var.
Konjonktür, uluslararası ilgi, diplomatik destek...
Her dönem değilse de, bunlar çeşitli dönemlerde bir araya geliyor, amabir türlü sonuç alınamıyor.
Oynamaya niyeti olmayan ‘gelin’ gibi...
Ya ‘yer’ dar geliyor, yahut ‘yer’...
**
Kıbrıs’ta yeniden çözüme elverişli bir psikolojik ortam oluştu.
Kuzeydeki seçimler umutları canlandırdı.
Artık herkes yoğurdu üfleyerek yiyor, umutları ve beklentileri fazla yukarıya çekmiyor, ama yine de ihtiyatlı bir iyimserlik hakim...
11 Mayıs’ta Akıncı ile Anastasiadis ilk kez yemekte görüşecekler.
‘İlk kez’ derken, ‘her ikisi de ‘başkan’ sıfatıyla ilk defa buluşacaklar.
Yoksa Akıncı ve Anastasiadis defalarca bir araya geldiler, konuştular, görüştüler.
Sıfatlar eşitlendikten sonra ‘ilk’ olacak bu...
**
Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum liderler 1968’den bu yana ‘müzakere’ ediyorlar.
Denktaş-Makarios...
Denktaş-Kiprianu...
Denktaş-Klerides...
Denktaş-Vasiliu...
Denktaş-Papadopulos...
Talat-Papadopulos...
Talat-Hristofyas...
Eroğlu-Hristofyas...
Eroğlu-Anastasiadis...
Dile kolay, tam 47 senedir yukarıda anılan isimler kah kendileri, kah temsilcileri vasıtasıyla ‘çözüm’ arıyorlar.
Aracılar, danışmanlar, temsilciler, özel misyonla gelenler...
Genel Sekreterler, yabancı devlet admaları, uluslararası kuruluşlar...
Bazen gerilim, bazen yakınlaşmalar...
Ama günün sonunda devam eden bir statüko...
**
Evet, Maraş açılabilir.
Ercan da...
Mağusa Limanı da...
Hava sahaları, karasuları ‘tek’ olabilir.
TV ve radyoların frekansları tek otorite taarfından, uzlaşıyla dağıtılabilir, karmaşanın önüne geçilebilir.
İki tarafta çekmeyen cep telefonları kullanılabilir hale getirilebilir.
Ülkeye gelen turist sayısı birkaç misli artırılabilir.
Eğitim, inşaat sektörleri kısa sürede patlayabilir.
Çıkacak gazın refaha dönüşümü sağlanabilir.
Askeri harcamalar azaltılıp, insana ve altyapıya yatırım yapılabilir.
Çevre, sağlık sorunları beraberce çözülebilir.
Ve daha neler neler...
Aklın yolu, ekonomik aklın yolu, çağdaş aklın yolu bunu söylüyor zaten...
Hepsi mümkün bunların...
Yeter ki ‘niyet’ olsun, ‘irade’ olsun.
Akıncı ve Anastasiadis 2004’te referandumda ‘evet’ demişlerdi.
Şimdi o ‘evet’in altını doldurmak ellerinde...
Her ikisi de ‘çözüm’ istediğini söylüyor bugün de...
Ve ikisinin de soyadlarının ilk harfi aynı: A...
Bugüne kadar hiç soyadları aynı harfle başlayan liderler aynı anda görev yapmadı Kıbrıs’ta...
Şimdi ‘2 A’ görev başında...
Belki de dünyada bu kodla anılacak Kıbrıs’taki çözüm, gün gele: ‘2 A modeli çözüm’...
Neden olmasın?